Her Şeyden Habersiz -Tamamlandı-

34. Seni Öyle Hatırlayamam

Derin çekinerek Kevin'a baktıktan sonra iç geçirdi. Sevişmenin hiçbir şey çözmeyeceğini biliyordu ama Kevin'ı, onun kokusunu öyle özlemişti ki daha fazla konuşmak istemiyordu. Sadece kollarını sevdiği adamın boynuna dolamak istiyordu.

Bir süre düşünceli bir şekilde Kevin'a baktıktan sonra dudaklarını dişledi. Usulca başını salladığında Kevin gülümsedi. Derin kocasının elini tutarak onu odalarına doğru çekti. Uzun zamandır hiç girmediği odaya doğru.

***

Jane evden çıktığında ters ters bakıyordu kocasına. "Kevin kızı canlı canlı kesecek." 

John kahkaha attı. "Evet Kevin bazen taş kalpli olabiliyor ama bunu yapacak adam değil korkma."

Jane sıkıntılı bir şekilde iç geçirdi. aklı arkadaşında kalmıştı. Acaba şimdi neler oluyordu? "Ben bu kadar emin değilim." 

John anlamayarak baktı karısına. Jane gerçekleri şimdi söylemeye hazır olmadığı için "Önce eve gidelim." dedi. Arabaya binerken John "Yine neler karıştırdığını merak ediyorum doğrusu." dediğinde Jane John'a kimseye karışmayacağına dair söz verdiğini hatırlayarak huzursuzlandı.

Yapamıyordu işte. Etrafındaki insanlar üzülürse dayanamıyordu. Hele ki üzülen kardeşi gibi sevdiği Derin olursa hiç dayanamıyordu. Onun mutlu olması için elinden geleni yapardı. Sessiz geçen bir yolculuktan sonra eve geldiklerinde Jane bir süre ona gözlerini dikmiş bakan kocasına kaçamak bir şekilde bakmaktan başka bir şey yapamadı. En sonunda "Of tamam." diye söylendi. "Derin için avukat bir arkadaşımla konuştum ve boşanma belgesi aldım."

John bir süre sessiz kaldı. İçinden ona kadar saydıktan sonra sinirle ellerini saçlarının arasından geçirdi. Bu kadına her zaman olaylara karışmamasını, dilini tutmasını söylüyordu ama nedense hiçbir zaman bunu başardığını göremiyordu. Uzun bir süre bir şey söylemediğinde Jane dudaklarını ısırarak "Bir şey söylemeyecek misin?" diye sordu. Kedi yavrusu gibi masum görünüyordu.

"Söylemeyeceğim Jane. Sana ne söylersem söyleyeyim dinlemeyeceksin nasılsa." 

"Biliyorum sana söz vermiştim ama dayanamıyorum artık. Derin nasıl üzülüyor bilemezsin." 

John gözlerini dikmiş bir şekilde Jane'e bakıyordu. "Neden üzülüyor ki? İstediği bu değil miydi?"

Jane iç geçirdikten sonra masum bir şekilde John'un gözlerine baktı. Onun kızdığında daha da koyulaşan gözlerine bakarken "Söyleyeceğim ama bir başkasına asla söylemeyeceksin." dediğinde John kaşlarını kaldırdı.

"Ne zaman bana söylediğin bir sırrı bir başkasına söyledim ki?" dediğinde Jane iç geçirerek başını salladı. Doğru söylüyordu. Jane John'a verdiği sözleri arada tutamasa da John hep ona verdiği sözleri tutmuştu. Jane ellerini uzatınca John yanına geldi. Jane mutlulukla ona sarıldı.

"İyi ki varsın sen ve iyi ki sevmişim seni." diye fısıldadı. John karısının saçlarını okşadıktan sonra saçlarına bir öpücük kondurdu.

"Ben de iyi ki sevmişim seni." dedikten sonra Jane'i kollarından tutarak kendisinden biraz uzaklaştırdı. "Söyleyecek misin artık?" 

John'un tepkisini iyice izlemek için biraz ondan uzaklaştıktan sonra derin bir nefes aldı. "Derin Kevin'a aşık." 

John'un yüzü bir an ifadesiz bir hal aldı. Jane ona inanmadığını düşünürken John'un şaşkınlığı yüzüne vurdu ve sonunda dudağının kenarı yukarı kıvrıldı. Gülümseyerek "Gerçekten mi?" diye sorduğunda Jane başını salladı.

"Hem de deli gibi ama Kevin ona o kadar uzak o kadar acımasız davranıyor ki söyleyemiyor."

John bir süre düşündükten sonra iç geçirdi. "Bunun ben de farkındayım ama Kevin'ı görmüyor musun Jane? Bütün gün onu uzaktan izledi. Ailece bir araya geldiğimizde araları hep gergin oluyor ama Kevin gözlerini alamıyor ondan. O kadın kardeşimi büyülemiş gibi sanki. Derin ise çocuklarla ilgilenirken belki de hiç fark etmiyor Kevin'ın ona hayran bakışlarını."