Gözlerimi açtığımda Derya'yı gördüm.
Burak!
Hemen doğrulmaya çalışırken beni durdurdu. "Bekle yarana bakıyorlar."
Düşündüğüm kadar zaman geçmemişti sanırım. Derya'ya baktım. "Burak yaralı."
"Biliyorum doktor ona da bakıyor sakin ol." Dediğinde derin bir nefes alıp etrafıma baktım. Üzerime yeşil bir şey örtülmüştü ve doktor karnıma doğru eğilmişti Derya'ya baktım."Burak'ın durumu nasıl?"
"Anestezi verildi kurşun delip geçmiş ve sana saplanmış şanslısın ki kurşun içeri girmemiş." Doktor o sırada kafasını kaldırıp bana baktı. "Yara dikişle 1 haftada kapanır. Dikişsiz tamamen kapanması 1 ay sürer. Hangini tercih edersin?"
Dikiş hareketimi engellerdi ayrıca o yarayı ben daha çabuk kapatırdım elimde iyileşmeye yardımcı takviye ilaçlar ve kremler mevcuttu. "Dikiş olmasın."
"Gamze kalkmaman gerektiğini söylüyor Burak senin için zayıf demiş." Derya'ya baktım.
"Karnımdakiler zehir. Birkaç gün beni zayıflatacak." Dediğimde Derya karnıma baktı.
"Gamze sana vitamin vermiş kolundaki serum bitene kadar kalkmak yok." Dediğinde panikledim.
"Olmaz Burak'ın yanına gitmem lazım." Diyerek karşı çıktım. Fakat itiraf ediyorum ki bunu derken bile gözümün önünde noktacıklar beliriyordu.
"Sen beni duymadın mı? Anestezi veriyorlar, kurşun girip çıkmış doktor iyice kontrol etmek lazım dedi öyle sana yapıldığı gibi dikişle kurtulamayacak. Hatta dikişsiz."
Doktor başını kaldırıp bana baktı. "Ayrıca küçük hanım serumunuz bitmeden ayaklanmanızı size yasaklıyorum. Dikiş atmadım her gün en az 1 kere pansuman yaparsan yaran daha çabuk iyileşir geçmiş olsun." Dedikten sonra arkasını dönüp uzaklaşmaya başladı.
Tek kişilik odaya şöyle bir baktım. Şu an oda veya ortam umurumda değildi ve yapmak istediğim tek şey Burak'ın yanına gitmekti.
Derya'ya baktım. "Onu ben kontrol ederim sen dinlen ve azıcık gözlerini kapat."
Gözlerimi biraz kapatmış olmalıyım ki yeniden açtığımda Gamze serumu çıkartıyordu. "Gözün aydın Burak'la işleri bitmiş hala anestezinin etkisinde fakat odaya aldılar."
"Hangi oda?" diye sordum hemen.
"Sakin ol. Bir tansiyonun ölçelim ilk önce uzat bakalım kolunu." İstemeyerek de olsa kolumu uzattım.
"Tansiyonun biraz düşük nasıl hissediyorsun?" sabrımın sınırlarında dolaşıyordum.
"Şu an bıraksan horon tepecek durumdayım o yüzden beni bir sal." Gamze kahkaha attı ve bir adım geri çekildi.
"Burak hangi odada?" Derken ayaklandım. Karnımdaki ağrıyı hissetmememin tek sebebi iğne yapmaları diye düşünüyorum şu an.
"tam karşındaki odada." Dediğinde yukarı sıyrılmış badimi dikkatlice indirdim ve odadan çıktığım gibi karşı odaya girdim.
Çakal ayakta dikilmişti, Burak ise yatakta yatıyordu. Burak beni görünce gözleri büyüdü "Bu da kim? Odaya yıldırım düştü." Sarhoş gibi konuşuyordu. Çakal'a baktım, "Anestezi." Dedi sadece.
İçeri girip kapıyı kapattım.
"Nasılsın Burak?"
"Keşke adının ne olduğunu hatırlasam... Yatmış mıydık?" gerçekten de kafası biraz gitmişti ve gözleri hafif boş bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SORUNLU
Chick-LitKapıdan içeri girdiğimde boş bir odayla karşılaştım. Ortada tek bir sandalye vardı. Gerginliğimi göz ardı ettim Odayı arşınlayarak sandalyeye oturup bacak bacak üzerine attım ve geri yaslandım. Yakında burasının fazlasıyla kalabalık olacağını bili...