Tüm hafta okula gitmediğim için biriken devamsızlıklarımla beraber bu da başıma bela olacaktı. Bu yüzden okula gitmek zorundaydım. Hamileyim diyemezdim sonuçta. Sabah Demir'in öpücükleriyle uyandım. "Günaydın güzelim." dedi. Gülümseyerek yerimde doğrulduktan sonra güzel bir kahvaltı yaptık ve okulun yolunu tuttuk. Arabada pek konuşmadık. Okula gittiğimizde elimi tutarak indi arabadan. O sırada aklıma gelebilecek en kötü şey geldi. Giray her şeyi görmüştü! Tek umduğum onunla aramı düzeltmek ve kimseye bir şey ötmemesini sağlamaktı. Hızla Demir'in elini bırakıp koşarak az önümüzde okula doğru ilerleyen Giray'a yetiştim. Demir arkamdan baka kaldı ama amacımı anlamış olmalıydı ki karışmadı. Giray beni gördüğüne pek sevinmiş görünmüyordu. "Giray konuşabilir miyiz? Yani eğer sakıncası yoksa..." dedim. Yüzüme öfkeyle bakıyordu ama bazı cevaplar aradığını biliyordum. "Tamam benimle gel." dedi ve beni kolumdan tutup götürmeye başladı. Kolumu sıkması hoşuma gitmiyordu. "Biraz yavaş ol!" diye bağırdım. Beni tenha bir yere çekti ve komuya girmemi bekledi. "Giray ilk olarak sana hislerimi düzgün bir şekilde açıklayamadığım için özür dilerim. Ben sana gerçekten çok değer-" eliyle ağzımı kapattı. "Bu konu hakkında konuşmanı istemiyorum. Benim seninle konuşmam gereken daha önemli bir şey var." dedi. Kafamı salladığımda elini ağzımdan çekti. Yere oturduk ve anlatmaya başladı. "Duygu, Eylül'e bir süredir ulaşamıyorum ve bildiğin gibi düğüne de gelmedi." Tabi ya! Eylül yoktu. Kendi pisliğimle uğraşmakla o kadar meşguldüm ki en yakın arkadaşımın eksikliğini bile fark edememiştim. "Evine gittin mi hiç?" diye sordum telaşla. Ümitsizce kafasını sallayıp "Defalarca, ama kapıyı açan olmadı." dedi. "Okuldan sonra beraber gideriz olur mu? Açan olmazsa da polisi ararız." dedim ve birden telaşlandı. "Hayır. Polisi arayamayız." dedi. Neden böyle demişti? Olayla bir ilgisi mi vardı? "Zaten kardeşiyle ilgili sorunları var biliyorsun. Ailesi tedavisini yaptırmak için şehir dışında çıktı. Onları meşgul edemeyiz. Kendimiz halletmeliyiz." dedi. Usulca kafamı salladım. Ama beni rahatsız eden bir şey vardı. Tam gidecektim ki tekrar kolumdan tuttu. "Diğer konuya değinecek olursak, hepimiz sarhoştuk ve senin bir suçun olduğunu düşünmüyorum. Herkes hatalar yapar. Fakat ona nasıl baktığını görüyorum Duygu. Bana hiç bakmadığın gibi... Tüm kalbinle seviyorsun onu değil mi? Seni terketmişim gibi düşünme sakın. Her zaman senin için buradayım ama senin mutluluğun benim için daha önemli her ne kadar sinirlensemde sen benim ilk arkadaşımsın. Beraber ağladık, beraber güldük, beraber saçmaladık. Böyle bir şeyin arkadaşlığımızı bozmasına izin veremem." dediğinde şaşkınlıktan ölecektim böyle bir olgunluk göstereceğini hiç düşünmüyordum. "Çok sevindim, senin gibi birini kaybetmek istemem Giray, ölene kadar bana mahkumsun." dedim gülerek. Sonra sıkıca sarıldık birbirimize.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşüncesiz Aşkım
Ficción GeneralAnnesinin ölümünün üzüntüsünden hemüz kurtulamamışke olan Duygu'nun babasının başka bir karıyla (sevdamalıXd) evlenmek istemesi üzerine Duygu'nun kendini bambaşka bir hayatın içerisinde bulan Duygu'nun seksomanyak üvey abisiyle maceraları