25.Bölüm: SEZON FİNALİ

2.6K 182 51
                                    

İyi okumalar... :))

***

Olaylı 4'lü göz gözeydi artık. Kozlarını paylaşacaklar mıydı? Ya da birbirlerini görmemezlikten mi geleceklerdi?

Mercan hafifçe Ali'ye yaklaşıp kulağına doğru "Görüyorsun değil mi? Ben sana demiştim. Sevgili olmuşlar." dedi bir yandan Çetin'le Meriç'e bakıp.

"İnanamıyorum. Beraber oturuyorlar." dedi Ali hala girişte öylece duruyorlardı. Bu görüntü Ali'nin içini burkmuştu. O hala Meriç'e aşıktı ama bu gördüğü görüntü aşkı'nın önüne geçmeyi başarıyordu.

"Neyse Aliciğim, boşver. Biz keyfimizi bozmayalım, değmez. Sen kaliteni bozma." dedi Mercan Ali'nin koluna girip onu yavaşça bir masaya doğru çekerek.

"Şuna bak, yılan gibi sardı çocuğun kolunu. Kim bilir nasıl zehir akıttı kulağına doğru." diye söylenmeye başladı Meriç önündeki yemekten kaşık dolusu ağızına atarak.

"Yavaş ol biraz Meriç. Boğulacaksın." dedi Çetin konuyu kapattırmak istercesine.

"Yok Çetinciğim. Ben o kızı boğmadan, boğulmam, merak etme." dedi yemekten bir kaşık daha ağzına tıkarak. Ali onları beraber gördüğü için Mercan'ın söylediği şeyleri destekliyordu bu durum ve Meriç'in hiç hoşuna gitmemişti. Kim bilir Ali neler düşünüyordu, oysa ki Meriç ile Çetin sadece arkadaştı.

"Bir tatlıya ne dersin?" diye sordu Çetin. Bu durumu kapatıp Meriç'e unutturmak istiyordu. Ama bir taraftan mutlu olmuştu Ali'nin onları beraber görmesine ve Meriç'in Ali ile Mercan'ı beraber görmesine.

"Bir tatlı mı? Beni tanımıyormuş gibi konuşuyorsun. Ben şimdi sinirimden cafedeki tüm tatlıları yerim." dedi Meriç gülerek ve bu gülüş Ali'nin gözünden kaçmamıştı çünkü sürekli gözü onlardaydı.

"O zaman benden sana açık çek. İstediğini ye, bendensin bu gün." dedi Çerin gülerek. Meriç'in gülümsemesini, mutluluğunu görmek için her şeyi yapabilirdi.

"Normalde kabul etmem ama. Emin misin? Pişman olma sonradan?!" diye sordu Meriç gülümsemesini eksik etmeyerek.

"Son kararım Entrikalar Prensi." dedi Çetin gülümseme ile Meriç'in gözlerine bakarak.

"Ay döktüm işte. Sakarlığım tuttu." dedi Meriç. Eli ayağı birbirine dolandığı için masanın üstündeki bardağa eli çarptı ve içindeki su masaya dökülmüştü. Hemen peçeteyle silmeye başladı masanın ıslak olan yerlerini. Hoş bir sohbetin ardından Çetin lavaboya gitmişti. Onu gören Ali'de lavaboya doğru ilerlemişti. Bu sırada Meriç masada yalnız oturan Mercan'a öldürücü bakışlar atıyordu ama Mercan'ın arkası dönük olduğu için onu göremiyordu.

Ellerini yıkarken "Tebrik ederim!" dedi Ali tuvaletten çıkan Çetin'i görünce. Çok sinirlenmişti onları samimi görünce ve kendini zor tutuyordu.

"Eyvallah, sağ ol." diye cevap verdi Çetin ve o da ellerini yıkamaya başladı. Ali'nin ne demek istediğini gayet iyi anlamıştı. Ali onu Meriç'le sevgili olduğunu sandığı için tebrik etmişti ve Çetin hiç bozmamıştı bu durumu. Öyle sanmasını istiyordu.

