Merhaba sevgili okurlarım. Dayanamadım ilk haftanın bölümünü hemen attım. İyi okumalaar :)
(Hatırlatma)
"Ne yapacağız bu şerefsizi?"
Savaş'ın sorusuyla kısa bir an düşündüm.
"Yerine iade edeceğiz tabii ki."
"Nasıl yani?"
Demir bunu sorduktan sonra duyulan silah sesleriyle birlikte cevap verdim.
"İşte böyle."
(Devam)
Hemen belimden silahımı çıkarıp kontrol ettim.
"S*ktir! Cephaneliğe gitmemiz lazım."
"Savaşacak mıyız?"
Yiğit'e nasıl baktıysam susmayı bırakın birkaç adım geri çekildi.
"Bakın, sizi buna zorlayamam, bu sizin savaşınız değil. Beni istedikleri için geldiler."
"Bizim için de geldiler. Seninle kanımızın son damlasına kadar savaşmaya hazırız."
" O zaman cephaneliğe gitmeliyiz çünkü silahımda sadece 4 kurşun var."
Ben bunu söyledikten sonra toplantı odasının kapısı açıldı ve içeri simsiyah giyimli ve silahlı bir terörist girdi. Silahım zaten elimde olduğu için kafasına nişan aldım ve hemen ateş ettim.
"Artık 3 tane kaldı. Acele etmek zorundayız. Görüldüğü üzere içeri çoktan girmişler."
Hep birlikte cephaneliğe doğru ilerlemeye başladık ve giderken yolda gördüğümüz teröristleri de hallettik. Nihayet cephaneliğe ulaştığımızda herkes eline silahlarını almaya başladı. Ben tabii ki de kendime özel yapım keskin nişancı tüfeğimi aldım. Demir bunu gördüğünde;
"Mira onu ne yapacaksın? Yakın mesafe silahlarından alsana."
"Görürsün Demir ne yapacağımı."
Deyip albayıma baktım ve gözlerimle 'burası size emanet' der gibi baktım ve o da başını salladı. Ben tam odadan çıkacakken Demir yine konuştu.
"Nereye gidiyorsun?"
"Silahla ne yapacağımı göstermeye."
dedim ve odadan çıktım.
(Demir'den)
"Albayım Mira nereye gitti?"
Mehmet albay bana cevap vermeden cephanelikten bir silah aldı ve hepimize yönelik konuşmaya başladı.
"Askeriyenin bahçesine çıkmalıyız. Askeriyedeki herkes, canlı cansız orada olacaktır."
Hepimiz koşarak ve yolumuzda olan teröristleri temizleyerek bahçeye ulaştık. Gerçekten de Mehmet albayın dediği gibi ölü diri kim varsa burada çatışma içerisindeydi. Tam biz de çatışmaya hazırlanırken kafama bir silah dayandı ve kafamı ekibe çevirdiğimde onların da başına silah dayandığını gördüm.
"Yolun sonu hayalet. Nerede şu pek sevgili avcı? Yoksa korktu ve içeride küçük çocuklar gibi ağlıyor mu? Tüm askeriyeyi tuğla tuğla sökmem gerekse de onu bulucam ve diğer arkadaşlarının yanına, tahtalıköye göndericem."
Sanırım bu teröristlerin başıydı. Onlar bizim başımıza silah dayayınca teröristler de çatışmayı kesmişti ve ortamda biraz da olsa sessizlik olmuştu. Bu sessizliği Miranın sesi böldü.
"O kadar emin olma Halit. Hepinizin soyunu kurutacağım."
Mira bunu söyledikten sonra ekiptekilerin başlarına silah dayayanlar teker teker kafalarından vurularak öldü.
Halit denen adamın paçaları tutuşmuş olacak ki benim kafama silahı daha da bastırıp kendiyle birlikte beni de geri geri ilerletmeye başladı. tam beni karanlığa çekiyordu ki onun da kafasına dayanan bir silah ve kolunu tutan bir el ile beni bıraktı ve karanlığa kendi çekildi. Birkaç boğuşma sesinden sonra bir el silah sesi duyulması ve Halit'in bağırması eş zamanlı oldu. Birkaç saniye sonra Halit karnını tutarak ve sendeleyerek karanlıktan çıktı. Arkasından da Mira. Bu kızda beni ona çeken bir şeyler vardı. Her seferinde ona daha da hayran oluyordum.
"Şu şerefsizi kelepçelesenize. Bir de revire falan götürün ölürse işimize yine yarar ama sağken daha çok yarar."
Alp cebinden çıkarttığı kelepçeyle Halit'i kelepçeledi ve işini sağlama almak için de kolunu tuttu. O sırada teröristlerden biri;
"Siz kimsiniz de bizim komutanımızı kaçırıyorsunuz lan!"
deyip Miraya doğru ateş edince hemen ona doğru atıldım ve birlikte yere düştük.
Hepinize merhaba sevgili okurlarım. 'Burada da bırakılır mı be yazarcım' dediğinizi duyar gibiyim ama burada bırakmasam çok uzun olacaktı ve ayrıca ben gerilim yaratmayı severim. Bu ilk haftanın bölümüydü. Sıradaki bölüm haftaya gelecek ve ondan sonra da eskisi gibi 3-4 günde bir gelecek. Anlayışınız için teşekkürler ve iyi okumalaar :)
![](https://img.wattpad.com/cover/257652488-288-k495897.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Askeriyede Aşk
RomansaSadece erkeklerin güçlü asker olduğu hikayeleri unutun. Bu kadın kalbinize taht kurmaya geliyor...