"Savaşta yenemiyorsan, masa da yen. "
derdi babam.Gerçi bunu babaannem için kullanmıştı. Ve bilek güreşi yapmışlardı. Üzücü olan giriş ve gelişme kısmı değil. Sonuç bölümünde... Neyse bundan daha fazla bahsetmek istemiyorum.
Elimi kalbime götürüp sanki acıyı kesebilirmişçesine bastırdım . Arkada sıraya dizilmiş Alfalara baktım. Gerçekten komikti. İri yarı adamlar, boyunlarına tasma geçirilmesine engel olamamışlardı.
Kalbim biraz daha kasılınca kaşlarımı çattım. Az önce iki adamı kolaylıkla yendim. Bu liderimsi varlığa yenilmeyecektim. Artık kendi iplerimi ele alma vakti gelmişti. Özellikle o lanet tasmayı boynuma takması için yürek yemesi gerekirdi.
"Merhaba prenses.Ben Zack. Yeni efendin. " dedi ve sanki az önceki düşüncelerimi duymuşçasına kanlı dişlerini göstererek gülümsedi.
Onu tamamiyle görmezden gelerek bana yavru köpek bakışları atan arkadaşlarıma döndüm. "Arkadaşlarıma ne yaptın? " dedim, demesine ama lanet asasıyla beni kıvrandırmak için de her şeyi yapıyordu. Ağzımın kenarından akan kanı elimin tersiyle sildim.
Mark'a yaptığım gibi Zack'i de kıvrandırmak istiyordum. Hem de deli gibi. Ama Robert ve Daniel sağolsun, Delfinaların pek sevilmediğini öğrenmiştim.
O yüzden dört ana sürü buradayken kendimi birden bire ifşa edesim gelmiyordu. Her şeyin yeri ve zamanı vardır.
Ama küçük bir yardım alabilirdim sanırım.Hem suçu Sabrina'ya yıkmam daha kolay olurdu.
"İndir şu asanı. " dedim tıslayarak.Bir yandan da arkadaşlarımı kontrol etmeye devam ediyordum. Ne olduğunu tam bilmiyordum ama gittikçe mora dönen ten renkleri güzel bir şeyin alameti gibi değildi.
"Çok kabasın prenses.Annen sana terbiye öğretmedi mi? " dedi kanlı dudaklarını yalarken. Hay anan ya!
Gözlerimi salondaki pencereye çevirdim. Zifiri karanlık olmuştu. Bütün kusurların üzeri örtülmüştü.
Yüzlerce kanat sesi gökyüzünü doldurmuştu. Ay'ı geçip Güneş'e ulaşabilmek içindi bu çırpınışlar. Güneşi arıyorlardı. Ama Ay tam olarak buradaydı. Bu odadaydı.
Benim duyduğum çığlıklar en sonunda Zack'e ulaşabilmişti. Bulunduğumuz odaya bir karartı girdi. Elindeki asayı bir şahin alıp hızla uzaklaştı. Her şey saniyeler içerisinde olmuştu. Ve sonra yüzlerce şahin odaya doluşup uçmaya başladı.
Zack ise öfkeyle bağırıyordu. "Seni cadı! Ne yaptın sen! Bu orospu çocuklarının hiçbirinin yaşamasına izin vermeyeceğim!"
"Ben bir şey yapmadım. " dedim keyifle gülümseyerek, başımı kapıya doğru çevirdim. İçeriye asasıyla Sabrina girdiğinde şaşkın bakışlarıma engel olamadım.
"Sen?" dedim ve öylece kalakaldım. Ne diyecektim ki? Parmak kadardın ama seni bir kaç dakika yanlız bıraktım ve şimdi iki metre olmuşsun mu?
O ise şuh bir kahkaha attı. Yüzümü buruşturdum. Ondan kısa olma düşüncesi bariz bir şekilde beni rahatsız etmişti.
"Seni tekrar görmek çok güzel, Zack." dedi ve ona doğru yaklaştı. " Kafesteyken bana daha güçlü görünüyordun. Sanki rolleri değişmiş gibiyiz. Şaşırdın değil mi? Ama bir dostumdan yardım aldım. "
"Ama nasıl olur? Yoksa -" gözlerini kısıp önce Sabrina'yı sonra da beni süzdü. Varsayımını sesli bir şekilde öne sürme düşüncesi bile beni terlemişti.
Gülümsedi Sabrina. "Hayır.Ama 'O' geldi ve kendi neslinden çok daha güçlü. " sonra zavallı, tasmalı arkadaşlarıma döndü. Bunun için daha sonra dalgamı geçecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURT ADAM:ALFA
Fantasy-Hangisi daha tehlikeli olabilir? Çekirdek almak için gittiği markette hayaletler görmesiyle başlayan olaylar silsilesinin içerisinde kalan Silver mı? Babasının ölümüyle gözü dönmüş bir Alfa mı? -Hangisi daha aşık? Hiç kimse tarafından sevilmedi...