Vurulma

6.7K 253 13
                                    

Hepinize merhaba sevgili okurlarım. Geçen haftaki bölümden sonra bu bölüm biraz az aksiyonlu gibi ama yine sizin için güzel bir bölüm yazdığıma inanıyorum. Bunda sonra nisanın başına kadar eskisi gibi haftada iki bölüm falan gelecek, iyi okumalaar :)

(Hatırlatma)

(...)

Alp cebinden çıkarttığı kelepçeyle Halit'i kelepçeledi ve işini sağlama almak için de kolunu tuttu. O sırada teröristlerden biri;

"Siz kimsiniz de bizim komutanımızı kaçırıyorsunuz lan!"

deyip Miraya doğru ateş edince hemen ona doğru atıldım ve birlikte yere düştük.

(Miradan devam)

Teröristlerden biri silahıyla bana doğru ateş edince Demir önüme doğru atladı ve Demir üstte ben altta olmak üzere beraber yere düştük. Karın boşluğumda hissettiğim acıyla kısık sesle inledim.

"Ah!"

"Mira! İyi misin?"

"Biraz vuruldum galiba. Yani sen vurulmadığına göre."

"Beni sadece sıyırdı."

"Konuşmayı kısa kessek, zira şuan içimde bir kurşun var!"

Demir hemen üstümden kalktı ve ben de doğrulup beni kaldırması için elimi uzattım. Ayağa kalkarken canım yandığı için ağzımdan yine bir inleme çıktı. Demir beni kucağına almaya çalışınca ona 'hele bir al da bak ben sana ne yapıyorum' bakışımı attım. Evet, öyle bir bakışım var. 

"Kendim yürürüm."

"Ne demek kendim yürürüm? Mira sen vuruldun bunun farkında mısın acaba? Hayır farkında değilsen farkına var çünkü şuan vurulmuş gibi değil de parmağın kesilmiş gibi davranıyorsun."

"Alışkınım ben. Yani bunun benim için tek kötü yanı bir süre sabah koşusuna çıkamam. Ki muhtemelen inatla çıkarım."

Daha fazla boş konuşacakken Mehmet albay buna bir son vermek adına konuştu.

"Bak hala konuşuyor, çabuk revire yürü! Deli kız seni."

Mehmet albay uyarınca önüme dönüp yavaş yavaş revir doğru yürümeye başladım. Ama o sırada aklıma gelen şeyle durdum ve arkama tekrar döndüm ve beni vurduktan sonra şaşkın şaşın duran teröriste baktım. Ardından dönüp ekibe, sonra da Mehmet albaya şirince baktım.

"Mira, hayır. Sen bırak ben hallederim onu."

Tabi ekip yine bir şey anlamamıştı. Albayıma tatlı bir gülüş atıp silahımı kabzasından çıkardım ve; 

"Olmaz albayım, biliyorsunuz ki bende kimsenin hakkı kalmaz" deyip, beni vuran teröristi hiç bakmadan karnından vurdum. Az önce şaşkınlıkla bakan bakışları acıyla gölgelenmişti ama aynı zamanda artık daha şaşkın bakıyordu.

"Hiç öyle bakma çocuk. Sen hak ettin onu, dua et kurşun karnıma geldi, yoksa ben seni bir güzel benzetirdim. Ki albayım seni aldıktan sonra da benzeteceğim. Bekle sen bekle."

deyip yeniden revire gitmeye başladım. Revire geldiğimde gördüğüm kişiyle şoka uğradım.

"Mert!?"

"Mira!?"

Hepinize merhaba sevgili okurlarım bir bölümün daha sonuna gelmiş bulunmaktayız sizce Miranın gördüğü kişi kimdi diyeceğim ama şuan için kendisini pek fazla tanımadığımız için gelenin kim olduğunu bileceğinizi düşünmüyorum zira kendisi Miranın geçmişinden birisi. Beğendiyseniz oy ve yorum atmayı unutmayınn. İyi okumalaar :)




Askeriyede AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin