Bölüm 13

74 5 0
                                    


1 Hafta Sonra

Mekâna geldiğimde araçtan indim. Bagajdan spor çantamı alıp salona doğru ilerledim fakat Barış beni yolda durdurdu. "Almanya'ya gönderdiğimiz silahlar var ya. Sözleşme hakkında konuşmak istiyorlarmış. Bir temsilci göndereceklermiş. Adam geldiğinde senin de burada olman gerektiğini düşünüyorum" nerden çıkmıştı şimdi bu?

Altı üstü bir spor zevkim vardı. Zaten keyfim yoktu iyice tadım tuzum kaçmıştı. "Tamam ben eve dönüyorum keyfim kaçtı." Geri dönüp araca doğru yürümeye başladım "Rüya." Barış bana seslendiğinde geri dönüp ona baktım. "İyi görünmüyorsun. 1 haftadır aralıksız saatlerce spor yapıyorsun. Nedir kafanı bu kadar kurcalayan? Toplamda kaç saat uyudun?"

1 haftadır kafamı kurcalayan şey Burak'tı onu görmemiştim, haber almamıştım, mesaj atmamıştım veya okula gitmemiştim. Düşünmesi gerektiğini biliyordum ama ben daha çok düşünüyordum sanırım, günler çok daha uzun geliyordu, Zeynep abla beni evde gördüğü her gün daha da endişeleniyordu. Tabiki bunları Barış'a söylemeyecektim. "Toplamda 10 saat falan olması lazım sadece karar vermeye çalışıyorum, anlayış göster." araca bindikten sonra doğruca eve gittim. Belki de gerçekten biraz uyumam lazımdı.

Eve girdiğimde canım gerçekten sıkkındı. Spor çantamı bir kenara fırlatıp odama çıktım yatağa uzandığım sırada biraz dinlenmem gerektiğini düşünüyordum... sanırım.

Telefonumun sesiyle gözlerimi araladım. Kimdi bu telefonu açmamda ısrar eden dangoz? Telefonu yatağın içinde bulup el yordamıyla açıp kulağıma götürdüm. "Rüya. Cengiz sizin okula gidiyor." Dedi aceleyle Barış.

Cengiz dediği kişi Ay'ın babasıydı. Sıkıntılı bir ilişkimiz vardı. "Ne diyorsun sen ya emin misin?" sanırım bir süre uyumuş olacaktım ki mahmurluğu üzerimden hemen atamadım. Paniklemek için erkendi. "Köstebek haber uçurdu Rüya kesin bilgi. Yola çıkmışlar bile. Ne yapalım?" gerçekten sakin bir hayatı bana çok görüyordu yukardaki. "Bir şey yapmayın ben halledeceğim." dedikten sonra telefonu kapattım.

Hızlıca ayaklandım Burak... hayır Kayra. Gözünün önündeki biri olması lazımdı. Hemen Kayra'yı aramaya başladım telefonu açtığında iğneleyici bir tonda konuşmaya başladı. "yanlış kişiyi aradığın düşünüyorum" hemen lafa daldım "Bak bugün bir şey olabilir o yüzden senden bir şey istemek zorundayım. Her ne olursa olsun Ay'ı oradan uzaklaştır anlaştık mı?" o sırada hırkamı giydim "Bir şey olacak diyorsun. O şey olduğunu nerden anlayacağım?" diye sordu haklıydı. "Anlayacaksın." Telefonu kapatıp cebime attım. Spor ayakkabılarımı giyip evden olabildiğince hızlı çıktım.

Son sürat okula gidip aracı park ettim okula doğru ilerlediğimde onu gördüm. "Cengiz Bey!" sesim boş bahçede yankılandı. Ben bahçenin ortasındaydım o ise okula girmek üzereydi. Bana doğru döndü. Beni gördüğünde okula girmekten vazgeçip bana doğru ilerlemeye başladı. O sırada zil çaldı aramızda ortalama 2 metre mesafe vardı. "Yine kızımla arama giriyorsun." benden nefret ettiği sesinden bile belli oluyordu.

Ayrıca bu ekose takım elbise ona hiç yakışmamıştı. Daha da beyazlaşmış saçları benden nefret eden gözleriyle karşımda dikiliyordu. "Kızımın gözünü nasıl boyuyorsun bilmiyorum ama onu senden alacağım." İnsanlar dışarı çıkmaya başlamıştı. "Konu oraya gelecekse söyleyeyim o senden kaçtı" son kelimeyi özellikle vurgulamıştım. "Sen onu manipüle ettin!" sesini yükseltmişti. "Hayır! Ben onun hayatını kurtardım ve o istemediği sürece onu almak için her geldiğinde beni karşında bulacaksın ta ki beni öldürene kadar!"

"Rüya! Hayır!" Ay'ın sesini duysam da ona bakmadım.

"O zaman seni öldüreyim!" belinden bir silah çıkartıp bana doğrulttu. Kahretsin! Biraz yaklaşıp namluyu alnıma değdirdi. Ay'ın konuşmalarına konsantre olamıyordum çünkü kalbim resmen kulaklarımda atıyordu. Göz temasını kesmedim.

SORUNLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin