Yorumlarınızı bekliyorum. İyi okumalar. (:
***
"Sizi yeni arkadaşım olan Damla'yla tanıştırayım." dedi Çağla yanlarına yeni gelen kızı göstererek.
"Ablacığım biz tanışıyoruz zaten." dedi Çetin. Biraz sinirlenmişti ve ablasının ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordu.
"Aa öyle mi? Ne güzel. Meriç, siz tanışıyor musunuz?" diye sordu sinsi kız bakışlarını Meriç'e çevirerek.
Meriç "Çıkaramadım pek. Kusura bakmayın, lenslerimi takmayı unutmuşum." diye cevap verdi zoraki bir gülümsemeyle. Öfkesini kontrol etmekte zorlanıyordu. Çetin ise bu gerginliğin nedenini yavaş yavaş anlamaya başlıyordu. Ablası ve sevgilisi umut ettiği gibi iyi anlaşmıyordu ve birbirlerini pek te sevmemişlerdi.
"Tanışıyoruz elbette." diyerek çok ta uzatmak istememişti Damla ve yeni ortaklar yerlerine oturdular. Her birinin aklından yemeğini yerken bir şey geçiyordu. Çetin eve döndüklerinde ablasından bu olanları açıklamasını ve hesap sormayı, Meriç bu gergin ortamdan bir an önce kurtulmayı, Çağla yaptığı hamlesinin sinsi çocuğu ne kadar rahatsız ettiğini, Damla da, Çetin'den ve Meriç'ten geçmişin intikamını aldığını düşünüyordu.
"Bu arada berabermişsiniz. Mutluluklar dilerim." diye tebrik etti Damla yeni çifti.
Çetin yarım ağız teşekkür ederken Meriç "Bilseydim nazar boncuğu falan takardım." diyerek kadehinde ki sudan bir yudum aldı. Damla sinsi çocuğun bu sözlerine göz devirmişti, Çağla ise masanın, özelliklede Meriç'in gerginliğinden oldukça mutluydu. Amacı da buydu zaten. Çetin bir gerginlik çıkarmak istemiyordu ama eve toplandıklarında ablasıyla iki ikiye konuşmayı planlıyordu.
***
Gergin bir akşam yemeğinin ardından eve dönen abla kardeş, gerginliğin henüz son bulmayacağını anlamışlardı.
"Senin amacın ne? Bana açık açık anlat." dedi Çetin montunu bıkkınlıkla koltuğa atarak.
"Arkadaş edinmek ablacığım. Ne olabilir ki?!" diye cevap verdi Çağla masum görünmeye çalışarak. Kardeşinin bu kadar sert tepki vereceğini kestirememişti. Daha çok Meriç'e odaklanmıştı.
"Ya abla geç bunları. Beni mi kandıracaksın? Arkadaş edinmek için bula bula Damla'yı mı buldun?!"
Çağla koltuğa oturduktan sonra "Ne var bunda canım?! Yoksa Meriç seni bana karşı dolduruyor mu? Ne bu tepki anlamadım." dedi bakışlarını kardeşine çevirerek.
Çetin "Meriç'in hiçbir şey dediği yok. Belli ki sen onu sevmemişsin. Sorun değil, sevmeyebilirsin. Ama şunu bil ki ben Meriç'i seviyorum ve onunla uğraşmazsan sevinirim." diyerek ablasının konuşmasına izin vermeden odasına gitti. Çağla stratejik bir hata yaptığının farkındaydı. O kadar çok Meriç'e odaklanmıştı ki, kardeşinin bu kadar sert bir tepki vereceğini ve aralarının açılacağını düşünememişti.
Bu durum onu bir hayli öfkelendirmişti. Kardeşine çok önem verdiği için ve onu kaybetmekten korktuğu için bir şeyler yapması gerektiğini düşünüyordu.
***
Ertesi sabah...
Akşam yaşanan gerginliği üstünden bir türlü atamayan Meriç, belkide üniversite havasının ona yardımcı olabileceğine umut ediyordu. Derslere girip, üniversitenin kafeteryasında bir kahve içip kafasını dağıtabileceğine inanıyordu.
Çetin sevgilisini arayıp ona nerede olduğunu sormuştu. Üniversitede olduğunu öğrenince o da Meriç'in yanına gitmeye karar verdi.
"Nasılsın bakalım?" diye sordu Çetin sandalyeyi çekip sevgilisinin karşısına oturarak.
"İyi diyelim iyi olsun. Sen?" diye cevap verdi Meriç yarılamış kahvesini karıştırırken.
"Aynen. Akşam ablamla konuştum ve akşamki hareketini onaylamadığı söyledim."
"Hmm o kadar mı?" diye sordu Meriç memnun olmadığını belli ederek.
"Ona resti çektim diyebiliriz. Sen de anlamışsındır zaten, belli ki ilişkimizi onaylamıyor. Ama bu benim umrumda değil." Çetin şu an ne kadar onun elini tutmak istese de, insan içinde oldukları için yapmıyordu.
Meriç "Evet, farkındayım. Keşke böyle olmasaydı. Ama ne yapalım, biz birbirimizi sevdikten sonra hiçbir güç bizi ayıramaz." dedi yüzüne gülümsemesini yerleştirerek. Çetin'in anlattıkları onu biraz sakinleştirmiş ve mutlu etmişti.
"Hiçbir güç!" diye onayladı Çetin sevgilisinin gözlerine bakarak.
***
2 gün sonra...
Kardeşinin ona karşı soğuk davranmasından rahatsız olan Çağla, bu şekilde devam edemeyeceğini anlamıştı. Bir ateşkes ilan etmesi ve beyaz bayrağı sallaması gerekiyordu, en azından Çetin'in öyle sanmasını sağlayabilirdi.
Kardeşinin salonda oturduğunu gördükten sonra onun yanına giderek "Fevri davrandığımın ve hatalı olduğumun farkındayım. Bu yüzden sizden özür dilemek istiyorum. Bu akşam Meriç'i bize davet et. Sohbet ederiz, birbirimizi daha iyi tanırız." dedi yüzü düşük bir şekilde.
"Kendini mecbur hissetmene gerek yok. İçinden gelmiyorsa uğraşma." dedi Çetin telefonuyla ilgilenirken.
Çağla "Tabii ki içimden gelerek söylüyorum bunları. Sen benim biricik kardeşimsin, elbette senin mutluluğunu isteyeceğim. Lütfen kırmayın beni." dedi kardeşinin yanına oturup eliyle sırtını sıvazlayarak.
"Madem öyle diyorsun, Meriç'e bir kere sorarım. İsterse gelir."
***
İkilem'e düşen Meriç, nasıl bir karar vereceğini bir türlü bilemiyordu. En sonunda sevgilisi için gitmeye karar vermişti ama hala Çağla'nın samimi olduğuna inanmıyordu.
***
"Sizden gerçekten özür dilerim, en çok ta senden Meriç." dedi Çağla samimi görünmeye çalışarak.
"Önemli değil, sonuçta şu an buradayız ve birlikteyiz."
Yemek yedikten sonra her şey normal gibi görünüyordu. Çağla oldukça sevecen davranıyordu. Çetin az da olsa rahatlamıştı, çünkü ablasıyla sevgilisinin iyi anlaşması onu mutlu edecekti normal olarak.
"Ben bir lavaboya gideyim." diyerek ayaklandı Meriç. Ardından biraz bekledikten sonra Çağla'da telefonunu odada unuttuğunu söyleyip Çetin'in yanından ayrıldı. Meriç'i tuvaletten çıkarken yakaladı.
"Kardeşimi avucunun içine almışsın, tebrik ederim." dedi Meriç'i görür görmez.
"Keşke gerçekten o çok sevdiğin kardeşinin mutluluğunu istesen. Yazık."
"Keşke sen de gerçekten kardeşimi seviyor olsan. Sağ olsun Damla sayesinde senin nasıl biri olduğunu öğrendim. Zaten kötü biri olduğunu biliyordum ama onun sayesinde haklı olduğuma emin oldum."
"Büyük bir hata yaptığını farkında bile değilsin." dedi Meriç öfkeli bir ses tonuyla.
"Damla'yı yanıma alarak mı?" diye sordu Çağla alaycı bir tavırla.
"Damla'yı yanına alman başlı başına bir hata. Ama beni karşına alarak hayatının hatasını yaptın." dedi sinsi çocuk kendinden oldukça emin bir şekilde.
"Çağla? Meriç?" diye seslendi Çetin ikisini koridorda gördükten sonra ve düşman ikili duydukları ses ile birlikte bakışlarını Çetin'e çevirdiler.
***
Umarım beğenmişsinizdir. (:
![](https://img.wattpad.com/cover/212343716-288-k950685.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Entrikalar Prensi | bxb
Novela Juvenil[TAMAMLANDI] Yalanların yardımıyla kendini koruma içgüdüleri. Entrikalarla dolu intikam savaşları. Kurnazlığın verdiği manipülasyon teknikleri. Yılanlarla dolu bir hikaye serüveni. İşin içine aşk ve komedi de girince, olayların komplike bir hal alma...