❖A Little Drugs❖ (M)

3.7K 254 360
                                    

Selam. Uzun zaman sonra yeniden hoşgeldiniz. Hızlı bir giriş yapacağız. Bol bol yorum yapmayı ve Vote vermeyi unutmayın ♡

>Dikkat, bu bölüm cinsel içerik bulundurur.<

Farklıydım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Farklıydım. Artık kendimi tanıyamıyordum. Aslında... Yeni kendimi de tanımak istemiyordum. Bu duygular... Bu istekler... Bu hedefler, birkaç ay önceki Lalisa'ya ait değildi. Sanki bu karanlık... Daha yeni içine girmemişim gibiydi. Sarmıştı, sevmişti, en çok da hep içinde var olmuşum gibi benimsemişti beni.

O geceye dönüyordum. Jeon Jeongguk'un bana: "Benim karanlığımı en azından insanlar görebiliyor fakat seninkini... Yakınındaki hiç kimsenin bundan haberdar olmadığına eminim." Dediği güne dönüyordum. Tek bir fark vardı. Artık içimdeki karanlığı herkes görebiliyordu.

Her şey çok değişmişti.

Mesela aylar öncesinde tanımadığım fakat hayatıma girdikten sonra en yakınlarımdan biri olan Ji-Yong'un kanla kaplı yüzünü görmüştüm. Soğuk bedenine sarılmıştım, toprakla buluşmasını izlemiştim. Yıpranmıştım. Onu öyle gördükten sonra günlerce kendime gelememiştim ama... İntikamını da almaya hazırdım.

Mesela onlarca insana zarar vermiştim. Bazılarını yaralamakla bırakmış bazılarını ise ölümle yüzleştirmiştim. Başlarında da Kim Namjoon geliyordu. Onu ben öldürmüştüm. Şeytanların liderini tek doz zehir ile nefesini kesmiştim. Bir başkası olsa benim yaptığımı yapabilir miydi? Bilmiyordum.

Bir de The Snakes vardı. Sadece BTS'den kendimi ve şirketimi korumak adına girdiğim grubun lideri olmuştum. İnsanları zehirleyen tozları üretmeye ve satmaya başlamıştım. Karanlığa adım adım ilerleyip içinde yok olmuştum. Hemde ona bu kadar çok yabancıyken.

"Lalisa?"

Bedenimi taşıyamıyordum. Ah, vücudumda bir ağırlık vardı ve bu bana çok yabancıydı. Ne yaparsam yapayım gözlerimi açamıyordum, göz kapaklarım birbirine yapışmış gibiydi. Aldığım koku uykuya devam etmemi fısıldar gibiydi. Yorulduğumu hissediyordum, hem de hiç zamanı değilken.

"Lalisa?"

Tanıdık ses ile göz kapaklarım titrediğinde beynim gördüğüm rüyaları yavaş yavaş siliyordu. Yaşadığım her şey, aldığım her can boynumdaki pırangayı daha çok sıkıyordu. Engelleyemiyordum.

"Uyan artık güzelim..."

Bir el saçlarımı okşamış, gözlerime gelen tutamları çekmişti. Bu dokunuşların sahibini de bu sesin sahibinide tanıyordum. Hemde sandığımdan daha çok.

Gözlerimi araladığımda ilk gördüğüm şey o olmuştu. Islak saçları alnına yapışmış olan Jeon Jeongguk üst tarafı çıplak bir şekilde yanımda yatıyordu. Bir kolundan destek alırken diğer eliyle de saçlarımı okşuyordu. Bu merhamet... Bana mı özeldi? Yoksa Jeon Jeongguk her yaralı kadını iyileştirmeye mi çalışıyordu?

Xanax: Poison of Passion | lizkook⁴Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin