Askeriyede Aşk

Teklif

Hepinize merhaba sevgili okurlarım biliyorum bölüm çoook geç geldi ama bu yıl 11. sınıf oluyorum ve yaz tatilim biraz dolu geçiyor buna rağmen bundan sonra haftada 1 bölüm atmaya çalışacağım düzenli olarak. Şimdi size bir sorum var; sizce bölümleri hangi gün atmalıyım?

(Hatırlatma)

"Çok korkuttun beni Mira, ama bu tabii ki de çok iyi iş çıkarttığın gerçeğini değiştirmiyor."

Dedikten sonra saçlarımı öptü ve sarıldı.

(Devam)

Hastanede olan olaylardan sonra Demir hastanenin yeterince güvenli olmadığını düşünmüş olacak ki kolumdan tuttuğu gibi tugaya getirmişti. Tabi bundan önce benim kaldığım odaya girip de hala bıraktığım yerde baygın yatan Reşat'ı görmesinin de bu kararını etkilediğine eminim. Reşat ve diğer terörist sorgu odasına götürülürken Demir beni odamdan çıkmamam konusunda çok net bir şekilde uyarmıştı. Tabii ki de ben onu dinlememiştim ve Reşat'ın sorgusuna giren bizim timi izliyordum.

Ben de boş durmamak için diğer teröristin sorgusuna gireyim derken bir asker odadan içeri girdi ve acilen görmem gereken bir şey olduğunu söyledi. Onu takip edip diğer teröristin bulunduğu sorgu odasının kapısına geldikten sonra kendimi göreceklerime hazırladım ve içeri girdim. Her ne kadar kendimi hazırlamış olsam da görmeyi beklediğim şey kesinlikle kafasından vurulup öldürülmüş bir terörist değildi. Gördüğüm görüntü karşısında sinirlerime hakim olamadım ve nöbetçi askeri yakasından tuttuğum gibi duvara yasladım.

"Sen burada bostan korkuluğu musun lan! Cevap ver oğlum bana. Biz size kimseyi emanet edemeyecek miyiz? Bu yaptığına emanete ihanet denir. Vatanı da böyle mi koruyacaksınız ? Katili yakaladık deyin bari."

Bu soruyu sorsam da yakalayamadıklarına adım kadar emindim. Zaten karşımdaki askerin beyazlayan suratıyla da haklı olduğuma iyice emin oldum. Tam bu sırada koridordan gelen adım sesleriyle kafamı sola çevirdim ve buraya doğru gelen Demir'i gördüm.

"Mira neler oluyor burada?"

Meraklı bakışlarla bana bakan Demir'e alaycı bakışlarla karşılık verdim ve elimle içeriyi işaret ettim. Merakla içeri girdi ve girdiği gibi de küfrederek geri çıktı.

"Has**tir. Ne olmuş lan burada? Sadece 10 dakikalığına yoktum anasını satıyım. Gene ne iş açtın başına Mira?"

"Hemen beni suçla zaten. Başımıza dinazor yağsa yine beni suçlayacaksın artık. Bende senden 2 dakika önce geldim ve seninle aynı şekilde bu durumu sorguluyordum tamda."

Tam bu sırada bizim çocuklar da geldi ve cesedi gördüler. Hepsi bakışlarını bana çevirince bende hemen açıklama yapmaya başladım.

"Hiç bana öyle bakmayın. Bu olayla hiçbir ilgim yok. Bende sizden biraz önce geldim."

Hepsi anlayışla başını sallarken Alp yine şebekliğini konuşturdu.

"Ama komutanım yani biz de ne yapalım ne zaman kötü bir olay olsa hoop! siz oradasını- ah! Abi ne vuruyorsun ya sanki yalan."

"Şu çeneni tutmayı bir öğrenemedin kardeşim. Hayır hadi Mira komutanımın bakışlarını görmüyorsun, Demirin sana nasıl baktığını da mı görmüyorsun?"

"Deniz sende atma lan! Mira komutanımla ikisi ne alaka ayrıc- haa! anladım. Ay Mira komutanım çok özür dilerim Zatınıza karşı kullandığım hücrlerden dolayı çok mahcup hissediyorum efendim olduu iyi günler."

Alp son laflarını söyleyip kaçarken ben de arkasından bağırıyordum.

"Lan! Gel lan buraya! Allah'ın geri zekalısı ne anladın da kaçıyorsun? Sen kesin yanlış anlamışsındır. Alp, gel buraya!"