Trip

3.5K 146 26
                                    

Sevgili okurlarım söz verdiğim gibi bölümümüz yayında. Bölümün sonundaki nota göz atmayı unutmayın. İyi okumalaar :)

(Hatırlatma)

"Sen bu haldeyken, okyanus gözlerine bakmadan geçirdiğim bir günü bırak, bir saniyenin bile bana eziyet olduğunu anladım. Ömrümün sonuna kadar mavi gözlerinden başka göze bakmak nasip olmasın ki sana aşığım. Bir şey düşünürken çattığın kaşlarına, gergin olduğunda oynadığın tırnaklarına, sinirlendiğinde gelen deli kuvvetine ve geriye kalan her bir zerrene aşığım. Bunu kendime itiraf etmem bile çok zaman alsa da sonunda kendime de sana da itiraf etmek benim için çok büyük bir adım. Lütfen sen de bir adım at ve bana dön daha yaşayacak çok fazla maceramız var."

"Var mı gerçekten?"

(Demir'den Devam)

Mira'nın sesini duymamla gözlerimi açıp doğrulmam bir oldu. 

"Mira, uyandın!"

"Ç-çok ısrar e-ettin komutan, seni kıramadım. Söylediklerinde ciddi miydin?"

"Tabii ki de ciddiydim güzelim, ve hala aynı düşüncelere sahibim. Ama bunu daha sonra konuşalım. Soracağım bir hesap var, uyandığına göre."

"Ne yapsam geri mi uyusam acaba?"

"Şakasını bile yapma güzelim. Hem sadece ben değil, hepimiz endişelendik."

"Öyle mi? Ben , benden kurtulduğunuz için bayram ettiğinizi düşünmüştüm."

"O nasıl söz, sen bizim için değerlisin. En başta komutanımız sayılırsın."

Bunu söylememle yüzünün düşmesi bir oldu.

"Sadece komutanınızım diye mi?"

Derin bir nefes aldım ve arkama yaslanıp bir ayağımı diğer bacağımın dizinin üstüne attım. Kollarımı da muzip bir tavırla birbirine bağladım.

"Yani onları bilmem ama benim sadece komutanım olmadığın kesin."

Bunu duyunca o da muzip bir ifadeyle kollarını birleştirdi ancak canı yanmış olacak ki geri açtı ve sadece tek kaşını kaldırarak bakmakla yetindi.

"Hmm, neyinim peki?"

"Benim tercihim sevgilim olmandan yana ama sen dersen ki 'ben senin her şeyin olmak istiyorum' o da kabulüm, itiraz etmem."

Söylediğim cümleden sonra dudakları şaşkınlıkla aralanmış, gözleri koskocaman olmuştu. Şaşkınlığını çirkefliği ile örtbas etmeye çalışarak çemkirmeye başladı.

"Ben niye öyle bir şey söyleyeyim ya?! Bana ne senin her şeyinden. Git başkası olsun senin her şeyin!"

Dağılmış saçları ve sinirden kıpkırmızı olmuş yüzüyle şuan gözümde dünyanın en güzel kadını olduğunun farkında mıydı acaba?

"Emin misin gitmemi istediğinden?"

"Bana ne, ister git ister kal."

Böyle demesine rağmen gözlerine baktığımda gitmemi istemediğini anlayabiliyordum. Yine de ufak bir oyundan zarar gelmezdi. Muzip bir tavırla;

"Madem kovuyorsun, ben gideyim o halde. Bir daha da gelmem"

dedim. Tam yataktan doğrulacakken bir anda durakladı ve düşündü. Sonra gözlerime baktı, kollarını önünde bağladı, kafasını cama çevirdi ve inatçılığından ödün vermeyerek gıcık edici bir ses tonuyla cevap verdi.

"İyi!"

Oynadığım oyunun ters tepmesi beni biraz bozguna uğratırken ben de aynı gıcık ses tonuyla cevap verdim.

"İyi!"

Başka bir cevap vermemesi üzerine  son kez üstünde gözlerimi gezdirip odadan çıktım. Kapıyı kapadıktan sonra arkamdan söylenmelerini dinledim ve yerine gelen keyfim ile kapının önünden ayrıldım.

