Aile Trajedisi

681 55 14
                                    

Rebekah'nin sesi ile İkisi de kapıya dönmüşlerdi. Rebekah ise sinirli bir şekilde Klaus'a bakıyordu. Klaus ise kız kardeşinin sinirli halini umursamıyor gibiydi. Morgana ise sadece Rebekah'ya izliyordu ve bu sinirli olmasının abisi Klaus ile ilgili olduğunu adı gibi biliyordu.

"Klaus,Elijah nerede?"diye sordu Rebekah. Klaus ise hâlâ aldırış etmiyor onun yerine Rebekah'ya bakıyordu.

"Kapı."dedi Klaus,daha sonra ise hafif bir şekilde sırıtarak devam etti. "Kapı çalmak için vardır kardeşim." Diye lafını tamamladı Klaus.

Rebekah ise göz devirdi, sabrı git gide taşıyordu. Morgana'yı da bu kısa süreli tartışma sıkmış gibi duruyordu. Morgana sıkıntı ile iç çekti. "Yeter." Dye hafifçe sesini yükseltti.

Rebekah Morgana'yı ancak farketmişti, gözlerini Klaus'tan çekip Morgana'ya dikti ve bir açıklama bekler gibi bakmaya başladı. "Siz ikiniz-"

Morgana"Hayır." Dedi net bir ses ile. Rebekah daha sorusunu sormadan önce ne demek istediğini anlamıştı. Bu durum fazla uzamaya başladığından artık Klaus'ta sinirlenmeye başlamıştı.

"Senin kurtarman gereken abin yok muydu, Rebekah?"dedi Klaus. Rebekah göz devirdi ve Klaus'a baktı.

"Gerçekten mi? Gerçekten bunu yaptın mi? Elijah'ı Marcel'e mi verdin? O senin abin!" Rebekah artık ateş saçan gözler ile abisine bakıyordu, oldukça sinirliydi Klaus'un yaptığı şey yüzünden.

Mikaelson kardeşleri bin seneye aşkın bir süredir yaşıyorlardı,onlar köken vampirlerdi ve ölümsüzdüler. Yaşadıkları yıllar boyunca birbirlerine bir çok kez ihanet etmişlerdi, birbirlerini-daha doğrusu Klaus diğer kardeşlerini-hançerlemişdi. Ama verdikleri "her zaman ve sonsuza kadar" sözlerini tutmuşlardı hep. Her ne olursa olsun,her ne yaşarlarsa yaşasınlar günün sonunda hep bir aile olarak kalkıştılar.

"Bir planım var."dedi Klaus kardeşine bakarken. Belki umursamaz gibi görünürdü ama öyle değildi. Klaus her zaman ailesini önemser ve ailesine zarar verenleri asla yaşatmazdı,onlara ailesine verdikleri zararın bedelini en ağır şekilde ödetirdi.

Kardeşlerini hançerleyip tabuta koyan biriydi Klaus ama bunu kardeşlerinin iyiliği için yapmıştı. Finn'nin vampir olmarını kabullenemeyip sürekli intihar etmesi,Kol'un kafasına göre hareket etmesi sonucunda başlarına bir sürü sorun açması ve Rebekah'nın sürekli yaşadığı sorunlu ve yanlış aşk mevzularından sonra onları uykuya yatırmak doğru bir karar olduğunu düşünürdü ki öyleydi. Sadece biraz acımasızcaydı.

"Planının canı cehennemme Klaus, anlıyor musun? Senin de planının da canı cehennemme!" Diye sesini yükseltti Rebekah. Morgana ise bu kavgayı izlemeyi seçmişti. Klaus susmayı tercih etti çünkü kavganın daha fazla uzamasını istemiyordu, Rebekah ise vampir hızıyla odadan kapıya çarparak çıktı.

"Devam edelim mi?"diye sordu Klaus deniz mavisi gözlerini Morgana'nin soluk yeşil gözlerine dikerek.

"Uykum kaçtı sen istersen uyu."diye kestirip attı Morgana. Daha sonra dolabına doğru bir kaç adım attı, dolabın karşısına geldiğinde kapasını açarak bir elbiseyle hırka alıp banyoya doğru yol aldı. (Medya)

Suyu açtı küveti doldurmak için, kuzgun kara saçlarını ise topladı. Küvet dolmadan banyodan ayrıldığı sıra Klaus'u görmemişti.

Kendi odasına geçmiştir diye düşünerek hızlıca mahzene indi ve bir şişe şarap alarak banyoya geri döndü. Suyu kapattı ve dolmuş küvete lavanta kokulu duş jelini döktü.

Lavantanın hoş kokusu etrafa yayılırken hafifçe tebessüm etti. Daha sonra üzerindekileri çıkarıp küvete girdi. Sıcak su vücuduna temas etmesi ile rahatladığını hissetti.

Queen (Sezon Finalinde)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin