60.Bölüm

608 67 59
                                    

İlk kez smut yazdığım için ne olur çok yadırgamayın. Elimden geleni yaptım. Oylarınızı ve yorumlarınızı esirgemeyiniz. İyi okumalar. (:

***

Akşam olmuştu ve sıra yatmaya gelmişti. Meriç ve Çetin ikilisi beraber yatmak istiyordu ama Bora'nın tutucu tavırları yüzünden Çetin koltukta yatmak zorunda kalıyordu. Genç aşıklar çareyi Bora'yı uyutup ardından kavuşmakta bulmuştu.

Çetin koltukta uzanmış bir şekilde dakikaları sayarken Bora'nın horlama seslerini duymaya başladı ve artık uykuya daldığından emindi. Battaniyesini üstünden çekip sessiz adımlarla Meriç'in odasına doğru ilerleyen Çetin bu hallere düşeceğini hiç tahmin etmemişti. Amacına ulaşan uzun boylu çocuk yavaşça sevgilisinin odasının kapısını kapattı ve uyuya kalan 'güzelliğini' seyretmeye başladı. Sessizce yanına oturup saçlarını okşamaya başladı. Uyurken o kadar tatlı görünüyordu ki onu uyandırmaya kıyamamıştı. Oysaki bu akşam için beraber vakit geçirecekleri için anlaşmışlardı. Hatta izleyecekleri filmi bile seçmişlerdi ama Meriç uykusuna yenik düşmüştü.

"Seni çok seviyorum güzelim." dedi Çetin fısıldayarak ve sevgilisinin saçlarına ufak bir öpücük kondurdu.

Meriç yavaşça gözlerini aralayarak "Ben de seni çok seviyorum sevgilim." dedi tatlı bir gülümsemeyle.

Duyduğu ses ile şaşıran Çetin "Uyandırdım mı?" diye sordu sevgilisine bakarak.

"Uyumuyordum ki hah." diye cevap verdi Meriç gülerek.

"Beni kandırdın demek yürüyen entrika?!" dedi Çetin ve sevgilisini gıdıklamaya başladı.

Meriç sessizce kahkahalar atarak "Yapma ya. Sevgilim yapma, Bora duyacak." dedi sevdiği adamı engellemeye çalışarak ama başaramamıştı. Çetin onun iki elinide tutup, onu etkisiz hale getirmişti. Çetin gıdıklamayı bıraktıktan sonra derin derin yanında yatan çocuğun karanlıkta parlayan gözlerine baktı. Ardından uğraş sonrası dağılan saçlarında göz gezdirdi ve en sonda da o çok sevdiği dudaklara kaydı gözleri.

Öpmemek elde değildi. Nitekim o da öpmeye başladı. Başta minik ve narin öpücüklerin hakim olduğu bu aşkta, zaman geçtikçe öpücükler sertleşiyor ve şehvetleşiyordu. Genç aşıkların içinde aşk çiçekleri açarken, dudakları alev alev yanıyordu. Ama nasıl oluyorsa bu alevler o çiçekleri yakamıyordu, aksine daha da çok çiçeklerin açmasına sebebiyet gösteriyordu. Çiçekler açtıkça temas daha çok derinleşiyordu. Ateşler alevlendikçe aşıklar daha çok arzuluyordu birbirini.

Bir hışımla önce kendi tişörtünü çıkaran Çetin, hız kaybetmeden Meriç'in de tişörtünü çıkarmasında yardımcı oldu. Uzun boylu çocuk ardından eşofmanını da hızlı bir şekilde çıkarıp bakmadan bir kenara fırlattı. Soluk soluğa kalmış nefesler birbirinin yüzlerine çarpıyordu ve bu aşk ateşini daha da harlıyordu. Meriç'in yüzü çoktan kızarmıştı, Çetin ise bu manzara karşısında çoktan sertleşmişti ve bir an önce sevgilisinin tüm sevdiği noktalarını tekrar keşfetmek istiyordu. Çetin sevgilisinin boynuna daha sert öpücükler kondurmaya başladığında, minyon çocuk başını istemsiz bir şekilde hissettiği zevkle geriye attı ve böylece Çetin'e keşfetmesi için daha büyük bir alan açılmıştı. Bundan oldukça memnun olan kaslı çocuk bir hışımla sevgilisinin de altındaki eşofmanı bacaklarından sıyırdı ve yine bakmadan onlardan uzak bir yere fırlattı. Artık ikiside sadece baksırlarla kalmıştı. Ön sevişme faslını fazla uzatmak istemeyen Çetin sevgilisinin baldırlarında parmaklarını yavaşça gezdirdikten sonra baksırını çıkardı ve ardından kendininkini de çıkarıp bir köşeye fırlattı. Ateşler içinde yanan iki ten için hiçbir engel kalmamıştı.

Entrikalar Prensi | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin