Bölüm 8

3.9K 290 27
                                    

Gözlerimi açtığımda hiç durmadan zilim çalıyordu. Yerimde sıçrayarak kalktım. Nasıl gittiğimi bilmeyerek kapıya koştum. Kapıda yengem vardı. Kapıyı açmamla birlikte çekti elini zilden. '' ne oldu '' dememe kalmadan aşağıdan ipeğin sesi duyuldu. Avazı çıktığı kadar bağırıyor ortalığı birbirine katıyordu. Yengem '' gel mavi en sonunda kırdı bacağını herhalde '' dedi. Lafını bitirmeden hızla inmeye başladı merdivenlerden.

Bende kapıyı açık bırakıp öylece koştum aşağıya. İpek lavabonun önünde hala bağırıp ağlıyordu. Onun yanına gelip '' ne oldu kızım niye bu kadar bağırıyorsun '' diye sordum. Gözlerim korkuyla açılmış ayağında kırık falan bakıyordum.

İpek gözlerini bana dikip '' tuvalete gideyim derken yeniden burktum bu sefer kırıldı herhalde mavi '' dedi.

Yengem eline telefonunu alıp '' ben hemen Polat'ı arıyorum gelip götürsün seni ''.

Yengem lafını bitirmeden ipek beni cimcikledi. Gözlerim gözlerine kaydığında gözlerini büyütmüş bana bakıyordu. O an ne var diyecekken aklım başıma geldi. Birden yengeme '' hayır '' diye bağırıp telefonu elinden çektim panikle. Yengem şaşkınca bana bakıp ne yaptığımı anlamaya çalışıyordu.

Ona bakmadan '' ben kadir ağabeyi çağırıyım. Ölürüm de senin o hız manyağı oğlunun sürdüğü arabaya binmem '' dedim.

Yengem sinirle kaşlarını çatıp '' sensin manyak. Doğru konuş benim oğluşum hakkında '' diye tabi ki bana geri bağırdı. İğrenir gibi baktım ona. Kocaman eşek kadar adama hala ne diyordu. Aman oğluş görmesek. İpek oturduğu yerde '' anne başlayacam şimdi oğluşuna küçülsün de cebime girsin bari. Ölüyorum ben burada yaa '' diye söylendi. Yengemin dikkati yeniden ipekteydi şimdi. Hızla kadirin numarasını çevirdim. Telefonu '' efendim yenge '' diye açtı.

Kısa bir şekilde '' kadir ağabey ben mavi, İpek düşüp ayağını kırdı bu sefer galiba, çok ağrısı var. Gelsene hemen hastaneye götürelim '' dedim. Ve ne diyeceğini beklemeden kapadım telefonu. Nasılsa gelecekti.

İpeğe bakıp '' sen biraz daha dayan. Çantamı alıp geliyorum hemen '' dedim. Hızla yukarıya çıkıp odama koştum. Kadir gelene kadar vaktim vardı. Resim çekinmem gerektiği için makyaj yapmadım. Yine de ne olur ne olmaz diye bir kaç malzeme aldım yanıma. Saçlarımı havalandırıp salık bıraktım. Uzun ve hafif dalgalı oldukları için genelde bir şey yapmama gerek kalmıyordu.

Üzerime siyah bir kot pantolon onun üzerine de beyaz klasik gömleğimi giyindim. Onun üzerine kot ceketimi aldığımda tamamdım. Yandan takılan çantamı alıp tek omzumdan geçirdim. Hızla anahtarları çantama atıp çıktım evden. Aşağıya indiğimde yengemde hazırlanıyordu ona bakıp '' sen neden hazırlanıyorsun ''diye sordum. Yengem bana yarım bir bakış atıp '' asla kızımı tek bırakmam bu halde '' dedi.

Ona gözlerimi devirip '' e dört yaşında olan iki kızını bırakırsın herhalde '' diye sordum. Kızlar üzerlerinde montlarla odadan çıkıyorlardı şaşkınca yengeme bakıp '' saçmalama yenge, ufacık çocukları mikrop yuvası hastaneye mi getireceksin? Orada ipekle mi ilgileneceğiz bu iki zıpırla mı? '' dedim. Bir yandan elimle kızları gösteriyordum.

Yengem bir bana bir kızlara baktı. Haklı olduğumu bilse de gelmek istiyordu. Eğri otur doğru konuş demişler. Berbat bir yengeydi ama harika, sevgi dolu bir anneydi. Daha fazla beklemeden '' sen kızlarla dur ben giderim ipekle. Kızlar orada her şeyi merak edip ellemek isteyecekler onlarla uğraşamayız '' dedim.

Yengem en sonunda pes edip başını salladı. Bana gözlerini büyütüp '' her harekette beni arayıp haber ver '' dedi bir yandan da parmağını sallıyordu. Endişesi gözlerinden okunuyordu.

ÖZGÜRLÜK YOLUNDA AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin