Bizim küçük apartman dairemizin karşısında, yaşadığımız semtin en ünlü restoranı olan Santiago'nun yönetici şefi oturuyordu ve ben ondan nefret ediyordum. Kendisine taktığı ismiyle tüm mahalleye buram buram kendini beğenmişlik yayıyordu ve ben her s...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Day6 - I Like You
Belirli bir uğultuyla dolu mekana girdiğimizden beri bir saatten fazla olmuştu. Neredeyse bitmeyecekmiş gibi uzunca süren yemek yeme problemimizden sonra - 8 kişiydik ve yanımızda üç kişilik yiyen bir çocukla gitmek yemek yeme süremizi olduğundan fazla uzatmak konusunda acayip başarılıydı.- Jaemin'in belirsiz yol tarifleri ve tamamen Taeyong'un yer yön hissiyatının gelişmiş olmasıyla bulduğumuz bara varabilmiştik. Öncesinde sokak sokak yürüyüp yediklerimizi eritebilmek adına mağazalarda dolaşmak gibi bir hata yapmamızı es geçmek istiyordum çünkü yanımızda Taeyong ben yürüyen kredi kartıyım adamı olunca bir şeyi sadece beğenmekle kalmak epey zordu. Bu bonkör davranışlarının paylaşımcı ve sevdiğini şımartmakla ilgili anlayamayacağımız ona has yapısından kaynaklandığını bilsek de çoğunluğun üniversite öğrencisi olduğu bir grupta bir şeyleri beğenip ardından almadan geri dönmek bu işin edebiyatı ve bir yönden dramatik zevki haline gelmişti. Bu yüzden onu bir şeyleri almaması için aramızda paslaşarak oradan oraya sürüklerken bunu bir nebze de olsa engelleyebildiğimize inanıyorduk. Bir süre Johnny ve benimle gezip sohbet ettikten sonra Win ve Yuta'nın ortasında kollarına girerek Lucas'ı özlediğiyle ilgili sızlanma dolu bir sohbet başlatmıştı. Tabi boş bulunduğumuz bu süreyi de verimli değerlendirmek için mantıklı davranmıştık. Johnny ve sorunlu program sürecinden sonra ona mental anlamda pozitif enerji sağlayabilmek için öpücüklerimi kullanma fikri beni terk edememişti. Büyük ihtimalle bombok hissettiğim bir anın içinde Johnny'nin aşk öpücükleriyle karşılaşmak beni o iğrenç duygudan sıyırabilirdi ve ne şans ki empati kurma isteğime yenik düşemediğim için bomboş bir alan bulduğumuz ilk anda onu öpmüştüm. Bu boş alanın otopark olması ve diğer herkesi atlatıp otoparkta ağızlarımızla bir münakaşaya girmek biraz tuhaf olabilirdi ve büyük ihtimalle Yuta arkamdan bizi atlatıp yiyişmeye gitti gibi doğruluğu meçhul bir yorum getirmiş olabilirdi. Ama yılbaşından sonraki en uzun öpüşme sürecimize girmek beni biraz heyecanlandırdığı için o an bunu düşünmemiştim. Johnny beni öperken hiçbir şey düşünemiyordum. Duvar kağıdı yapıp telefonumda gezdirmeyi planladığım o dudaklar boş değildi. Öyle can alıcı gözükmelerinin bir sebebi vardı. Dört kişilik evimizin tartışma konusu olan 'güzel dudakları olan erkekler iyi öpüşür' konusunun en büyük kanıtı gibiydi. Johnny öptükçe öpmek isteyeceğim bir adamdı ve beni içine çekmekten vazgeçmiyordu. Bu düşündükçe salak gibi sırıtarak odamın tavanını izleyeceğim öpüşme sürecimiz en sonunda topluca yola çıkacağımızda sonlanmıştı. Ardından harika ışıklandırmaları olan mekana geldiğimizde ise her şey büyük bir kargaşa gibiydi. Kapıda güvenlik için duran bir eleman bizi içeri aldıktan sonra kendimizi- Jaemin'in mekanı avcunun içi gibi bilmesi sayesinde- geniş ve hepimizin sığabileceği kadar uzun bir U koltukta bulmuştuk. Johnny olur da kalabalığımızın arasında arada kaynar ve yanıma oturamaz diye ödüm koptuğu için oturana kadar bir saniye olsun elini bırakmamıştım ki bunu düşünen tek kişinin ben olmadığımı görmek oldukça rahatlatıcıydı. Çünkü Yuta en az kamerasına sarıldığı kadar sıkı bir şekilde Win'in belindeydi ve Doyoung'da yılbaşı sabahı yanında uyandığı çocukla yemekten bu yana ayrılmamıştı. Taeyong sızlanmaları eşliğinde Johnny ve Jungwoo'nun arasına sıkışırken ise Jaemin masanın en ucunda Yuta'nın yanındaydı. Beklediğimizden daha sakin bir ortamdı. Köşe kenarda açılan basit barlardan ziyade ayık insanlarla doluydu ve kalite kontrol testini Taeyong için gelen bir bardak viskiden sonra geçmişti. Söylediğine göre kaliteli bir alkol kokusundan dahi anlaşılıyordu ve o sahiden de iyi bir tanesini içtiğinden emindi. Her ne kadar burada olmaya can atmasa da dürüst konuştuğunu biliyordum. Ve diğerleri için gelen tüm içecekler, onlar için düzenlenmiş küçük bir sahneye çıkan çocukları gördükten sonra çok daha zevkli hale gelmişti.
