Selam okurlarım. Yine bölümü söylediğim gibi hemen paylaştım. İyi okumalar :)
(Hatırlatma)
Mehmet albay izin almak için bana baktı. Anlatmak için izin istiyordu. Nedenini bilmesem de geldiğim günden itibaren bu ekibe karşı içimde bir güven ve samimiyet oluşmuştu. Onlar da spor salonunda olanlardan beri bana çok daha yakın ve iyi davranıyorlardı. Özellikle de Demir. Ne zaman bir şeye ihtiyacım olsa ilk o koşuyordu ve ben nedenini anlayamadığım şekilde kendimi onu hayal ederken buluyordum. Bu yüzden onaylamak amacıyla hafifçe gözlerimi kapayıp açtım.
Acaba kim olduğumu öğrendiklerinde bana olan davranışları değişecek miydi?
(Devam)
"Bildiğiniz üzere bundan bir buçuk yıl önce alfa timine bir saldırı düzenlenmişti ve bize de kurtulan olmadığı söylenmişti. Ancak aslında 8 kişilik timden 1 kişi kurtulabilmişti ve o da Mira idi. Bundan neredeyse kimseye bahsedilmedi çünkü eğer bilinseydi Miranın hayatı tehlikeye girerdi ve bu bizim hiç istemediğimiz bir şey. Yani son alfa karşınızda duruyor. Kendisi avcı olarak da tanınır ve sandığınızın aksine neredeyse 8 yıldır asker."
"Albayım af edersiniz 8 yıl mı? Yani kendisi benim üstüm mü sayılıyor?"
"Evet öyleyim."
Mehmet albaya sorduğu soruyu benim cevaplamamla tüm bakışlar yeniden bana dönmüştü.
"Çok şaşırdığınızı biliyorum ve sormak istediklerinizi de sorabilirsiniz ama lütfen hızlı sorun çünkü bulmamız gereken bir hain var."
İlk soru Barıştan gelmişti;
"Yani sen avcısın, hani şu 300 metreden hareketli bir hedefi bakmadan vurabilen avcı? Ben erkek bekliyordum açıkçası. Şu ana kadar kimliğini ekibinden ve komutanlarından başka kimse bilmiyor mu?"
"Bilmiyor ve kimse öğrenmemeli de. Size güvendiğim için anlattım. Lütfen güvenimi boşa çıkarmayın. Başka sorusu olan yoksa şu haini bir an önce bulmalıyız."
Herkes onay verince yemekhaneden çıktık ve haini aramaya koyulduk.
******
Yok, 1 haftadır hangi kameraya hangi deliğe baktıysak da bulamadık. Benim tehdit edildiğim yer kameralarda kör nokta olduğu için hainin kimliği ile ilgili hiçbir şey öğrenememiştik ve tehlike her gün gittikçe artıyordu. En son çare olarak koğuşların içinde birine zarar vermek için herhangi tehlikeli bir madde (bıçak, silah, kesici başka aletler vb.) var mı bakmak amacıyla arama yaptık ama onda da bir şey çıkmamıştı. Sadece bir kişinin dolabında sigara bulunmuştu ama onun da konuyla alakası olmadığı için sonuç olarak hain ile ilgili elimizde hiçbir şey yoktu.
Yine ekiptekiler ve Mehmet albay ile durum değerlendirmesi yapmak için toplantı odasına giden koridorda yürüyordum ki bir anda arkamda birinin olduğunu hissettim ve ani bir hareketle beni takip eden kişiyi kolundan tuttum ve duvara çarptım. Kolumu boğazına koyup kim olduğuna bakınca Bülent bey ile karşılaşmayı hiç beklemiyordum. Hemen kolumu çektim ve özür diledim.
" Çok özür dilerim Bülent bey. Ben bir an boş bulundum gerçekten özür dilerim."
"Önemli değil avcı. Zaten ben de seninle geliyordum."
"Nasıl? Benimle mi geliyordun?"
"Evet. Mehmet albayın bana her şeyi anlattığını söylemiştim. Beni de toplantı odasına çağırdı."
" Peki madem, gelin bakalım."
Tekrar yürümeye başladık ve toplantı odasının kapısına gelince kapıyı tıklattım.
"Gir."
Bülent beyle birlikte içeri girdik ve tüm bakışlar bize döndü. Mehmet albay şaşkınlıkla bir bana bir de Bülent beye bakıyordu.
"Mira? Bülent bey neden burada, ona da mı anlattın?"
"Siz anlatmadınız mı? Siz çağırmadınız mı?"
"Mira... ben kimseyi çağırmadım."
Evet yine bol gerilimli bir son yazdım sizin için. Bakalım yeni bölümde neler olacak? Hepinize iyi okumalaar :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Askeriyede Aşk
RomanceSadece erkeklerin güçlü asker olduğu hikayeleri unutun. Bu kadın kalbinize taht kurmaya geliyor...