Telefonda Haldun Bey'in adın görünce şaşırdım, en azından bir süre daha onunla iletişime geçmem diye düşünüyordum. Telefona cevap verdim. "Efendim?"
"Rüya hanım acil bir durum var." Okulun koridorunda duraksadım. "Dinliyorum." Dedim hemen ve yoluma devam ettim.
"Babanız sizinle bir görüşme yapmak istiyor." Kalbim tekledi. "Fakat sakin olun size hiçbir şekilde dokunmayacağını söyledi. Zaten holdinge çağırıyor şeffaf odada olacaksınız." Dedi hızlıca. Burak- hayır! Her sıkıştığımda ona sığınamam. Korkmak yok, en kötü ne olabileceğini biliyorum zaten ölmediğim sürece her şey beni güçlendirir. Derin bir nefes aldım.
"Ne zaman görüşmek istiyor?"
"Bu gün içinde." Demekle yetindi.
"Ne istiyor derdi ne?" diye sordum normal olarak.
"Gerçekten hiçbir fikrim yok. Öğrenmeye çalıştım ama hiçbir şey bulamadım." Yapacak bir şey yok o zaman.
"Okuldayım şu an. 2 saate anca gelirim." Dedim ve telefonu kapattım.
Yola çıkmadan her şeye karşı kendime bir sakinleştirici yaptım, holdinge geldiğimde de aracı valeye teslim ettim, kapıda beni Haldun bey karşıladı. "Hoş geldiniz Rüya Hanım."
Gergindim. "Derdi neymiş öğrenebildin mi?"
Başını iki yana salladı. "Maalesef. Fakat gerçekten sizi şeffaf odada bekliyor." Derin bir nefes alıp ona gülümsedim.
"Görelim bu sefer ne olacak. Sağlık ekipleri hazır mı?"
"Evet her şey için bekliyorlar ayarladım efendim." Onu başımla onayladım. Haldun Bey önden ilerlemeye başlayınca onu takip ettim.
Babam gerçekten de beni camdan bir toplantı odasında baş koltukta yayıla yayıla oturarak bekliyordu. İçeri girdiğimizde gülümseyerek bana baktı ve bu durumun daha korkutucu olduğuna karar verdim. Kalbim deli gibi çarpıyordu boğazım kurumuştu bile. "Beni görmek istemişsin. Neden?"
Ellerini iki yana açtı. "Bir kızım var ben de onu sonuna kadar kullanmaya karar verdim." Karnıma bir sancı saplandı. İstemeden yutkundum.
Sakinliğimi koruyarak konuştum. "Ne demeye çalıştığını anlamıyorum şu an."
"Seni istediğim gibi kullanamıyorsam başka bir yöntemle kullanırım." O sırada içeri bir adam girdi. Beni şöyle bir süzdü.
"Nişanlıma durumu anlattınız mı babacığım." Dediği an ona dönüp iyice baktım. Kumraldı 30'una yaklaşmıştı karizmatik denilebilirdi ama o gözlerinin içinde sağlam bir sinsilik yattığı belliydi. Babam ayaklandı. "İşte ben de tam bundan bahsediyorum sevgili kızım." Yutkunamıyordum. Nefes alıyor muyum belli değil. "Nişanınız hayırlı olsun." Babam ayaklandı. "Ben çıkıyorum söz verdiğim gibi." Dedi bir imayla.
Neredeyse kahkaha atacakken adamı (sözde nişanlımı) başıyla selamladı. "Damat." Dedikten sonra odadan çıkarken Haldun Bey'e baktım babamı takip etmek zorundaydı tabi. Arkasından çıkınca odada bir tek ikimiz kaldık.
Göz göze geldiğimiz an patladım. "Ne nişanlısı ya!"
"Sen ve ben nişanlıyız artık. Babalarımız anlaşmış." Dediğinde sinirden gülmemek için kendimi tuttum.
"Ben bir mal gibi alınıp satılmayacağım tamam mı." Dediklerime karşı adam güldü. "Çoktan satıldın. Bana." Dedi inatla.
Şokla sordum. "Siz bu olaya okeysiniz öyle mi yani?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SORUNLU
Chick-LitKapıdan içeri girdiğimde boş bir odayla karşılaştım. Ortada tek bir sandalye vardı. Gerginliğimi göz ardı ettim Odayı arşınlayarak sandalyeye oturup bacak bacak üzerine attım ve geri yaslandım. Yakında burasının fazlasıyla kalabalık olacağını bili...