Her Şeyden Habersiz -Tamamlandı-

20. Kader

Foto:John

Derin iki adamın da ona bakışlarını gördüğünde gülümsedi. "Tanıştınız mı?" diye sorduğunda iki adamın da suratının düşük olduğunu fark ederek gülümsemesi soldu. "Tanışmadınız sanırım." diye mırıldandığında Kevin kaşlarını kaldırmış ona bakıyordu. Açıklama beklediğini görebiliyordu. Ama neden ona açıklama yapması gerektiğini bilmiyordu. 

Ryan "Daha önce karşılaşmıştık ama tanışamamıştık." diyerek elini Kevin'a uzattığında Kevin dik dik ona bakıp elini uzatmadı. Derin iç geçirdikten sonra iki adamı dikkatle izleyen oğluna baktı. Pamir babasının yanına gidip "Baba" dedi ve bacaklarına sarıldı. Kevin bir süre şaşkın şaşkın baktıktan sonra onu kucağına alıp "Ne dedin sen?" diyerek Pamir'in bir daha söylemesini bekledi ama söylemedi. Olsun bu da yeterdi ona. Tüm yorgunluğunu unutturmuştu bu kelime.

O sırada Derin Ryan ile göz göze geldiğinde Derin gülümsemeye çalıştı. "Kevin oğlumun babası Ryan da eski bir arkadaşım." diye onları tanıştırmaya çalıştı.  Ryan alayla gülümseyince Derin bozmamasını işaret etti. Kevin oğlunu aşağı indirip oynamaya gönderdiğinde Kevin "Derin konuşabilir miyiz?" diye sordu.

Derin ona bakarak "Misafirim olduğunu görüyorsun Kevin." dedi uyaran bakışlarla.

Kevin  "Peki öyle olsun." dedi isteksiz bir şekilde. Ellerini uzatıp Mila'yı Derin'in kucağından aldı. "Biz gidelim artık. İyi günler size." Kevin  giderken Derin Ryan'a gülümsedikten sonra onun peşinden ilerledi.

Kapıda "Ne oluyor Kevin? Biraz kibar olamaz mısın?" diye sordu.

Kevin dişlerini sıkarak "Eski sevgilinin evine gelmesi şart mı?" diye sordu. 

Derin bir an ne diyeceğini bilemedi. O kadar belli oluyor muydu o adamı bir zamanlar ne kadar çok sevdiği? Bakışları saklayamıyor muydu aşkının kırıntılarını hala toplayıp atamadığını?  Daha sonra hatırlayarak "Sen.. tabi ya Jane söyledi değil mi onunla konuştuğumu?" diye sordu sinirle.

Kevin "Birinin söylemesi gerekiyordu." diye mırıldandı.

Derin iç geçirdi ne yapacağını bilemez bir şekilde. "Ne yapmamı bekliyorsun Kevin? Sen kimsin de bunu sorguluyorsun anlamış değilim. Ama Ryan..."  bir an durakladıktan sonra gözlerini kaçırdı. "Eğer kabul etmiş olsaydı Pamir'in babası o olacaktı Kevin." dedi acıyla. Kevin bir süre Derin'in gözlerine baktı. Sonra hiçbir şey söylemeden çekip gitti.

Derin bir şey anlamamış bir şekilde içeri giderken Kevin'ın hayatına karışma gibi bir hakkı olmadığını düşünerek ona kızıyordu. Odaya girdiğinde en son beklediği şey Ryan ve Pamir'i oyun oynarken bulmaktı. Bir süre kapıda onları izlerken  Ryan'ın çocuğunu doğurmuş olabileceğini düşünmeden edemedi. Ryan'a hiç benzemeyen oğlu onun oğlu olmadığını adeta bağırıyordu. Sadece yüz olarak değil huy olarak da benzemiyorlardı. Acaba Ryan'ın kişiliğinde bir çocuğu olsa nasıl olurdu diye düşünmeden edemedi.  Neden onun değil de Kevin'ın oğlunu doğurduğunu düşünmeden edemedi. Neden bu adam bir çocuktan korkar gibi kaçmıştı? Aşkları güven vermemiş miydi? Madem çocukları sevmiyordu, o zaman şu an Pamir ile bu kadar güzel anlaşmasına ne demeliydi? Kahkahalar atarak oyun oynuyorlardı resmen. Geçmiş yüreğini bu mutlu sahnede bile acıtmayı başarmıştı. 

Ryan Pamirle güzel güzel oynarken Derin bu çocuk sevgisi için çok geç olduğunu düşünmeden edemedi. Birkaç sene önce ondan istediği çocuğu birazcık da olsa o da istemiş olsaydı şimdi birlikte çocuk büyütebilirlerdi. Ryan onu fark edip göz göze geldiklerinde Derin belli belirsiz gülümsedi. "Kusura bakma, Kevin yorulmuş olmalı." diye açıklamaya çalıştığında Ryan başını salladı. Kevin'a bunun için de kızdı içten içe. Onun davranışları için özür dilemek zorunda kalmıştı. Koskoca adamdı nerede nasıl davranacağını bilmiyormuş gibi yapamazdı.