Bu sırada Meriç yavaşça Mercan'ın oturduğu masaya doğru ilerlemeye başladı. Tam arkasına gelmişti ve kulağına doğru eğilerek "Böö!" dedi Meriç gülümseme ile. Mercan korkudan bir anda yerinde zıpladı ve hemen onu korkutan kişiye doğru döndü. Onun dönmesiyle Meriç Mercan'ın karşısına oturdu.

"Korkmakta o kadar haklısın ki... Ben olsam bende korkardım." dedi Meriç sinsi bir gülümseme ile ve göz kırptı karşısında oturan kıza.

"Hangi yüzle konuşuyorsun sen?" diye sordu Mercan, açıkçası biraz sinirlenmişti.

"Sen hangi yüzle konuşmamı isterdin? Dur ben sana iki üç tane seçenek sunayım. Düşman yüzüyle, Tatlı Meriç yüzüyle ya da Ali'nin sevgilisi yüzüyle. İnan bana üçüde birbirinden korkutucudur. 'Tatlı Meriç' yüzüne kanma o tatlının arkasında kaç tane küfür saklı sen iyi biliyorsun." diye cevap verdi Meriç gülümsemesini bir an bile eksik etmeyerek. Karşısındaki kız aldığı cevapla ürkmüş ve yerinde rahatsızca kıpırdanmıştı.

"Ne saçmalıyorsun ya? Gider misin?!" dedi Mercan, korktuğunu belli etmek istemiyordu.

"Ben değil sen gideceksin yakında. Neyse, ben kalkayım, şimdi kaçırırsın falan, garsonlar temizlikle uğraşmasın hah." dedi Meriç gülerek ve masadan kalktı.

Çetin ve Ali ikilisi hala lavabodaydı ve atışıyorlardı. "Size yazıklar olsun. Sen çok alçak bir adamsın. Allah belanı versin." dedi Ali sinirden elleri titrer bir şekilde ve oradan çıktı.

Hemen arkasından Çetin "Bunu söyleyen çok kişi oldu, biliyor musun?! Ama vermiyor." dedi ufak bir tebessüm ile ve ardından o da Meriç'in yanına gitti.

Çetin sandalyesine oturur oturmaz Meriç hemen konuşmaya başladı "Gidip biraz korkuttum fahişeyi." dedi tatlısından bir yudum almadan önce. Bunu duyan Çetin gözlerini büyütüp gülmeye başladı.

"Fahişe mi?" diye sordu Çetin ve kahkaha atmaya devam etti. İlk kez Meriç'in ağızından böyle bir sözcük duyuyordu ve ona çok komik gelmişti.

Meriç "Ne var canım? Gülme sende tatlını ye. Yemeyeceksen söyle bak ziyan olmasın." dedi ve suflesini bitirdi. Sonra aklına birden Ali'ninde tuvalete gittiği aklına geldi.

"Bu arada bir şey konuştunuz mu Ali'yle? O da senin arkandan girdi tuvalete çünkü." diye sordu merakla Meriç.

"O kabine girdiğinde bekledim biraz, çıktıktan sonra bende çıktım. Yani yüz yüze gelmedik bile." diye yalan söylemişti Çetin. Aralarında geçen konuşmayı anlatırsa kötü olan o olacağını biliyordu bu yüzden söylememişti. Meriç 'peki' diyerek konuyu kapatmıştı.

"Sana bir şey sorabilir miyim?" dedi Meriç ciddileşerek. Uzun zamandır kafasına takılan ve bir türlü cevabını bulamadığı soruyu soracaktı Çetin'e. Cevap alıp almayacağı konusunda biraz tedirgindi ama yinede şansını deneyip soracaktı. O kadar çok heyecanlanmıştı ki avuç içleri terlemeye başlamıştı. Bir şekilde bu sorunun cevabını almalıydı.

"Sor bakalım." dedi Çetin ve o da merakla soruyu beklemeye başlamıştı. Aklından 1-2 tahmin yürütmüştü ama bu hiç beklemediği bir soru olacaktı.

Meriç derin bir nefes alıp soruyu sordu "Neden benden Ali ile sevgili olmamı istedin?"

***
Umarım beğenmişsinizdir...:))

Entrikalar Prensi | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin