Bağlımlıydım...
Tükettiğim ilaçlara değil,
Hissettiğim boşluğa.
Bağımlıydım...
Güce kudrete değil,
Bir adamın kokusuna.
Bağımlıydım...
Herhangi bir adama değil,
Şehrin şeytanına.
Bağımlıydım...
Hem de kim olduğumu unutacak kadar çok.
Başlangıç tari...
Bu şarkıya aşığım bu yüzden her yere koymak zorundayım. Bu arada hoşgeldiniz, umarım ki eğlenir ve beğenirsiniz. ❤️
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Nereye böyle?"
Sırtım duvara gelirken önümü bir beden kesmiş ellerini iki yanımda sabitlemişti. Jeon Jeongguk tam gözlerimin içine bakarken "ne bu acele?" Demişti.
Beni görmüştü. Kaçışımı izlemişti... Daha sonra yüksek bir ses yeniden duyulmuş. İkimizi de sağır etmişti. Bir siren sesi ikimizi de sağır ederken onun kaşları çatılmış...
Ne yaptığımızı anlamıştı.
Yüzünü asi bir gülümseme kaplarken alt dudağını dişlerinin arasında ezmiş, gözleri yere kayarken başımın yanındaki elini sertçe duvara vurmuştu. Gözümü dahi kırpmadan onu izliyor, yutkunamıyordum.
Kokusu her bir zerreme işliyor, parolalar halinde kendini kayıt ediyordu ve yeni fark ediyordum ama tir tir titriyordum.
GD ve CL beni bekliyordu. Onun elleri arasından kurtulmalıydım. Fakat... Bunu nasıl yapacağımı bilmiyordum.
Gözlerimiz yeniden birleştiğinde kulağıma doğru eğilmiş ve fısıldamıştı.
"Bunun bedelini ödeyeceksiniz."
Başı yeniden geriye çekildiğinde bir beden -muhtemelen Jin denen adamdı- yakınımıza doğru yürümeye başlamış, daha sonra onun adını bağırıp "buraya gel çabuk." Demişti. Bu süre zarfında mekanda bulunan insanlar ayaklanmış ve kaçmaya başlamıştı. Gözlerimi ondan çekip omuzunun yanından baktığımda duvarlara polis ışıklarının düştüğünü, büyük bir kargaşanın oluştuğunu görebilmiştim.
Daha sonra Jeon Jeongguk sağ bileğimden tutmuş, çekiştirmeye başlamıştı. Birden çektiği için dengemi sağlayamazken direnmek aklımın ucundan dahi geçmemişti. Çünkü tuttuğu bileğim sızlamaya ve "ondan kaçışın yok" diyerek uyuşmaya başlamıştı.
Dövmeli parmaklarının üzerine elimi koyarken "bırak beni" diye bağırmıştım. Fakat faydasızdı ne demirden parmaklarını çözebilmiştim ne de hızını sekteye uğratabilmiştim. Tanrım GD anlaşmayı bozsa haklıydı. İlk işte çuvallamıştım. Ve muhtemelen bu işten zararlı olarak kurtulacaktım.
Jeongguk bir kapıyı açtıktan sonra bedenimi yatağa doğru savurmuş iki adım ilerimde dururken tehlikeli bir ses tonu kullanmıştı.
"Kaçmaya çalışma güzelim, bu gece benimlesin."
Yüzünde o her zamanki alaycı gülümsemelerden biri canlanırken sağ gözünü kırpmış ardından kapıyı çekip çıkmıştı. Beraberinde de bir kilit sesini duyurduktan sonra uzaklaşmaya başlamıştı.
