Suyla buluştuğum gibi ellerimi ve ayaklarımı hareket ettirerek sağlamlığını kontrol ettim. Sonraysa üzerimdeki montu çıkartıp hemen yukarı doğru kulaç atıp yüzeye çıktım ve derin bir nefes aldım. Ciğerlerime kaçan su yüzünden birkaç kez öksürdüm.
Etrafa bakınmaya başladım, bir ihtimal su yüzüne çıkmış olabilirdi. "Rüya!" Çok karanlıktı! Derin bir nefes aldım ve dalıp etrafı araştırmaya başladım. Nerde bu kız! Korku bedenimde büyüyordu.
Işığı gördüm.
Tarif edemediğim karışık bir duyguyla hiç duraksamada o tarafa doğru yüzmeye başladım. Yaklaştıkça ışık arttı. Işık arttıkça onun hareket etmeyen bedenini daha net görmeye başladım. Hayır!
Hemen elindeki telefonu cebime sıkıştırdım ve kolumdan tuttuğum gibi yukarı yüzmeye başladım. Hızlan Burak!
Yukarı çıktığım an Rüya'yı var gücümle yukarı çektim. Başının tutup omzuma yasladım "Rüya!" hareket etmiyordu.
Hareket etmiyordu!
Bir şey yapmak zorundayım!
Onu kendime doğru çevirip dudaklarına yaklaştım ve bir nefes verdim geri çekilip ona baktım. "Lütfen, lütfen, lütfen şimdi olmaz Rüya hayır." Konuştuğumu duyuyordum fakat bilinçli bir konuşma değildi bu.
Onu kendime yaklaştırıp tekrar bir nefes verdim.
Bir öksürükle birlikte derin bir nefes aldığında ve gözlerini açtığında dünyalar benim oldu.
Bir anda çırpınmaya başladığında elimi beline yerleştirdim. "Ben buradayım Rüyam bana bak." Onu daha fazla kendime çektim. Elimi hemen çenesine yerleştirdim. Hala derin nefesler alıp çırpınıyordu. "Bana bak sakin ol!"
İki elini de omuzlarıma yerleştirdiğinde yüzümü taradı. Nefesleri kesik kesikti. "Burak?" kalbime bir ağrı saplandı, dilinden adım hiç eksik olmasın.
"Burak." Bu sefer sesinde korku vardı. Bu korku beni bitirdi.
"Ben buradayım. Ben buradayım nefes al güzelim kendini suya bırak." Diye onu rahatlatmaya çalıştım. Kurtarma botlarını gördüğümde aklımdaki tek şey onu buradan çıkartmaktı, cebimden Rüya'nın telefonunu çıkarım hala flaşı açıktı. Kolumu havaya kaldırıp telefonu sağa sola sallamaya başladım.
Hiçbir şey hissetmiyordum. Yaptığım tek şey Burak'a tutunmaktı. Yanımıza bir bot yaklaştığını gördüm.
Burak beni onlara doğru uzatınca kollarımı kaldırdım ve beni çektiler. Sonrası biraz kopuk...
Botun bir kenarındaydım omuzlarımda bir battaniye vardı. Biri kadın benimle konuşmaya çalışıyordu.
Bir nefes aldım. "Şu an ben anlayamıyorum..." gibi bir şeyler mırıldandım. Kafamı kaldırıp etrafa baktığımda Burak'ı sudan çıkartıyorlardı. Burak bota ayak bastığı gibi gözleri beni aradı.
Bana doğru gelip yanıma oturdu. Kolunu omzuma atınca başımı göğsüne dayadım. Birileri Burak'a soru soruyordu. Sadece ona sarılmak istiyordum ve öyle yaptım.
Eli belime indi. "Güzelim bir yerin acıyor mu? Ha? Söyle bana."
"Nefes alırken canım yanıyor." Dediğimde şakağıma bir öpücük kondurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SORUNLU
ChickLitKapıdan içeri girdiğimde boş bir odayla karşılaştım. Ortada tek bir sandalye vardı. Gerginliğimi göz ardı ettim Odayı arşınlayarak sandalyeye oturup bacak bacak üzerine attım ve geri yaslandım. Yakında burasının fazlasıyla kalabalık olacağını bili...