•••
"Üstünü çıkarmayacak mısın?"
Boya kovalarının önünde durmuş hepsine teker teker göz atarken sormuştu. Bende sırtıyla bakışıp, bu görüntünün beni sürüklediği sıkıntılı durumu nasıl belli etmem diye kıvranıyordum.
Bulunuduğumuz alan diğer yerlere göre daha boş ve gözden uzaktı çünkü çoğu insan boyanma işlemini tamamlamış etrafta renkli renkli dolaşıyordu. Taş duvarın hemen önünde dişçilerde ve dövmecilerde sıklıkla görebileceğiniz siyah, deri bir koltuk duruyordu. Yanında ise barda kullanılan buz kovaları vardı. Tabi buz yerine boya dolulardı. Taeyong işini iyi yapıyordu. Normal bir mekanda parti vermek çok zahmetli ve maliyetli bir işti ancak onun harcama konusunda hiçbir endişesinin olmadığını dağıtılan bedava biradan anlayabiliyordunuz. Üstelik sidik kıvamında su ile karıştırılmış biralardan da değildi.
Üstümde ki beyaz tişörtü hafifçe belimden sıyırdıktan sonra çıkardığımda Johnny'nin fırçaları karıştırdığını görebiliyordum. Kısa süre sonra bana döndüğünde bakışları her ne kadar vücudumu bulduysa da üstünde durmamış ve bana geri dönmüştü. Çünkü çok süzerse yine ters tepeceğimi biliyordu. Bunu tahmin etmesi hiç zor değildi.
"Önce sen yapmak ister misin? Yoksa ben mi başlayayım?"
Eğer ben başlarsam büyük ihtimalle ne yapacağımı bilmediğim için afallayıp kalacak ve bir neon partiye hiç gitmeyecek tarzda dağlar arasından çıkan güneş ve bir de bacası tüten ev çizecektim. Bu yüzden..
"Sen başla."
Johnny yalnızca kafasını salladı ve oturmam için deri koltuğu gösterdi. Kendimi oraya taşıyıp oturduğumda her şey ağır çekimde gibiydi. Oldukça sıcak bir atmosfer vardı ve Johnny fırçayı sarı renkli boyaya daldırdığı zaman onu izlemeye başlamıştım. Gözleri yüzüm, boynum ve göğsümde boylu boyunca geziyordu.
"Daha önce hiç neon bir partiye gittin mi?"
"Hayır bu ilk seferim."
Aramızda ki gerilim hattı ve mesafeli bir durumda söz konusuydu tabi.
Johnny fırçanın ucunu köprücük kemiğime değdirdiği zaman küçük bir ürpertinin bedenime yayıldığını hissediyordum. Her ne çiziyorsa fırça göğsüme doğru yol alıyordu ve bu gıdıklıyordu.
"O zaman bilmelisin ki neon boyalar genellikle motifler için iyi duruyor. Ve motiflerde büyük alanlarda güzel."
"İstediğim herhangi bir şeyi istediğim herhangi bir yerine çizemez miyim yani?"
Gözlerim vücuduma odaklanmış yüzünü dikizlerken mesafeli duruşu gülmek istememe sebep oluyordu. Normalde burnumun dibinde biten adam fırçayı uzaktan tutuyordu. Şeytanım onu kötü şeyler yapmaya teşvik etmemi söylüyordu. Diğer şeytanım ise eğer teşviklerim sonucunda beni hayal kırıklığına uğratırsa kalbimin kırılacağıyla ilgili beni ikaz ediyordu. Her şeyin sonucunda sırf işi zorlaşsın diye kollarımı geriye doğru dayamış ve gövdemi arkaya yaslamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Marmellata - johnjae
FanficBizim küçük apartman dairemizin karşısında, yaşadığımız semtin en ünlü restoranı olan Santiago'nun yönetici şefi oturuyordu ve ben ondan nefret ediyordum. Kendisine taktığı ismiyle tüm mahalleye buram buram kendini beğenmişlik yayıyordu ve ben her s...