Görev part-1

4.8K 188 19
                                    

Hepinize merhaba sevgili okurlarım söz verdiğim gibi bölümü yayınladım. Beğendiyseniz oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınn :)

Medya: Miranın görevde giydiği kıyafet

(Hatırlatma)

"Özre gerek yok komutanım. Zira siz benim hayatımda söylediklerinizi önemsediğim bir yere sahip değilsiniz. Bu yüzden söylediklerinize kırılmadım." Külliyen yalan Mira, resmen ortadan ikiye kırıldın. Birazdan yalandan çarpılacaksın.

Söylediklerim onda şok etkisi yaratmıştı resmen. Beklemiyor olacak ki resmen dumur olmuştu.

"Şimdi komutanım, eğer giyindiyseniz lütfen çıkar mısınız. Çünkü benim işim daha bitmedi."

Hala şokta olacak ki söylediğimi ikiletmeden yavaş adımlarla odadan çıktı. O çıktı ve ben de yalnızlığımla baş başa kaldım.

(Devam)

Demir çıktıktan sonra hazırlanmama kaldığım yerden devam ettim. Önce saçlarımı yapabileceğim basit ama şık bir modelle topuz yaptım.

Daha sonra elbisenin altına giymem için verilen ayakkabıları giydim ve bacağımın görünmeyen kısmına küçük silahımı ve bir de bıçağımı taktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Daha sonra elbisenin altına giymem için verilen ayakkabıları giydim ve bacağımın görünmeyen kısmına küçük silahımı ve bir de bıçağımı taktım.

Daha sonra elbisenin altına giymem için verilen ayakkabıları giydim ve bacağımın görünmeyen kısmına küçük silahımı ve bir de bıçağımı taktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Son olarak da hafif bir makyaj yaptım ve odadan çıktım. Çıkmamla birlikte kapıda beni bekleyen timle göz göze geldim. Beni gördükleri anda hepsinin dibi düşmüştü. Özellikle de şoktan çıkmış olan Demir. Ama her zamanki gibi çabuk toparlandı ve duyamadığım şekilde homurdanmaya başladı. Daha sonra herkese göz attığımda hepsinin plana uygun şekilde hazırlandığını gördüm. Biz davete çift olarak katılacak olsak da timdeki diğerleri de garson ve koruma olarak görev yapacaklardı.

Dinleme cihazları ve mikrofonlar takıldıktan ve tüm kontroller yapıldıktan sonra nihayet yola çıkabilmiştik. Allah utandırmasın!

(Demir'den)

Miranın söylediklerinden sonra içimde bir şeyler parçalanmış gibi hissettim ve dışarı çıkmamı istediğinde itiraz etmeden çıktım. 20-30 dakika sonra Mira hazırlanmış bir şekilde dışarı çıkınca ağzımın suyunun akmaması için epey bir uğraş vermem gerekti çünkü bu haliyle asi kraliçeler gibi görünüyordu. Ama daha sonra nereye gideceğimiz aklıma gelince kaşlarımı çattım ve kimsenin duyamayacağı şekilde mırıldandım.

"Göreve mi gidiyoruz teröristlere göz ziyafeti vermeye mi belli değil."

Çok da sessiz mırıldanamamış olacağım ki Barış bana imalı bir şekilde baktı ve arabayı ayarlamak için gitti. Yaptığımız plana göre o bizim şoförümüzdü. Tüm hazırlıklar bittikten sonra nihayet yola çıktık ve davetin yapılacağı mekana varabildik. Yolculuk sırasında Mira benimle hiç konuşmasa da arada gözlerinin bana kaydığını fark etmiştim.

Arabadan indiğimizde bizi davetin yapıldığı büyük ev ve davetin sahibi olan şerefsiz Çağatay karşılamıştı.

"Hoş geldiniz Doruk."

"Hoş bulduk Çağatay bey. Ben Doruk Yıkılmaz ve bu da eşim-"

"Merhaba Dila hanım, Dila idi değil mi?"

Adam beni hiç dikkate almamış ve direk Miraya doğru yönelmişti.

"Evet Çağatay bey."

"Aşk olsun Dila'cığım, bırakalım bu beyi hanımı."

Ben adama en ölümcül bakışlarımı atarken adam Miraya bakmaktan beni görmüyordu bile. Neymiş, Dilacığımmış! Dilacığın kadar taş düşsün başına!

"İçeri geçelim mi hayatım?"

Ben kafamdaki düşüncelerle meşgulken Mira çoktan konuşmayı bitirmiş ve içeri girmek için bana elini uzatmıştı.

"Olur hayatım."

Hemen ona eşlik ettim ve koluna girdim. Kapıdan içeri girerken aklımda bu görev gerçek olsaydı ve biz gerçekten evli olsaydık ne olacağı vardı.

(Miradan)

Adamın yılışık tavırlarından gına geldiği için konuşmayı olabildiğince kısa kestim ve Demir'e döndüm.

"İçeri geçelim mi hayatım?"

Adama hayatım demek ağzına ne de güzel yakıştı Mira.

Bi susar mısın kafamı karıştırıyorsun iç ses.

Aman iyi be sustuk!

"Olur hayatım."

Neyse ki Demir kendimle olan tartışmamı bölerek bana cevap verdi ve koluma girdi. İçeri girdikten sonra etrafa göz gezdirdim ve davete erken gelen herkesin davete eşleriyle geldiğini gördüm. Ayrıca buraya gelmeden önce giydiğim kıyafetin fazla mı abartı olduğu düşüncesi de yalanlanmış oldu çünkü bazı kadınların kıyafeti davete değil de pavyona gelmiş gibiydi. 

Etrafa göz gezdirirken garson kılığına girmiş Savaş ve Yiğitle göz göze geldim. Aramızda kısa bir bakışma geçtikten sonra şüphe çekmemek adına gözlerimi onlardan ayırdım ve tekrar etrafa göz gezdirirken bu sefer de Alp ile göz göze geldim. Plana göre Savaş, Alp ve Yiğit garson, Ahmet ve Deniz de koruma görevindeydi. Barış ise şoför olduğu için bizi bıraktıktan sonra davet mekanının önündeki ekip aracında bekleyecekti bizi. Böylece ani bir şey olduğunda müdahale daha kolay olacaktı.

Tüm konuklar yavaş yavaş mekana doluşurken operasyon da başlamak üzereydi. Umarım bu operasyon başarıyla sonuçlanırdı ve milletimize gurur getirirdik. Şu an için tek dileğim buydu. O zaman gazamız mübarek olsun!

Ne dilediğime dikkat etmem gerektiğini nereden bilebilirdim ki?

Hepinize merhaba sevgili okurlarım. Aslında bu bölüm tek parttı ama uzun olduğuna karar verdiğim için ikiye böldüm. Asıl olaylar bir dahaki bölümde başlayacak. Lütfen beğendiyseniz oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınn :) İyi okumalar.


Askeriyede AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin