❖I will Kill You❖

3K 346 375
                                    

Merhaba!!
"daha çok lizkook" yorumlarını alıyorum ve haklısınız. Ama önce her şeyi dökmem ve işlemem gerekiyor. Lalisa ve Jeongguk'un gerçek karakterlerine gelmeden zemini hatırlamam gerekiyor. Zaten bundan sonraki bölümlerde oluk oluk lizkook olacak dert etmeyin.
İyi eğlenceler❤️

Ji-yong'un "Barrow" diye bahsettiği yere geldiğimde güneş gökyüzündeki yerini tamamen almış, yorgun ve uykusuz gözlerime işkence etmeye devam etmiştim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Ji-yong'un "Barrow" diye bahsettiği yere geldiğimde güneş gökyüzündeki yerini tamamen almış, yorgun ve uykusuz gözlerime işkence etmeye devam etmiştim. Fazla uykucu bir insan değildim ama şuan uyumak için her şeyi verirdim.

Siyah kapıyı açıp içeriye bir sesin dolmasını sağladığımda önce gözlerim barın önünde oturan CL'i bulmuştu. Beni gördüğün de yüzüne sahici bir gülümseme eklemiş ve yanındaki boş sandalyeye gelmemi işaret etmişti. Siyah ve yeşilin ağırlıkta olduğu barda aldığım nefes ile yüzümü buruşturmuştum. Sanırım bu kokunun sahibi hemen birkaç adım uzağım da bana bakan büyük yılla aitti. Cam bir akvaryumda duran yılan fazlasıyla büyük ve  ürkütücüydü. En garibi de onu orada tutan hiçbir şeyin olmamasıydı.

"Ji-yong nerede?"

BTS'in mekanından ayrıldıktan sonra onu aradığımda bana buraya gelmemi söylemişti.

"Yug-yeom ile ilgileniyor."

Hatırladığım görüntü ile seslice yutkunmuş, çantamı masaya bıraktıktan sonra sandalyeye oturmuştum.

"Yug-yeom'un anlattıklarından sonra Jeon Jeongguk kesin seni öldürür demiştik ama sapasağlam bir şekilde buradasın."

CL kahvesinden bir yudum almadan önce sesli bir şekilde gülmüştü. Onun gülümsesi ile tebessüm ederken masaları silen görevliden sade bir  kahve rica etmiştim. Jeon Jeongguk'un adının geçmesi ile vücudumda güçlü bir elektrik dalgası geçmişti. Onun tehlikeli sesini, gülüşünü, kokusunu ölsem unutamazdım artık.

"Hoşgeldin Lalisa."

Ji-yong merdivenleri indikten sonra yanımıza oturmuş, yavaşça omzumu sıvazlayıp genişçe gülümsemişti.

"İyi olmana sevindim."

Ji-yong'a garip bir şekilde kendimi yakın hissediyordum ve bu küçük dokunuşu bile beni güvende hissettiriyordu. Aynı onun gibi gülümsediğimde birkaç saattir kendimi kötü hissettiren olayı sormak istemiştim.

"Yug-yeom nasıl?"

Jeon Jeongguk kafasını kaputa öyle sert vurmuştu ki o an ve ses aklımdan gitmiyordu. Gerçekten güçlü bir adamdı.

Xanax: Poison of Passion | lizkook⁴Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin