31. Jane ve John

11.1K 650 5
                                    

Derin kahvaltıyı hazırladıktan sonra masada bir süre oturdu. Kevin gelmeyince hazırladıklarının soğuyacağını düşündü. Sonra omuz silkti. Bunu bu kadar umursamayacaktı. Kevin ile geçirdiği geceyi düşününce yanaklarının kızardığını hissetti. Daha önce onunla zaman geçirmenin böyle güzel olacağını düşünmemişti. Ne bekliyordu ki? Karşısındaki adam Kevindı. Herkesin hayran hayran baktığı adam. Ve artık o adama tamamen sahipti. Ya da değildi. Bunu bilebilmeyi çok isterdi ama bilmesine imkan yoktu. Salona ilerleyip müzik setini bulunca açıp sesini de sonuna kadar açtı. Kevin gelmiyorsa o da onu rahatsız ederdi.

Bir süre sonra Kevin odaya gelip "Birinin kulakları tıkalı sanırım." dedi alayla. 

Derin omuz silkti. "Seni nasıl odadan çıkacağımı buldum en azından." dedikten sonra müzik setine ilerleyip sesini kıstı. 

Kevin ise bakışlarını ayırmadan onu izliyordu. Derin anlamamış bir şekilde ona bakınca Kevin gülümsedi. "Neden normal bir yolla beni çağırmayı denemiyorsun?" 

Derin bir süre ona baktı. Sonra derin bir nefes alınca Kevin'ın kokusunu hissetti. "Ne kokusu bu?" 

Kevin kaşlarını kaldırıp bir süre Derin'i izledikten sonra güldü. "Sorundan bunu beğendiğini mi çıkarmalıyım?" 

Derin şaşkın şaşkın ona bakıyordu. Bu koku ona tanıdık bir şey hissettirmişti ama ne olduğunu bilmiyordu. "Bilmiyorum." 

Kevin gülümsedi. "Çok kullandığım bir koku değil beğenmediysen." 

Derin başını iki yana salladı. "Önemli değil, yani sevmesem de sorun olmaz. Benim için hayatını değiştirecek değilsin."

"Yavaş yavaş her şeyin değişeceğini düşünmüyor musun sen de?"

"Bilmem."

"Böyle mi yaşayacaksın Derin? Her an gidecekmiş gibi. Alışmaktan korkarak."

"Kahvaltı edelim mi artık?" diye sorarak konuyu değiştirdi.

Kevin başını salladı. Mutfağa geldiklerinde Kevin masayı görünce ıslık çaldı. "Ben ülkenin sayılı güzellerinden biriyle evlendiğimi sanıyordum." 

Derin gülümsedi. "Öyle değil miyim yoksa? Yakından çirkin mi görünüyorum?" diye yalandan bir alınmayla söylendiğinde Kevin gülümsedi. 

"Öylesin, hem de çok daha fazlasın. Sadece güzel de değilsin, çok yetenekli ve çok iyi kalplisin. Ayrıca çok da iyi bir annesin." 

"Peki seninle evlenecek kadar şanslı olmama ne demeli?" 

Kevin gözlerini kısıp Derin'e baktı. Doğru mu duymuştu? Şaşkın bir şekilde Derin'e bakarken Derin Kevin'ın elini tuttu. "John eminim seni oyuncu olarak kullanmak için her şeyi yapardı. Sen ne kadar çekici olduğunu bilmiyor musun Kevin? Ama ondan da öte çok iyi bir babasın. Bir kadın önce çocuğuna baba olacak biri arar ve ben buldum. Her şeyden habersiz bir şekilde senden habersiz bir bebek doğurdum, onu büyüttüm. Seni hep merak ederdim. Hayalimdekinden çok daha iyi birini kanlı canlı karşımda görmek çok güzel." diyerek gülümsedi. 

Kevin "Karnım aç, seni birazdan yatağa atsam olur mu?" dediğinde Derin elini çekti. Utandığı için yanakları kızarmıştı yine. Kevin elini uzatıp Derin'in yanağına koyduktan sonra gülümsedi. "Yanağı kızaran bir kadın bulabilmek mucize olsa gerek." 

Derin "Sadece kahvaltı etsek?" diye masum bir şekilde sorduğunda Kevin gülümseyerek başını salladı.

 "Bu halini çok seviyorum." diye sıradan bir şekilde söylediğinde Derin başını kaldırıp Kevin'a baktı. Böyle bir adam onu sever miydi acaba? Bir gün aralarındaki bağ çocuklardan daha büyük daha yoğun olur muydu? Ya olmazsa? Tüm hayatı boyunca bunu mu düşünecekti? Düşüncelere dalmış bir şekilde Kevin'a bakarken "Bir şey mi oldu?" sesiyle kendine geldi.

Her Şeyden Habersiz -Tamamlandı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin