Arkadaşlar artık olayları Meriçin tarafından anlatmayacağım. Umarım bu sizi rahatsız etmez. Yazarın ağızından anlatacağım. Umarım beğenirsiniz. Vote ve yorum atmayı unutmayın. İyi okumalar... :)))
***
"Onun sevgilisi olacaksın..." - demişti Çetin Meriçin gözlerine bakarak ve yüzünde yine o sinsi gülümseme vardı.
Meriç bunu duyar duymaz yüksek sesle kahkaha atmaya başladı."Sevgilisi öyle mi?" - diye sordu Meriç ve dayanamayıp yine gülmeye başladı. Meriç olayın farkındaydı. Bir şekilde Çetinin onun Aliden hoşlandığını öğrenmiş olmasına karşılık sergiliyordu bu performansı. İçinde büyük bir korku vardı ve tehlikenin ne kadar büyük olduğunu farkındaydı.
"Bu kadar sevinmeni beklemiyordum doğrusu." - dedi Çetin şaşırarak.
"Sevinmek mi? Ne diyorsun sen ya? Saçmaladığını farkında mısın acaba? Aliyle ben nasıl sevgili olayım?" - diye hızlıca sıralamıştı sorularını Meriç.
"Neden ki? Sen her istediğini elde eden bir çocuksun. Ha bide ortada aşk var tabi." - dedi Çetin ve Meriçe bir darbe daha vurmuştu. Meriçin son kaleside teslimiyet bayraklarını kaldırmak üzereydi.
"Ne aşkı ya?" - diyebilmişti sadece. Karşısında duran zengin çocuk onu her seferinde şok etmeyi başarıyordu.
"Aliden hoşlandığını biliyorum Meriç." - dedi Çetin ve Meriçin kalesi artık içten fethedilmişti.
"Bunu nerenden uydurdun bilmiyorum ama..." - cümlesini bitiremeden araya Çetin girdi.
"Ama'sı yok ki. Sizi Damlayla konuşurken duydum. Keşke şu sesiniz caps lock'ta kalmasaydı di mi?" - dedi zengin çocuk ve kaleyi mahvetmeye doyamıyordu.
"Pekala. Bak bunu yapamam. Hem o hetero mu homo mu onu bile bilmiyorum. Olmaz, gerçekten olmaz." - dedi Meriç, çaresizlik onun bedenini kaplamıştı sanki.
"Öğrenirsin bir şekilde. Bu senin için çok kolay."
Meriç "İyi de neden onunla sevgili olmamı istiyorsun ki?" - diye sordu karşısında duran çocuğa. Doğrusu Çetinin bu isteği Meriçe saçma geliyordu ve burnuna kötü kokular gelmeye başlamıştı bile.
Çetin "Bunu onunla sevgili olduğunda öğreneceksin." - dedi ve L koltuğa oturdu.
"Hadi ya? Şimdi söyleyeceksiniz Çetin bey. Bunu bilmem lazım." - dedi Meriç koltuğa oturan çocuğun karşısına geçerek.
"Zaten Aliyle sevgili olmak istemiyor muydun? Al işte bende sevgili olmanızı istiyorum. Bundan güzel bir şey var mı?" - dedi pişkin pişkin Çetin.
"Aynı şey değil. Muhtemelen ona zarar vermemi isteyeceksin." - dedi Meriç sinirli bir şekilde. Bu durum onun canını bir hayli sıkmıştı.
"Uzatma Meriç. Korkma, Ali bunların hiçbirisini bilmeyecek. Sana söz veriyorum sen sadece bana yardım etmiş olacaksın." - dedi Çetin karşısında duran çocuğun gözlerine bakarak.
Meriç "Siz arkadaş değil miydiniz ya?" - diye sordu kaşlarını kaldırarak. Geçirdiği şoklardan sonra bu detay daha yeni gelmişti aklına.
"Arkadaşız." - dedi Çetin omuzlarını atarak.
"Bu ne biçim arkadaşlık be?" - diye çıkıştı Meriç. Sinirleri iyice bozulmuştu. Karşısında oturan Çetinin lakayıt tavırları onu çileden çıkarıyordu.
"Orasına karışma, fazla meraklısın." - dedi Çetin oturduğu koltuktan kalkıp cama doğru ilerleyerek.
"Peki ya istediğini yapmazsam?" - diye sordu Meriç arkasından giderek. Yüzü cama doğru dönük olan Çetin yavaşça arkasına döndü ve 4-5 saniye Meriçin gözlerine baktı.
![](https://img.wattpad.com/cover/212343716-288-k950685.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Entrikalar Prensi | bxb
Roman pour Adolescents[TAMAMLANDI] Yalanların yardımıyla kendini koruma içgüdüleri. Entrikalarla dolu intikam savaşları. Kurnazlığın verdiği manipülasyon teknikleri. Yılanlarla dolu bir hikaye serüveni. İşin içine aşk ve komedi de girince, olayların komplike bir hal alma...