25. Teklif

13.2K 750 33
                                    


Derin Kevin'ın neden kızdığını bir süre anlayamadı ama sonra birden Pamir'de olanları hatırladı. Pamir Kevin'a ilgi gösterdiğinde nasıl da kıskanıyordu. Sanki hep babasıyla kalmak isteyecekmiş gibi hissediyordu. Şimdi Kevin da aynı şeyi hissetmiş olmalıydı. Kızının ne derdi olduğunu anlayamayıp korkuyla hastaneye getirdikten sonra derdinin ona olan özlemi olması Kevin'ı kızdırmıştı. 

Derin Mila'ya gülümseyip "Beni mi özledin bebeğim sen?" dedi. Mila ona gülümseyince sanki onu canından bir parçaymış gibi sevdiğini fark etti. Gözleri Kevin'a takıldığında onu anladığı için iç geçirdi. Sonra dayanamayarak yanına doğru ilerledi. Kevin ona bakmıyordu bile. Kevin da en az onun kadar paylaşmayı sevmiyordu anlaşılan.

"Mila'yı alabilirim istersen." diye önerdi Derin. Ona bakabilirdi ve bunu deli gibi özlemişti.

"Ne sıfatla?" diye sordu buz gibi sesiyle. Yüzündeki tek bir mimik bile hareket etmemişti o an. Ve bu öylesine korkutucuydu ki  Derin ne diyeceğini bilemeyerek ona bakakaldı.  Daha sonra söyleyecek bir şeyi olmadığı fark ederek oğlunun ve büyükannesinin yanına ilerledi. Mila'yı büyükannesinin kucağına yavaşça bıraktığında Mila ağlamayınca "Bir şey olursa beni ararsınız." dedi ve oğlunun elinden tutup uzaklaştı. Daha doğrusu kaçtı. İstemediği şeyler oluyordu ve buna engel olamıyordu. 

Kevin'ın annesi bir Derin'e bir oğluna bakıp olaya anlam veremeyince oğluna doğru ilerledi yavaş adımlarla. "Neler oluyor?" diye sordu usulca. 

Kevin gözlerini yavaş yavaş uzaklaşan kadın ve oğlundan ayırmadan cevap verdi. "Önemli bir toplantım vardı, boş yere kaçırdım. İş yerine geri dönmem gerek." dedi sinirle. O da uzaklaşınca kadın şaşkın şaşkın arkalarından baktı. Birden kucağında bebekle hastanede yalnız kalmıştı.

***

Kaykaydan kayan çocuğunu tutarken aklı bugün olanlardaydı. Sanki suçluymuş gibi davranmıştı Kevin ona.  Belki de haklıydı, o oğlunun babası olduğu için yakınlarda bir yerde olmalıydı ama o kimdi? O ailenin bir parçası değildi ve hiçbir zaman olmayacaktı. İnsanlar oğluyla olan bağ yüzünden ona nezaket gösteriyordu sadece. Bunu da kötüye kullanmak istemezdi. Bundan sonra daha mesafeli olması gerektiğini hatırlattı kendine. 

Pamir koşarken düşüp ağlamaya başlayınca Derin oğlunu kucağına aldı. "Gitme zamanı." Pamir birden ağlamayı bırakıp kaykayı gösterdiğinde Derin onun bu haline gülmeden edemedi. "Ama son bir kere, tamam mı?"

Minik Pamir başını sallayıp annesinin kucağından aşağı kaydı. Boyuna uygun merdivenleri tutunarak çıktıktan sonra kaykaydan son kez kaydı. Bir daha kaymak için merdivenlere yönelmişti ki annesinin "Ben gidiyorum." deyişiyle onun peşinden ilerledi. 

Eve geldiklerinde ev çok boş gelmişti Derin'e. Evde Jane'in olmayışı onu hüzünlendiriyordu. Kocaman bir evi vardı ama yalnızdı işte. Yıllar önce annesi ve babası bir trafik kazasında öldüğünde de böyle olmuştu. Yetimhanede hayata atılmıştı resmen. Ardından  Ryan'ı tanımıştı, her şeyi olmuştu Ryan onun. Bir erkek arkadaştan çok çok daha fazlaydı her zaman onun için. Bir çocuğa bu kadar özlem duymasaydı ondan asla ayrılmazdı. Oğluna bakarken en azından onun bir kardeşi olduğunu düşünüyordu. Ne bir kardeşi vardı ne de başka bir akrabası. Sahip  olduğu sadece annesi ve babası vardı. Onlar da bu hayattan göçüp gitmişlerdi. Bir de Ryan vardı. Her hüzünlü hissettiğinde deli gibi özlemek zorunda kaldığı. 

Annesi hep buraya babasına olan aşkı için geldiğini söylerdi. Onun için ülkesini terk ettiğini. O zaman ailesi onu reddetmişti. O yüzden bir yerlerde bir akrabası varsa da onu asla kabul etmeyeceklerini biliyordu. Babasının ailesi de annesini istemedikleri için oğullarını reddetmişti. Şimdi düşününce annesinin ve babasının kocaman bir aşka sahip olduklarını anlıyordu. Herkes için hiçbir şey birbirleri için her şey olan iki insandı onlar. Aşklarını en üstte tutup son ana kadar bu aşkla yaşayan iki koca yürek.

Her Şeyden Habersiz -Tamamlandı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin