Doctor Hwang

-26-

Kolunu omzuma atmış Hyunjin'e biraz daha sokulup üşümüş burnumu boynuna sürttüm.

Arkadaşlarımızın yarısı sarhoştu ve biz ayık beş kişi olarak sohbet ediyorduk. Min Ho ve Ruth geldiğimizden beri içiyordu fakat hâlâ iki kadeh içen benden bile daha ayıktılar. Eh, içki direnç meselesiydi.

Mayışmış ve çakır keyif olmamdan ötürü gözlerim kapansa da uyumamak için direniyordum. Gözlerimi sarhoş tayfada gezdirdiğimde Seungmin ve Felix'in uyuduğunu görüp sırıttım. İki dakika öncesine kadar saçma sapan danslar yapan ikili şuan mışıl mışıl uyuyordu.

Gözlerim onların yanında uyumamak için direnen Jeongin'e takıldığında sırıtışım daha da büyüdü. Hyunjin'i dürtüp onu işaret ettiğimde gülmemek için dudaklarını ısırıp telefonunu çıkarmıştı. Jeongin'i çekmeye başladığında kıkırdadım. Jeongin kafası öne düştükçe kaldırıp etrafa bakınıyor daha sonra tekrar kafası düştüğünde sinirlenip gözlerini kocaman açıyordu. Kısır döngüye girmiş gibiydi.

Hyunjin gülerken telefonun kamerasını başka tarafa çevirdiğinde gördüklerimle şok içinde ağzımı kapattım. Hyunjin tepkime bakıp kaşlarını çattı ve baktığım yere baktığında oha! diye mırıldanıp videoya almaya devam etti.

" Şimdi elime düştün Han Jisung!"

Ekrandaki görüntüyü yakınlaştırıp dudakları temas halinda olan ama öpüşmeyen Jisung ve Yoona'nın yüzünün netleşnesini sağladığında elinden telefonu kapıp videoyu bitirdim.

" Ya! Sevgilim bu anın ölümsüz olmasını engelliyorsun şuan! "

" Yeterince çektin Hyunjin. Hadi onları evlerine bırakalım. Saat ikiyi geçiyor."

Hyunjin mutsuzca dudaklarını büzdüğünde yaklaşıp küçük bir öpücük bıraktım dudaklarına ve anında güldü. Ona gülümseyip Changbin'e döndüm.

" Kalkalım mı artık? "

Changbin saatine baktığında olumlu anlamda kafasını salladı. Hepimiz kalkıp sarhoş arkadaşlarımızı kaldırdık.

Hyunjin, Felix'i mekandan çıkarırken Min Ho da Seungmin'i sırtlamıştı. Bizde Ruth'la beraber Yoona'yı Jisung'dan ayırdığımızda ikisi de sızlanırken Changbin Jisung'un kafasına vurmuş ve onu dışarı sürüklemeye başlamıştı.

Yoona'yı çıkartıp Hyunjin'in arabasına bindirdiğimizde Min Ho en son Jeongin'i de arabaya bindirmişti.

Herkes birbirine baktığında farkettiğim boşlukla bağırdım.

" Bang Chan nerde?!"

Herkes telaşla birbirine baktığında koşarak mekana tekrar girmiştik.

Her yeri ararken Changbin'in sesiyle hepimiz onun yanına ilerledik ve klozetin üstünde bağdaş kurarak oturmuş Chan'i gördük.

Bir flaş sesi geldiğinde yanımda durup fotoğraf çeken Hyunjin'e dik dk baktım.

" Hiç bakma öyle. Yarın bunu gösterip dalga geçme fırsatını kaçıramam."

Omuz silkerek söylediklerine karşın göz devirip mekandan çıktım. Ruth da peşimden çıktığında en son Chan'le beraber Hyunjin de çıkmıştı.

Diğerleri ile vedalaşıp Yoona'nın uyuduğu arabaya bindik.

Hyunjin'in bana baktığını hissettiğimde ona bakıp ne oldu dercesine göz kırptım.

" Yoona'nın ev adresini verecek misin güzelim? Yoksa burda bana vahiyle gönderilmesini mi beklemek istersin?"

Rezilliğime utanıp adresi verdiğimde sırıtan sevgilime ölümcül bakışlar atıp cama döndüm ve gülümsedim.