Elleri saçlarımdan sırtıma kaydı. Tüylerim diken diken olunca bir nefes aldım ve onu omuzlarından hafifçe geri ittim. Bir adım uzaklaştı, onunla göz göze geldim. Güzel gözleriyle.
Endişeliydi.
"Tamam yüzüm nasıl görünüyor?" sorum karşısında beni dikkatlice inceledi. Bakışları yumuşadı. "Her zamanki gibi güzel." İstemsizce gülümsedim.
Onun yanından geçip aynada kedime baktım.
Başarım; gram ağlamamıştım.
Başarısızlığım; nerdeyse atak geçiriyordum.
Yüzümdeki kızarıklık gitmişti ve makyajım hala yerli yerindeydi. Ona döndüm beni izliyordu.
"Hadi gidelim." Ona elimi uzattım.
Elimi tuttu ve banyodan çıktık.
Merdivenlerden aşağı inerken Burak bana söylenmeye başladı. "2 dakika bile yalnız kalamadın. Başına açtığın belaya bak. Ayrıca bana haber verip de gitmek ne öyle. Sana git demedim ben."
Ona ters ters baktım. "Şu alfa erkek olaylarını bırak, en azından benim yanımda. Lavaboya gitmek için senden izin almayacağım, aklında bulunsun genel olarak izin almam ben." Bana baktı.
"Alfa erkeklik falan yapmıyorum. Sen alfa erkek görmemişsin." Merdivenden indiğimizde salona doğru ilerledik.
"Bir alfa erek gördüm. Barış. Sen de elinde olsa alfa erkeklik yaparsın o yüzden ben önlemimi alayım ileride başımız ağarmasın." Salona geldiğimizde aklıma gelince elini sıktım. Bana baktı.
"Ayrıca 2 dakika bile yalnız kalmadım ve başıma bela aldım değil. 2 dakika bile olmadan 2 adam kaldırdım, bu da benim profesyonel olduğumu gösterir."
Şaşkınlıkla gözleri açıldı. "Senin gibisini görmedim."
"Bazen farklı perspektiften bakmak gerekiyor. Ayrıca tabi ki de eşim benzerim yok." Beni duyunca bir kahkaha patlattı. Her yerde gülme adam!
"Hadi diğer salona geçiyoruz birazdan konuşmalar ödüller falan olacak." Dedi ve beni hızlıca yürütmeye başladı.
2. salona girdiğimizde daha küçük ve loş bir seminer salonuyla karşılaştım. Burak beni belimden yönlendirerek önden 3. Sıraya koridorun yakınına oturttu. Solumdaki koltuğa yerleşince ona döndüm. "Eee şimdi ne yapıyoruz?" bacak bacak üzerine attım.
"Klasik konuşmalar yapılacak, bağışın önemi anlatılacak ardından belli parçalar sergilenecek almak isteyenlerin verdiği para bağış olarak algılanacak ardından ise büyük bağışçılara ödül dağıtıp kapanışı yapacaklar."
Burak'ın gözleri arkaya bir yere kaydı ardından bana bakıp bana doğru daha çok döndü bana yaklaştı ve elini bacağımın üzerine yerleştirdi. Nefes al. "Bana birini öldürmeyeceğim kadar normal giyineceğini söylemiştin." Gözlerime bakarak konuşuyordu. Saçımı bir eliyle omzumdan geriye attı ve biraz daha yaklaştı. Lanet kokusu benliğimi sarıyor olabilirdi ve bu hoşuma gidiyordu.
Sakince nefes alıp vermem lazım nabzımı sakin tutmam gerekiyordu. Yutkundum. Yanımızdan bir grup geçerken o boynuma doğru yaklaşıyordu."Ne yapıyorsun?" diye fısıldamaktan kendimi tutamadım. "Seni görüp buraya doğru geldiler senin yakınına otururlarsa onları öldürürüm." Gülümsediğimi hissettim. İstemsiz gülümsüyordum. "Kıskanç erkek moduna mı girdin acaba?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SORUNLU
Literatura FemininaKapıdan içeri girdiğimde boş bir odayla karşılaştım. Ortada tek bir sandalye vardı. Gerginliğimi göz ardı ettim Odayı arşınlayarak sandalyeye oturup bacak bacak üzerine attım ve geri yaslandım. Yakında burasının fazlasıyla kalabalık olacağını bili...