İthaf gerçek hayattaki kadim dostum Misakiye aveloptik
******Daniel *******
Huzursuzca kıpırdandım. Nefes almakta zorlanmaya başlayınca hızla gözlerimi açtım. Karşımda kıvırcık, kahverengi saçları yüzünü kapatmış ve elleri boğazımda olan bir kız vardı. Saçlarını yüzünden çekip kim olduğuna baktım.
"Oh Silver'mış." diye derin bir nefes verirken şaşkın şaşkın ona bakmayı sürdürdüm. Hayır, yani kız o kadar inatçı ki uyurken bile beni öldürmeye çalışıyor.
Ellerini biraz zor kullanarak boğazımdan uzaklaştırmam gerekmişti. Sessizce yataktan kalkarken uyanmamasına ayrı bir özen gösterdim. Şu son iki üç gündür onu birazcık da olsa tanıma fırsatı bulmuştum.
Biliyordum ki uyandığı an çenesi açılacak ve sinir kat sayım yükseldikçe zevk alacaktı. Yataktan uzaklaşıp üzerime doğru düzgün bir şeyler geçirdim.
Ama nedense kafamı bir türlü yatakta yatan Silver'dan çekemiyordum. Hala çıplak olan bedeninin üzerinde ki çarşaf, zaten belli olan hatlarını iyice ortaya çıkarıyordu.
Gözlerimi yumup aslında bunun bir tür rüya olduğuna dair kendimi ikna etmeye çalıştım. Ama olsa olsa bu bana karşı yapılan bir işkence olabilirdi. Gözlerimi,elimden bir kaza gelmeden önce çevirmeye çalışırken, boynunda parıldayan bir zincir gördüm.
Yatağa usulca yaklaşıp zinciri çok yavaş hareketlerle çekiştirdim. Oldukça uzun bir zincirdi. Sonunda zincirin ucundaki yıldız şekline ulaşabildiğimde, bunun gümüş bir kolye olduğuna kalıbımı basabilirdim. Anladığım kadarıyla Silver'ın babası, kızının adı konusunda oldukça takıntılıydı.
"Seni şanslı bücür. İyi ki gümüşe karşı bir tepkimemiz yok. Yoksa babanla oldukça zor zamanlar yaşardın. " diye mırıldandım. Gözüm saate kaydığında işe koyulma vaktinin çoktan geldiğini fark ettim. Kolyeyi bırakacağım sırada parmaklarım, yıldızın üzerine kazılmış bir adet hilal ile karşılaştı.
Kolye ucunu birazcık daha inceleyince kenarında hafif bir çıkıntı buldum. Tırnağımı çıkıntıya sokup açılmasını sağlarken bir yandan da yatağımda yatan Silver'ı süzüyordum.Oldukça uzun olduğu belli olan kıvırcık saçları birbirine öyle bir dolanmıştı ki içimden bir parça ona acıdı.
Sanırım bu sabah tarakla birlikte onu zorlu bir rakip bekliyordu. Suratımda saçma bir gülümseme oluştuğunda kendime kızdım. Söylenerek kolyenin içerisine baktım.
İki resim vardı. Biri erkek ki babası olduğu oldukça barizdi. Kahverengi saçları ve yaramazlıkla parlayan gözleri DNA testinden daha ikna edici duruyordu. Diğeri ise Silver'ın tam zıttı olan bir kadındı. Sarı, düz saçları vardı. Sanırım tek ortak noktaları mavi gözleriydi. Emin olamasam da bu kadının annesi olduğunu tahmin ediyordum.
Göz renkleri tıpa tıp aynıydı. Ama kadının gözleri o kadar donuktu ki sanki şey gibi... Ölü bir insanın gözlerine benziyordu. Soğuk bir ürperti bedenimi yalayıp geçerken kolyeyi bırakıp eski yerine geri koydum. Aklıma Silver'ın, annesinden bahsetmemek için uğraşları gelmişti. Umursamayarak omuz silktim.Her insanın mutlaka asla anlatmak istemeyeceği bir sırrı bulunurdu.
Ellerim, ısrarla yatağımda yatan kadının vücudunu keşfetmek istiyordu. Sorun bu değildi. Sorun neden kendimi frenlediğimdi.
Son günlerde iyice karışan kafamı dağıtmak istercesine elimi saçlarımda hızla ileri geri gezdirdim. Sonra uyanmasını umursamayarak kapıyı hızla çarparak çalışma odama geçtim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURT ADAM:ALFA
Fantasy-Hangisi daha tehlikeli olabilir? Çekirdek almak için gittiği markette hayaletler görmesiyle başlayan olaylar silsilesinin içerisinde kalan Silver mı? Babasının ölümüyle gözü dönmüş bir Alfa mı? -Hangisi daha aşık? Hiç kimse tarafından sevilmedi...