Cat Pierce - You Belong to Me
"Üstünü değiştirmek ister misin?" Johnny rengi yumuşacık bir kahverengi olan gözlerini yüzümde dolaştırarak sorduğunda biraz daha alkol almamış olmamın pişmanlığını yaşıyordum. Tanrı biliyordu ya, hiçbir zaman doğru anda doğru miktarda içemiyordum. Bu yüzden bana olan yakınlığının kalbimle birlikte, içimde büyüyen o tuhaf hissi acımasızca beslemesinin tuzağına düşmüştüm. Biraz daha gevşememe yetecek kadar içmem gerekiyordu.
Evine geldiğimizden beri her şey oldukça sıradan ilerlese bile hislerimin beni yanıltmayacağına inancım tamdı. Tamam, kulağa biraz kaltakça gelebilirdi ancak her an beni öpmesini bekliyor olmamın suçlusu değildim. -Aslında tam olarak suçluydum. Onu buna resmen katakulliyle çekmiştim. Ve şimdide evinde beni öpmesini bekliyordum. Harikaydı.- Sonuçta bütün utanmazca sürdürdüğüm konuşmalarımı sonuçlandırmak istermiş gibi beni evine çağırmıştı ve herhangi bir şey bekliyor olmam doğal olmalıydı.
"Olur." Pijamalarımı onun odasına bıraktıktan sonra evinin içinde biraz dolandığım için mutfağındaydık. Şef bıçağını bulmuş, isminin yazılı olduğu parlak mı parlak ve elinde nasıl olduğunu anlamadığım kadar seksi duran bıçağı uzunca bir süre incelemiştim. Normalde olsa yapmayacağım bir şekilde ortalığı karıştırdığım için biraz tuhaf hissediyordum ancak ölçme kalıpları ve termometreyi bulduktan sonra aslında ne kadar da ilgi çekici bir alan olduğunu anlamıştım. Sonrası ise pek aklımda kalmamıştı çünkü Johnny mutfak tezgahına yaslanıp belime sarıldıktan sonra sorduğum her şeyi sabırla yanıtlamıştı ve bu oyalanma çabamı anladığını belirtir bir sırıtmayla eşyalarını karıştırmamı izlemesini kaldıramamıştım.
"Kaçmaya mı çalışıyorsun Jaehyun?" Düşünce yoğunluğumun arasından sızan keyifli sesi kaşlarımın yukarı kalkmasına sebep olduğunda elimde tuttuğum cam bardağı tezgahın üzerine bıraktım ve anlamamışım gibi yüzüne baktım. Yaklaşık 10 dakikadır su içiyordum ve ondan önceki 15 dakika boyunca da mutfak eşyalarıyla ilgilenmiştim. Yani evet, tam bir sürtük gibi neredeyse kaçmaya çalışıyordum. Ancak yanlış anlaşılmamalıydı, kaçtığım şey Johnny değildi. Ya da olmasını beklediğim şeyler de değildi. Tam olarak içimde ki bu heyecan duygusundan kaçmaya çalışıyordum.
"Efendim?"
Johnny tezgaha bıraktığım bardağı biraz daha ileri itip gözümün önünden yok ettiğinde her şeyi çok daha iyi anlıyordum. O barda ki adamdı, cümlelerimi unutmayan ve unutmadığı gibi bana da hatırlatmaktan çekinmeyen adam. Bense çoktan yan çizmeye başlamıştım. "Diyorum ki, yine bütün o iddialı sözlerinden sonra utangaç çocuğa mı dönüşeceksin?" Utangaç çocuğa falan dönüşmeyecektim. İçimde ki bu lanet hissin sonucunu görmeden utangaç olamazdım. Oyalanıyor olabilirdim ancak tutuşmam tek bir kıvılcıma bakardı.
"Hayır.. söylediğim her şeyin arkasındayım." Sesim kendimden ödün vermeyecek kadar net çıktığında devamlı izlemek istediğim gözlerine yerleşen şaşkınlığı görebiliyordum. Ve bu deli gibi hoşuma gidiyordu. Johnny'ye kendimle ilgili tahmin edilemez ve ters köşe sonuçlar vermek içimde bir duyguyu tatmin ediyordu.
"O zaman bana ne istediğini açık açık söyleyebilirsin. Çünkü ben hep birlikte otururken ne yapmak istediğini anlamadım." Belimdeki eli biraz yukarı kayıp varlığını kuvvetlice belli ettiğinde işte başlıyor diye düşündüm. Johnny orda ne yaptığımın ve sözlerimin gayet de farkındaydı. Hatta o kadar farkındaydı ki olan biteni benden daha iyi hatırladığına emindim. Kendim kaşınmıştım ve içimde hiçbir pişmanlık kırıntısı yoktu. Bu mesele beni heyecandan uyutmazdı bile ve ben bütün gece barda öpüşsek nasıl olur diye yatağımda dönüp durmaktansa burada onunlaydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Marmellata - johnjae
FanficBizim küçük apartman dairemizin karşısında, yaşadığımız semtin en ünlü restoranı olan Santiago'nun yönetici şefi oturuyordu ve ben ondan nefret ediyordum. Kendisine taktığı ismiyle tüm mahalleye buram buram kendini beğenmişlik yayıyordu ve ben her s...