Dark son kez öldürücü bakışlarını Mendeli'ye diktikten sonra Tanya'ya döndü. "Aklından ne geçiyor?"
Tanya sıkıntılı bakışlarını ekranların üzerinde gezdirirken "Aynı şeyi bende sana soracaktım." dedi.
"Ne düşüneceğimi bilmiyorum. Gemiyi kalkmaya hazır bekletiyorum. İkinci grup geldikten sonra güvenliği üst seviyeye çıkaracağız. Ama neye karşı tedbir aldığımızı bilmediğimiz için hala büyük bir tehlikede olduğumuz hissinden kurtulamıyorum."
"Aynı his beni de rahatsız ediyor."
"Sen ne düşünüyorsun? Ekranlara dikkatle bakarken gördüğün, dikkatini çeken bir şey var mı?"
"Birkaç önemsiz ayrıntı dışında tehlike oluşturabilecek bir şey görmedim."
Dark sıkıntıya içini çekti. "Böyle bir saçmalığın içine düştüğüme inanamıyorum." Tanya da Dark ile aynı hisleri paylaşıyordu.
Dakikalar içinde ikinci grupta gemiye gelmişlerdi. Dark geminin koruyucu kalkanlarının açılma emrini verdikten sonrasında herkes üçüncü grubun dönüşlerini görüntüleyicilerden izliyorlardı.
Bütün savaşçıların göğsünde yürüdükleri yolu gösteren görüntüleyici vardı.
Bu görüntülerde Tanya'nın en çok dikkatini çeken şey bulundukları yerde yolların ve ağaçları fazlasıyla düzgün olduğuydu. Sanki terk edilmiş bir adadan ziyade, her gün birileri tarafından temizlenen otlar; ağaçların arasına topraktan kusursuz bir yol oluşturmuştu. Ayrıca yürüdükleri toprak oldukça gevşek gözüküyordu. Üstünde ot bitmeyen bir toprağın çoktan sertleşmesi gerekmiyor muydu? Ada da mutlak bir sessizlik hakimdi. Yaşayan herhangi bir canlıya dair iz yoktu! Ayak izi yoktu! Yerleşim yeri yoktu! Sadece sessizlik. Tanya tehlikenin bu kadar sessiz bir ortamda nereden geleceğini bulmaya o kadar odaklamıştı ki; Dark'ın yanına geldiğini, elinin dudaklarına götürüp öptüğünde fark etmişti.
"Merak etme Onları da sağ salim gemiye alacağız."
Tanya yolu yarılamış olan üçüncü gruba bakarak "Umarım," dedi.
İkinci grupta operasyon izleme odasına gelmişlerdi. Tanya arkası dönük olsa da ikinci ekibin liderinin oldukça sinirli olduğunu ses tonundan anlamıştı. Tanya ona hak veriyordu. Herhangi bir şey olmadan geri çağırılmış olmak onur kırıcı olarak kabul ediliyordu. Başarısız olmuş gibi geri çağırılmış olmaktan öfkeli olduğunu anlamak zor değildi. Roc yeni gelen lidere susup yerine oturmasını söylediğinde kısa süreli bir sessizlik oluştu. Ardından ikinci grubun lideri bütün öfkesini Roc'a yöneltti. İki lider kısa sürede birbirlerine bağırmaya başlamışlardı. Dark, Tanya'nın kulağına eğilip "Ben şimdi gelirim." dedikten sonra genç kadının yanından ayrılıp tartışan grubun yanına gitti.
Tanya da ekranlardan gözünü kısa bir süre ayırıp genç adamın arkasından baktı. İki genç lider birbirlerinin yakalarından tutmuş bağırmaya devam ediyordu. Dark yanlarına yaklaştığında bir anda iki liderinde elleri gevşedi. Tanya Dark'ın büyü yaptığını tahmin ediyordu. Genç adam Roc'u itip uzaklaştırdıktan sonra diğerini yakalarından tutup arkalarındaki duvara çarptı. Tanya, Dark'ın ne söylediğini duyamamıştı. Ama her ne söylediyse tartışmaya katılan herkes birkaç saniye kıpırdamadan kaldı. Sonra genç adamı bırakıp bir adım geri çekildiğinde Tanya kavganın bittiğini düşünüp tekrar ekrana döndü.
Ekranlara bakarken hızla kaşları çatıldı. Gurup durmuştu. Asistana dönüp "Neden durdular?" diye sordu.
"Dinlenmek için,"
Tanya yanağını içeriden ısırdı. Durmaları çok tehlikeliydi. Devam etmeleri gerekiyordu. Kafasında oluşturduğu hesaba göre yorulmuş olabilirdi ama dinlenmeden gemiye dönebilirlerdi. "Onlara söyle dinlenmek için vakit yok! Hemen gemiye gelmeleri gerekiyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASA EFSANELERİ -HAYAT-
FantasyTanya gözlerini açtığında bilmediği bir yerde bilmediği bir zamandaydı. Kendisine yapılan ikinci şans teklifini ailesine geri dönmek için kabul etmekten başka çaresi yoktu. Yapması gereken tek şey Asa Prensesi'ni Kötü Ruh ile yapacağı savaş için eği...