Bölüm 16

4.8K 432 168
                                    

Etrafındaki onlarca korumayla bize doğru gelen bir adet Vladimir. Burnundan soluyordu, buraya gelmemize mi bu kadar kızmıştı. İstemsizce yerimde kıpırdandım. Birazdan büyük ihtimal kovulacaktım. Vladimir kopkoyu gözleriyle yanımıza geldiğinde. Gözlerini saniyelik insanların üzerinde gezdirdi. Etrafımızda ki insanlar yakınıma gelen siyahlar içinde ki bu ürkütücü adama kitlenmişti. Etrafımızda bir sessizlik oluştu.

Yakınıma yaklaşıp keskin gözleriyle '' Ne halt etmeye buradasınız '' diye sordu. Eli her zaman ki gibi belindeydi. Kokusu buram buram ciğerlerimi doldururken bu kokunun beni bu kadar etkilemesine sinir olmaya başlamıştım. Adam benim patronumdu sonuçta. Gözleri gözlerimde her bir kelimesine basa basa söylemişti.

Boğazımı temizledim. O arada sıra bize geldi. Biraz öne ilerleyip '' istediğini seç tatlım '' dedim. İvan bir iki adım önümüzde kendisine şeker seçerken istemesem de bakışlarımı Vladimir'e çevirdim. '' Alışveriş yapmaya gelmiştik sadece '' dedim korkak bir kedi gibi olduğum yere sindiğimi biliyordum. Paramın oradaki mağazalara yetmediğini söylemek istememiştim.

Vladimir iki parmağıyla iki kaşının arasını sıkıp '' hangi akılla yeğenlerimi bu ücra yere getirirsin. Aklın neredeydi senin ilk kural güvenlikti '' diye kükredi. Normalde bağırmıyordu hatta aksine sessiz bile konuşuyor denilebilirdi. Yine de bence bir kükremeydi. '' Diğer taraf neyinize yetmedi de buraya geldiniz. '' diye söylendi yine.

Bakışlarım etrafımıza kaydı. İnsanlar şimdi hiç utanmadan gözlerini dikmiş bize bakıyorlardı. Etrafa karşı gülümseyerek Vladimir'e döndüm '' sen gelene kadar hiç dikkat çekmiyorduk. İşimizde bitmişti zaten '' dedim. Elimi göğsüne koyup üzerime eğilmiş halini biraz düzelttim. İnsanlar filim izler gibi bizi izliyorlardı.

Vladimirin de gözleri anında etrafta dolaştı. Atmaca gibi bakışları en ufak tehditte tetikteydi. İnsanların bize baktıklarını biliyordu. O bu bakışlara alışıktı. Hem soy isminden hem görüntüsünden dolayı nereye girse bakışları üzerine çekerdi. '' Neden diğer taraftan alış veriş yapmadın '' diye sordu sertçe. Kendine hakim olmaya çabalıyordu. Diğer taraftan alışveriş yapmamam garibine gitmiş gibiydi.

'' oradaki mağazaları karşılayamam. Çocuklar için alışverişi oradan yaptık ama ben oradan alışveriş yapamam '' dedim. Gözlerimi ondan alıp İvan'a çevirdim. Utanmıyordum bu durumdan ama ona bunu söylemek nedensizce rahatsız etmişti beni. Hala ne seçeceğine karar verememişti. Normalde Vladimir şu an yanımda olmasa insanlar çoktan homurdanırdı ama etrafımız şu an bizi izlemekle meşguldü.

Bir kaç saniye sonra '' Sana ilk gün dediğimi hatırlıyorum. Dobroslav ailesi himayesindesin. Bırak oradan bir kaç parçaya paranın yetmesini hepsini defalarca satın alırsın. '' dedi. Sesinde şaşkınlık hatta bulmaca çözen birinin merakı var gibiydi. Sesi diğer cümlelerine göre şimdi düz çıkıyordu. 

İvan'a doğru '' artık birini seç İvan insanlar sıra bekliyor '' diye uyardım. Sonra Vladimir'e bakıp '' o himaye kalacak yeri ve güvenliğimi sağlıyor Vladimir. Bunlar benim kişisel ihtiyaçlarım. Senin ödemen saçma. Senin paranı har vurup harman savurmamı mı istiyorsun. Benim o mağazaları alacak param yok bu para senin paran '' dedim. Beni anlamasını istiyordum. 

Yine sinirlendi kaşlarını çatıp '' benim himayemdeysen bu her şeyini kapsar. Sana ilk gün belirttim bunu ''

Gözlerimi gözlerini çevirdim. Kimsenin asla ama asla himayesinde olmayacaktım. Ne için gelmiştim buraya özgürlük için. Yanında çalışıyor olmam özgürlüğümü satın aldığı anlamına gelmiyordu. Parmağımı kaldırıp '' sen benim patronumsun, sahibim değil '' dedim. Sinirlerimi saniyesinde tepeme çıkarmayı başarmıştı. Neden anlamak istemiyordu.

ÖZGÜRLÜK YOLUNDA AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin