-33-

172 16 2
                                    

Güne duyduğum sesler yüzünden yüzümü buruşturarak uyanmıştım. Yavaşça yerimden kalkıp odamdan çıktım. Rutin haline gelen olayı gerçekleştirmek için dış kapıya yöneldim.

" Baba, hadi içeri gir. Hyunjin sende hastaneye git."

Beni gören Hyunjin kocaman gülümsediğinde babam tekrar bağırmaya başladı.

" Oğlum gitsene şuradan! Bir de gülüyor!"

Babamı ittirerek içeri soktum ve Hyunjin'e döndüm. Her sabah beni Sevgilim uyan artık diye bağırarak uyandırıyor daha sonra babamın bağırışlarına aldırmayarak babamı içeri sokmaya gelen benimle konuşmaya çalışıyordu. Bir kaç kez babam sadece bağırmakla kalmamış onu mahalle boyu kovalamıştı.

" Daha ne kadar buna devam edeceksin Hyunjin?"

" Eskisi gibi olana kadar sevgilim."

" Hyunjin, bitti diyorum. Niye anlamak istemiyorsun?"

Kısık sesime karşın tam karşımda durup soğuk ellerini yanaklarıma koyup okşadı. Durdurmam gerekiyordu ama yapamadım. Özlemim ağır geliyordu artık.

Kendimi ona teslim ettim. Yanağımdaki ellerini daha çok hissedebilmek için gözlerimi kapattığımda sesini duymuştum.

" Bitmedi Ria. Çünkü sen bana o gün seni sevmiyorum demedin. Biliyorum, hâlâ birbirimizi seviyoruz. Bu yüzden aramızı düzelteceğim. Söz veriyorum kırılmış kalbini düzelteceğim."

Gözlerim hafifçe dolarken ellerinden kurtuldum ve kapıyı kapatmadan önce fısıldadım.

" Umarım düzeltirsin Hyunjin. "

Kapıyı kapatarak derin bir nefes aldım ve odama geçtim. Duyduğum araba sesiyle ise Hyunjin'in hastaneye gittiğini anlamıştım.

Yarıştan iki gün sonra Kore'ye geri dönmüştük. Döndüğümüzden beri ise - yani beş gündür- Hyunjin her gün bunu yapıyordu.

Hızla üstümü değiştirip çantama lazım olacak kitaplarımı ve laptopumu koyup omzuma asarak odadan çıktım. Babama öpücük atıp evden çıktığımda soğuk havaya karşın ürperen bedenimi arabaya atmıştım.

Okulun önüne geldiğimde arabamı her zamanki yerime park edip arabadan indim. Yavaş adımlarla gördüğüm her öğrenciye selam vererek öğretmenler odasına çıktım.

Kapıyı açıp içeri bir adım atmamla ise biri boynuma sarılmıştı.

" Ria! Hoşgeldin!"

Yoona'ya gülerek sarılıp sırtını sıvazladım. Tatili İngiltere'de geçirdiğimizden görüşememiştik. Okul başladığından beri her gün bu sarılmayı yapıyorduk artık.

" Dersin hangi sınıfa?"

" 12A olması lazım. Senin?"

" Tamam ben yanına gelirim. 10B de olacağım."

Ona onaylarca kafa sallayıp koltuklara ilerlerken gözüm kenarda oturan Chan'e kaymıştı. Hüzünlü bakan gözlerine karşılık sadece kısa bir baş selamı verdim ve kendimi koltuğa bıraktım.

" Ruth nasıl? "

" Bilmiyorum. Telefonlarımı açmıyor. Teyzesinin yanına gitmiş."

Ruth ve Chan ayrılmıştı. Sürekli kavga etmeleri Ruth'u fazlasıyla yıpratsa da Chan'i bırakamamıştı. Fakat Chan ayrılmak istediğini söylemiş ve ardından açıklama bile yapmadan onu terk etmişti. Hâl böyle olunca Ruth da çökmüştü. Bizimle tekrar Kore'ye dönmek istememiş ve İngiltere'de iş bulduğunu söylemişti. Chan ile konuşmaya çalıştığımda ise beni terslemişti. Bu yüzden aramızda soğuk rüzgarlar esiyordu.

Doctor HwangHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin