Marmellata - johnjae

Akşam yemeği sorunsalı.

Batu Akdeniz - Yanlış Biriyle Doğru Hikaye

Evin içinde, kafamı patlatacakmış gibi bir gürültüyle çalan müzik uykumdan uyanmama sebep olduğunda sinirle doğruldum ve gözlerimi zorlukla açtım. Pekala nefret ediyordum, her sabah böyle saçma sapan şekillerde uyandırılmak beni delirtiyordu ve bunun asıl sebebi ise sinir krizlerine girmeme sebep oluyordu.

Lee Taeyong, yüksek sesle şarkıya eşlik ederken ve içeriden arkadaşlarımdan kahkaha sesleri yükselişe geçerken yataktan kalktım. Terminatör gibi olaya el atacak ve o ruh hastası herifin kıçına tekmeyi basacaktım. Yataktan çıkıp savsak adımlarıma rağmen emin bir şekilde kapıya ilerlediğimde benim açmama gerek kalmadan odamın kapısı dehşet bir güçle açılmış ve kapı olduğu gibi duvara çarpmıştı. Eğer o kapıya biraz daha yakın olsaydım kafam uçabilirdi.

Jaemin her zamanki gülümsemelerinden biriyle kapıda belirdiğinde kaşlarımı çatıp bakışlarımı hemen arkasında duran ve beline sarılmış adama çevirmiştim. Çenesini benim küçük bebeğimin omzuna koymuş ve birde utanmadan kollarını ona mı dolamıştı?

"Ona bu kadar yakın davranman hiç hoşuma gitmiyor. Hoşlandığın adamı arıyorsun neden ellerin rahat durmuyor Taeyong?"

"Hadi ama, ona sevgilisine nasıl davranması gerektiğini öğretiyorum."

"Şu müziği kısın."

Beklediğimin aksine sinirle yükselememiştim ancak biraz zorlarlarsa ateş bile püskürtebilirdim. Gözlerimi ikiliden ayırıp evin içinde dolaştırdığımda Yuta'nın Win'i çiçek sularken sıkıştırdığını görebilmiştim. İt herifler birbirleriyle yiyişmekten kıçına veda edecek Jaemin'i fark etmiyorlardı. Daha sonrasında bakışlarım salonumuzun uzantısı olan mutfağa iliştiğinde bir kaç kere gözlerimi kırpmam gerekmişti çünkü nefret kaynağım orada dikilmiş tavamızı elinde tutuyordu. NE?

Gördüğümü algılamakta zorluk çekerken Jaemin yaşadığım şoku anlamış olacak ki bana bir açıklama yapma girişimindeydi.

"Şey... Ehehe biz sabah ne yiyeceğimize karar verememiştik de.. Win'de Johnny'e danışmaya karar verdi tabi danışma işi birdenbire davete dönüştü."

Çocuğun gülümsemesi anlattıklarının yarısında solduğunda sinirle alnımı ovuşturdum. Bir gün öncesinde yüzüne kapı çarpmıştım, ondan nefret ettiğimi biliyordu, asla iyi anlaşmaya yanaşmıyordum ve buna rağmen o evime mi giriyordu? Pekala, sakin olacaktım. Belki de fazla abartıyordum. Alt tarafı kahvaltı için gelmişti değil mi?

"Günaydın Jaehyun."

Yuta çıkacak kargaşayı sezmiş gibi sessizce sıvışmaya çalışırken Win'de peşinden gülümsemeye çalışarak ilerlemişti. Taeyong'la bir kez daha göz göze geldiğimde adam Jaemin'den kollarını ayırdı ve ondan görmeye alışık olmadığım kadar nazik bir şekilde çocuğu kenara çekti. Ardından odamın içine ilerleyip az önce çarparak açtığı kapıyı kapattığı zaman küfür etmeye hazırlanıyordum ama o benden önce davranmıştı.

"Sanırım epey rahatsız oldun."

"Evet." Ben açık ve net bir adamdım.

"Biliyorsun, buraya yaptığım ziyaretler bitecek gibi görünmüyor ve benden nefret etmeni anlıyorum ama Johnny'den neden haz etmediğini anlayamıyorum."

Mor renkteki lensleri deli dehşet yüzümde gezinirken derin bir nefes aldım. Dönüp dolaşıp aynı yere geliyorduk ve sıkıldığımı hissediyordum.

"Bak, bence bu gün sorun çıkarma çünkü evde ki herkes sen uyanana kadar gayet neşeli ve heveslilerdi. Sanırım mutlu olmayan tek kişisin. Bunu çözmekten yana değilsen kimseye karışma."