The Beatles - Something
Ben, bu dünyanın görebileceği, gelmiş geçmiş en büyük işe yarar geri zekalıydım.
Sarhoş olduğum ve adamın üstüne çıkıp bir takım yakın anlar yaşamamıza sebep olduğum için değildi, hayır. Bu da vardı ancak bu işe yarar olduğum kısımdı. Geri zekalı olmamın sebebi tam da ayılmam için benimle iyi niyetli bir şekilde ilgilenen adamın önünde düşündükçe utançtan deliye döneceğim bir şey yapmış olmamdan kaynaklıydı.
Şöyle bir düşününce bunun sözünü etmek bile zordu ve o anda nasıl bu kadar cüretkar davranabildiğimi aklım almıyordu. Sarhoştum ve sarhoşken ön görülemez şeyler hep yapardım. Ama bu farklıydı. Bu sefer farklıydı çünkü aramızdakilerin boyutu birbirimizi ellemekten öteye geçmemişti. Bundan fazlasının olmasını tabii istiyordum ve her an hazırmışım gibi de göründüğümü biliyordum ancak sarhoşken ve o beni ayıltmaya çalışıyorken değildi.
Bütün iyi niyetiyle, duşun beni ayıltacağına dair olan güçlü inancını yerle bir etmiştim. Aslında su beni ayıltabilirdi ve muhtemelen konuşmak yerine beni direkt duşun içine atsaydı da bu kadar utanmama gerek kalmazdı fakat olanlar bir kere çığırından çıkmıştı. Pantolonumu çıkarmam için bana yardım edip düğmeyi çözerken ve fermuarımı indirirken elim kolum yokmuş gibi öylece durup yaptıklarını izlemiştim. Sonra da pantolonumu gerçek anlamda çıkarmam için bana bıraktığında dönen bir kafayla zorlayarak da olsa ondan kurtulmuştum. Asıl mesele benim tamamen çıplak kalma isteğimdi.
Ne düşündüğüm hakkında hala bir fikrim yoktu. Sadece Johnny'nin iç çamaşırımı çıkarmak zorunda olmadığımı tereddütle söylediğini hatırlıyordum. Bunu da beni düşünerek söylediğini biliyordum ama benim pek de umurumda olmamıştı. Öyle ki adamın önünde ondan da kurtulup bir de utanıyor musun diye kıkır kıkır gülmüştüm. Evet, evet öyle yapmıştım. Johnny de muhtemelen şaşkınlıktan bana bakakalmıştı. Tabii ki şaşırmıştı. Attığımız temkinli adımları yarıda kesip beş adımlık mesafeyi zıplayarak geçmiştim ve doğruyu söylemek gerekirse bu konuda hala bir şikayetim yoktu. Sadece çok utanıyordum. Gerçekten o kadar çok utanıyordum ki düşündükçe kafayı yiyecek gibi oluyordum.
Bana bakmıştı, incelemişti ve hatta sonrasında bir süre farklı bir yerlere de odaklanmak için uğramıştı. Aklını kaçırmasına sebep olacağımla ilgili bir şeyler de mırıldanmıştı fakat eninde sonunda yine o harika adamdı. Benim bu sorumsuzluk eseri gelişen açık saçık halimi fırsata çevirmeye falan kalkmamıştı. Sabırlı bir tavırla duşun içine girmem için yardım edip, su bütün düşüncelerimin üstündeki ağırlığı dağıtana kadar benimle ilgilenmişti. Ve evet, biraz olsun açıldığımda karşısında çıplak olduğumun daha çok farkına varmak acayip bir andı. Utancın en beteri değildi fakat en azından bana olan bakışlarını fark ettiğimde yanaklarım kızarabilmişti. Sonrasında bir havluyla gelip, beni resmen sardığında tek kelime edebilecek gibi hissetmiyordum. Hatta ertesi güne intihar planları yapıyordum ama sanki aklımdan geçenlerin farkındaymış gibi kollarını belime sararak utanmanın faydası olmayacağını söylediği zaman gerçekten de hiçbir faydası yoktu. Kafamı göğsüne gömüp çıkmamaya yeminliymiş gibi bir süre utanmaya orda devam ederek onu güldürmüştüm. Bir de gördüklerinden çok memnun kaldığını söylediği zaman neredeyse yere çöküp susmasını da söyleyecektim ama üşüteceğim gerekçesiyle beni yatak odasına götürmek konusunda fazla başarılı olduğum için bu düşüncem havada kalmıştı.
Öyle ya önümde çöküp kıyafetleri giydirmekte ısrarcı davranmış, kıçımın kapandığından emin olduktan sonra da artık utanmamı gerektirecek hiçbir şey olmadığından bahsetmişti. Bahsetmişti bahsetmesine ama utanacak çok şey vardı. Mesela her ne kadar bastırmaya çalışsa da güldüğü gerçeği beni çok utandırıyordu. Gülüyordu. Komik olduğu için değildi hatta bunun hoşuna gittiğinden de emindim fakat utançtan yerin dibine girmişim gibi olan halim yüzünden gülüyordu. Bir de arada bir gösterdiğim bu açık yanımdan çok hoşlandığını söyleyerek beni öptüğü zaman kendimi yatağına bırakıp yüz üstü yastıklarına gömülmüştüm. Ona bakmaya niyetim yoktu. Tek amacım bir yerde uykuya dalıp o histen kurtulmaktı fakat Johnny yatağın içine girmemi söyleyerek beni kalkmaya zorunlu bıraktığından tam anlamıyla saklanıp gizlenememiştim. Dahası, iki parmaklık bir aralıktan üzerini değiştirmesini izleyerek kafayı yemeye devam etmiştim. Sonrasında yanıma girip enseme bir sürü öpücük bırakarak ona dönmemle ilgili biraz dil döktüğü için olsa gerek direnemeden yeniden yüz yüze gelmiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Marmellata - johnjae
FanficBizim küçük apartman dairemizin karşısında, yaşadığımız semtin en ünlü restoranı olan Santiago'nun yönetici şefi oturuyordu ve ben ondan nefret ediyordum. Kendisine taktığı ismiyle tüm mahalleye buram buram kendini beğenmişlik yayıyordu ve ben her s...