"Öküz, yontulmamış odun! Hayır ben de ne bekliyorsam zaten, sanki bana yalvaracaktı lütfen kalayım diye."

 ☪️☪️☪️

Aslında niyetim kesinlikle odadan çıkmak değildi ancak doktora haber vermem gerekiyordu. Ama şimdi düşününce keşke o oyunu oynamasaydım diyorum. Fakat bu kadar inatçı bir insana oyun oynamamam gerektiğini nereden bilebilirdim ki?

Odaya doktorla geri geldiğimde ikimizle birlikte, kapıda bekleyen bizim tim de gelmişti. Fakat Mira herkesi içeri alıp beni kapıdan kovmuştu. Kovarken söylediği sözler hala kulaklarımda çınlarken herkes hala odadaydı. Ben ise kapının yanındaki koltuklardan birinde mağlubiyet hissiyle oturuyordum. Kapının ardından gelen çokça konuşma ve gülüşme seslerinin azalmasıyla kapının açılması bir oldu. Kapıdan çıkan Savaş kapının önünde bir süre nerede olduğuma bakındıktan sonra sol tarafında oturan beni fark etti ve kahkaha attı. 

"Oğlum kaç dakikadır koridorda sana bakınıyorum insan bir ses verir. Neyse, hadi geç içeri Mira sana acıdı da içeri girmene izin verdi."

"Söylediği sözlerden sonra kapının önünde boynu bükük kalmasına gönlü razı gelmemiş de olabilir, kıyamamıştır sevdiceğine."

İçeriden Alp'in sesi gelirken Mira ve ben dışında herkes bir kahkaha daha atmıştı. Fırsatı kaçırmayarak içeri bir adım attığımda Mira'nın kıpkırmızı bir yüzle Alp'e baktığını gördüm. Sonra aklına sinsice bir fikir gelmiş olacak ki sakince yerinde doğruldu, konuşmak için dudaklarını ıslattı, yüzünü ciddi bir ifade bürüdü. Dudaklarının arasından çıkan cümleyle birlikte bu sefer de Mira ve Alp hariç herkes kahkaha atmıştı. Evet, ben dahil.

"Askeriyenin etrafında 30 tur koşu."

 Miranın suratında sanki şaka yapmadığını desteklemek istercesine hala o ciddi ifade vardı. Alp'in suratı ise yaşadığı şokun etkisiyle bembeyaz olmuştu.

"A-ama"

"35 oldu."

"Kom-"

"40"

Sayılar gittikçe artarken Mira'nın yüzü hiç değişmiyordu. Aksi gibi Alp de giderek içe doğru büzülüyordu. Ama kendi sonunu da yine kendisi yazmıştı.

"Yemin ediyorum ben birbirine bu kadar benzeyen başka bir çift daha görmedim. Bir insan tur sayısına kadar aynı cezayı verir mi?"

Kendi aleyhine olacağını bilmeden söylediği bu sözle birlikte bana zaten sinirli olan Mira duyduklarıyla daha da sinirlenmişti ve Alp'in hiç şansı kalmamıştı. Mira'nın kükrer gibi çıkan sesiyle herkes yerinden sıçrarken onun gözleri ise sanki öldürmek ister gibi hala Alp'in üzerindeydi.

"ALP!"

"E-efendim komutanım."

"60 tur oldu."

"K-komutanım"

"65"

"Oğlum bir sus! Hayır bir insan hiç mi akıllanmaz anlamıyorum ki. Şu çeneni tutmayı bir öğren artık!"

Barış'ın çıkışıyla Alp de yararsız itirazlarına nihayet son verebilmişti. Herkes Alp ile dalga geçmeye başlamıştı ve Mira da eski güleç haline dönmüştü. Aynı dakikalarda kapının aniden açılması ve askeriyede görevli başka bir askerin odaya girip söylediği sözlerle ekibin bütün neşesi yerle bir olmuş ve içlerini bir endişe sarmıştı.

"Komutanım teröristlerin tetikçisi Reşat'ı hastanenin etrafında dolaşırken görmüşler."


Hepinize merhaba sevgili okurlarım. Söz verdiğim gibi bölüm yayımda, diğer bölümün çabuk gelmesi için sınırımız 40 oy. Bölümü beğendiyseniz oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalaar :)


Askeriyede AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin