18. Evlenmeden Olmaz

13.6K 763 11
                                    

Derin bir süre Kevin'a baktıktan sonra gülümsemeye çalıştı. Aslında Pamir'in kardeşiyle olacağı düşüncesi gerçekten güzel geliyordu kulağa ama Mila ile bir bağı olmadan ona bakabilir miydi bilmiyordu.  Bazen bir günlük annelikten istifa etmek istiyordu. Bu Pamir'i sevmediğinden değildi ama kendine ait bir şey olduğunu düşünmüyordu artık. İş çıktığında kendini şanslı sayıyordu. Şimdi ikinci bir çocuğun sorumluluğu... Bu onun için fazla gelirdi. 

Kevin uzun süren sessizlikten sonra "Hiç sormadım say." dediğinde Derin gözlerini kırpıştırdı. 

"Sen kendi iş yerinde çalışıyordun değil mi?" diye sorduğunda Kevin başını salladı. "Ne zaman tatil yapıyorsun?" diye devam etti sorularına.

Kevin omuz silkti. "Genellikle hafta sonları çalışmıyorum." 

Derin gülümsedi. "Bir gün." dediğinde Kevin ona anlamamış bir şekilde bakıyordu. 

"Ne?" 

Derin muzip bir şekilde gülümseyerek "Haftada bir gün Pamir ve Mila'ya sen bakacaksın." dedikten sonra omuz silkti. "Sanırım ben de biraz dinlenirim." 

Kevin onun bu haline gülümsedi. Teklifi yaparken bile gözlerinin içi parlıyordu yanındaki kadının. Çocuk bakmanın ne kadar zor olduğunu biliyordu. O yüzden bu teklifi ona yapıyordu. Onun da biraz dinlenmeye hakkı olduğunu düşünmeden edemedi.

Derin kaşlarını kaldırmış Kevin'a bakarken "Eee, ne diyorsun?" diye sordu merakla.

Kevin başını sallayarak elini uzattığında Derin Kevin'ın elini sıktı. "Anlaştık o zaman." derken gayet mutlu görünüyordu. 

Göz göze geldiklerinde Kevin "Para konusunu da konuşsak iyi olacak." dedi.

Derin kaşlarını kaldırdı. "Böyle bir şey istediğimi söylemedim." 

"Ama yani karşılığını ödemem gerek." 

Derin başını iki yana salladıktan sonra omuz silkti. "Paraya ihtiyacım olduğunu sanmıyorum." Bu teklifi kabul ederken biraz aceleci davranmış olabilirdi ama bir gün annelikte tatil yapmak düşüncesi hoşuna gitmişti. Hem oğlunun da kardeşiyle büyüyüp onunla arasında bağ olmasını istiyordu. Hem oğlunun kardeşini kendi büyütürse oğlu gibi karakteri olacağını düşünüyordu. Bu da anlaşmaları konusunda kolaylık sağlayacaktı. Ve bir de... o bebeğin annesi yoktu. Eğer mantığıyla düşünseydi ne kadar çok yorulacağını bilirdi. Ve bu teklifi kabul etmek istemezdi ama... vicdanı ağır basıyordu. 

Kevin gülümsemeye çalışarak "Ama içim rahat etmez." dedi utanarak. Ondan iyilik istiyordu ama bu kadar çok iyiliğin altında ezilirdi. 

Derin bir süre sessiz kaldı. Bu sürede doğru cümleleri bulmaya çalışıyordu. Nitekim karşısındaki adam bir avukattı. İstediğini almak konusunda da fazlasıyla yetenekliydi. "Mila'nın tedavisinin ne kadar masraflı olduğunu biliyorum Kevin. İlla da bir şey yapmak istiyorsan önce kendini toparla, ondan sonra da kızın için yatırım yap. Pamir'in böyle bir şeye ihtiyacı yok ve hayatı boyunca olacağını sanmıyorum." 

"Ama çalışmayı bırakacaksın." dediğinde Derin güldü. 

"Bunu söylediğimi sanmıyorum. Asla çalışmayı bırakmam." dedi kesin bir dille.

"Senin çalıştığın günler çocuklar ne olacak?" diye sordu sıkıntıyla. Ona göre Derin'in çalışmasına gerek yoktu. Sonuçta o çalışıyordu Derin'e ve oğluna yardımda bulunabilirdi. Hem bu gibi bir eve sahip olduğuna göre zamanında fazlasıyla para kazanmış olmalıydı. 

"John ve Jane bu konuyu halledebilirler bence." dediği sırada Jane "Neyi hallediyoruz?" diyerek içeri girdi. Birkaç saniye sonra da John girdi.

Jane merakla bakarken Derin omuz silkti. Jane bakışlarını Kevin'a çevirdiğinde Kevin bir süre Derin'i izledikten sonra "Son sözün bu mu?" diye sordu. Derin şaşkınlıkla ona bakıyordu. Gözlerini devirip Jane'e baktıktan sonra "Kevin'a asla çalışmayı bırakmayacağımı açıklar mısın?" dedi. Jane ağzı açık bir şekilde ikisine baktı. Bunlar ne ara bozuşmuşlardı böyle? İkisinin de suratı sirke satıyordu. 

"Siz birden nasıl bu konuya geldiniz?" diye sorabildi sonunda. 

Derin omuz silktikten sonra açıkladı. "Mila'ya bakmamı istedi ama sanırım bu mümkün değil." diyerek Derin yerinden kalktıktan sonra John'a gülümsedi. "Siz devam edin, ben uyuyacağım." dedikten sonra odadan ayrıldı.

***

Jane şaşkınlıkla Kevin'a baktıktan sonra "Derin çalışmayı bırakmaz." dedi.

Kevin "Nedenmiş?" dedi alayla.

"Çünkü Derin yıllar önce aşık olduğu adamdan ayrıldığında onu hayata bağlayan tek şey işiydi. Bu kadar kısa zamanda ve bu yaşta bu kadar ünlü olmasının tek nedeni hayata tutunmak için fazlasıyla çalışmasıdır. Şu an kabul edemese de sürekli değişik projelerden teklif alıyor. Kabul etmemesinin tek nedeni de Pamir. Onu da bu sene okula verecek sanırım. Bu da günlük birkaç saat çalışma fırsatı anlamına geliyor. Ayrıca onu tanısaydın asla böyle bir teklifte bulunmazdın." 

Kevin gözlerini devirdi. "Ünlü olmak, reklamlarda gülümsemek. Mesleği bu mu?" 

John "Kevin biraz ileri gitmiyor musun?" diye sorduğunda Kevin omuz silkti. 

"Ne var? Güzelliği kaybolunca ya da yaşlanınca ne olacak?" 

Jane gözlerini dikmiş Kevin'a bakarken "Derin bir mimar." diye cıyakladı. "Sen nesin Kevin? Kimsin de bizi ve yaptığımız işi böyle küçümsüyorsun ha?" diye bağırdığında John hafifçe koluna dokundu. Jane sinirle ona döndü. "Sen de mi böyle düşünüyorsun?" 

John "Ben bu işi yapıyorum. Saçma olduğunu düşünsem neden yapayım ki?" diye kendini savundu. Karşısındaki kadın yine pençelerini hazırlamış bekliyordu.

Kevin "Gidiyorum, Mila'ya bakarsın gece." dediğinde John itiraz etmeye fırsat bulamadan Kevin çoktan gitmişti.

Jane ve John bir süre birbirlerine baktıktan sonra Jane kendini koltuğa attı. Yanına oturması için John'a koltuğu işaret etti. John otururken sıkıntılıydı. 

Jane "Neden böyle senin kardeşin?" diye sordu siniri hala geçmemiş bir şekilde.

John "Sanırım aşık oluyor." diye mırıldandı. 

Jane ona inanmıyormuş gibi baktı bir süre. Yani bu adam Derin'e mi aşık oluyordu? Ne garipti. Birbirlerinden habersiz çocukları oluyordu. Sonra adam gidip çocuğunun annesine aşık oluyordu. Tam masallardaki gibi bir hikayeydi bu. Düşünceli bir şekilde "Derin bunu istemeyecektir." dedi. Arkadaşını iyi tanıyordu. Defalarca Pamir'in babasıyla tanışsa ne olurdu diye konuşmuşlardı. Derin her defasında kesin bir dille olmayacağını söylemişti. Şimdi konuştukları konu gerçek oluyordu. 

John başını salladı. Derin'i de kardeşini de iyi tanıyordu. Aslında birlikte olsalar çok iyi anlaşacaklarını biliyordu. Ama bir şeyler yolunda gitmezse arada kalacak olan bir çocuk vardı. "Belki de uzak olmaları daha iyidir. İkisinin de incinmesini istemem." 

Jane başını John'un omzuna koydu. Cevap vermek istemiyordu.

John sıkıntıyla "Bu gece rahat olamayacağız." dedi.

Jane "Nedenmiş?" diye sordu.

"Ben yaramazlık yapabiliriz diye düşünmüştüm ama Mila'ya bakmak zorundayız." 

Jane hızla başını kaldırıp "Ne?" diye haykırdı. 

John omuz silkip "Ne var senin yüzünden uzun zamandır kimseyle sevişemiyorum." dedi muzip bir şekilde. Jane John'un omzuna vurdu.

John "Ah, acıttın." derken Jane sinirle ona bakıyordu. "İyi olmuş, evlenmeden birlikte olmayı sakın düşünme."

John kahkaha attı. "Şaka yapıyorsun değil mi?" 

17.11.18 düzenlendi.

Edit 2: 20.06.2023

Her Şeyden Habersiz -Tamamlandı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin