Bölüm 5

5.8K 345 12
                                    

Boğazımı sıkan eller gevşemeyince panik içerisinde kıvranmaya başladım. Ellerimi boğazıma götürüp nefes almamı zorlaştıran elleri uzaklaştırmak istedim. Ama yoktular! Panik dalgası vücudumun her hücresine yayılırken önce beyaz bir ışık daha sonra ise bazı görüntüler görmeye başladım. Karşımda seçebildiğim kadarıyla iki adam vardı ve bana bir şeyler söylüyorlardı.

Tanrım! Kimin umurunda şu an boğuluyorum!

Dediklerine odaklanamayacak kadar korku dolu beynim yeni öğrenmiş olduğum bilgilerin de etkisiyle çözüm üretmekte zorlanıyordu.Tek kelimeyle Afallamış ve dehşete düşmüştüm.

Yüzümü saran bir çift elin sahibine odaklandığımda bedenimin rahatladığını hissettim. Bir şekilde bu adamın bana yardım edebileceğini biliyordum. Ama önemli olan bu yardımı ben ölmeden önce yapmasıydı!

Parmaklarımı boğazıma batırıp hala orda olmayan elleri uzaklaştırmak çabalıyordum. Ellerimi boynumdan aşağı çekerken parmaklarımın ucunda bir ıslaklık hissettim. Havayı keskin bir kan kokusu kapladı.

Ve ben bu kanın sahibini oldukça yakından tanıyordum. Hala yüzümü bırakmayan ellerin sahibi dehşete kapılmışçasına bana baktı. Onunda böyle bir şey beklemiyor oluşu daha çok panik yapmamı sağlamıştı.

Ama odaya dağılan kan kokusu beni gevşetmişti. Hatta bundan oldukça hoşnut olduğumu sanırım söylemem de sakınca yoktur.

Hissettiğim rahatlamanın sebebinin kan kokusu olduğunu algılayan beynim parmaklarıma yeniden emir verdi. Ama başka bir el beni durdurunca boğazımdan korkunç bir hırlama yükseldi. Öyle ki sesin benden çıkmış olmasına rağmen tüylerim diken diken oldu.

Bu sefer ellerin sahibi yüzümü daha sert tutup beni sadece yüzünü görebilecek şekilde çevirdi. Ne yapmaya çalıştığını çözmeye çalışıyordum ki o rahatlatıcı emiri duydum.

Bir çift kırmızı göz karşımda parlayıp söndü. "Nefes al." dediğinde sanki sadece bu eylem için dünyaya gelmişim gibi derin derin nefesler almaya başladım. Boğazımda ki hayali ama oldukça gerçekçi eller kaybolduğunda yüz yıl yaşlanmışçasına üzerime bir ağırlık çöktü. Aniden gelen rahatlamanın da etkisiyle kendimi sert zemine acımasızca bıraktım. Ama karşımda ki genç adam beni hızlıca yakaladı ve yavaşça o soğuk yere yatırdı. Bedenimi bir titreme kaplarken genç adamın her hareketini izlemeye koyuldum.

Siyah saçları terden ıslanmıştı. Ve saçlarıyla aynı renkte olan gözleri arada tedirginlikle bana doğru kayıyordu.

Çok sonradan fark ettiğim sarışın adama dönerek, "Kurtuldu. Sadece ona bir kaç saat verelim.Dönüşümü tamamlandığı için oldukça hızlı iyileşecektir. Ama hayatımda hiç böyle bir dönüşüm daha görmemiştim. " dedi alnında birikmiş terleri silerek. Oldukça yorgun görünüyordu. Kim bilir ben nasıl gözüküyordum?

Sarışın olan adam sanki düşüncelerimi duymuşçasına yanıma yaklaşıp nazikçe gözlerimin önünde ki saçları geriye iterken belli belirsiz gülümsedi.

Bir yandan da siyah gözlü arkadaşına dönerek mırıldandı "Tanrım,çok korkunçtu. Bunu bir daha sakın yapma Daniel Clinton. " Ve sarışın adam derin bir nefes vererek dışarı çıktı. Bunu benim için yaptığını bir şekilde hissetmiştim. Bir şekilde o adamın adını öğrenmek istediğimi anlamış gibiydi.

"Annemin ses tonunu kullanman beni korkutmuyor! " dedi adının Daniel olduğunu öğrendiğim adam. Ama bu hasta halimle bile renginin attığını farkedebiliyordum.Yüzümde gülümsemenin varlığını hissettiğimde sanki daha önce hiç gülmemişim gibi bir hisse kapıldım. Bu oldukça garipti. Bu yüzden hiçbir şey yapmadan hareketsizce yatma kararı aldım.

KURT ADAM:ALFAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin