Part 2: Kraliçenin Dönüşü

566 47 50
                                    

Lütfen yorum yapın...

Jackson,elindeki ıslak bezle,Morgana'nın yüzünü siliyordu. Kadıncağızı bulduğunda ağaçların arasında atak geçiriyordu. Bir süre kendine gelememiş sayıklamaya devam etmiş ve bitkinlikten uyuyakalmıştı.

"Nerede o?" Katherine çoktan gelmişti. Jackson,biraz geri çekilip Morgana'yı görmesini sağlamıştı.

"Atak gibi bir şey geçiriyordu." Katherine,ceketini çıkarıp arkadaşının baş ucuna oturdu. "Teşekkürler Jackson." Dedi tereddüt ederek. Teşekkür etmek garip geliyordu. Genç adam başını sallayıp yeni bir bezi ısladı. "Biraz kendine gelmesini sağlar." Dedi Katherine'e.

"Garip bir şey fark ettin mi?" Dedi Katherine Morgana'nın herhangi bir yerinde yara var mı diye kontrol ederken. Sonra gözleri,Jackson'ın üç parmağını sıkıca kavramış eline kaydı. İnce kaşları hafifçe havaya kalktı.

"Bana Arthur dedi,transa girmiş gibiydi,sürekli beni o sandı,özür diledi." Bulgar vampirin gözleri hızla açıldı. Yine krizi tutmuştu. "Gitmeliyiz." Diye fısıldadı.

"Burada kalın. Bir sorun çıkarsa biz hallederiz." Dedi Jackson. Dolunay birazdan batacaktı ve sürü tekrar kurt formuna bürünecekti. "Neden yardım ediyorsun?"

Jackson,Morgana'nın yastığını biraz düzeltirken omuz silkti. "O bize yardım ediyor. Sende ediyorsun. Ve gergin görünüyorsun."

"Onu koruman iyi oldu." Dedi vee Morgana'nın yanına uzandı. "Klaus Marcel'le savaşıyor. Şu an gerçek anlamda." Dedi sıkıntılı bir sesle. Klaus,şehrin hakimiyetini tekrar ele geçirirse ne yapacaktı? Morgana'ya ve kendine bir şey yapar mıydı acaba?

"Katherine sana bir şey sorabilir miyim?" Katherine,doğrulmadan başını salladı. Jackson,cebinden çıkardığı kolyeyi ona verdi. "Bölge de yeni bir klan var. Bu sembol eski bir sürüye ait. Eskiler göç etmez." Yani Katherine'e tanıyor musun diyordu. Bir süre sembolü inceledi. Tanıdık geliyordu. Ah lanet olsun! "Bu Klaus'un kolyesiyle aynı. Onun klanının burada ne işi var?"

"Sadece onlar değil. Yakında bir kaç küçük sürü var." Dedi Eve,içeri girerek. Garip şeyler oluyordu. Çok garip.

"Dolunay bitiyor. Bunu izlemek istediğine emin misin?" Katherine sorun değil dercesine başını salladı. Bir anda Jackson'ın kolu kırıldı,sonra bacağı,sarı gözleri ortaya çıktığında diğer kemiklerindende kırılma sesi yükseldi. Şimdi siyah ve beyaz renklerden oluşan kürküyle üç kadının arasındaydı.

"Sen sürüyle git Jack. Biz ona bakarız." Eve,Morgana'nın yanına oturunca Jackson'ın kulakları dikleşti. "Sorun mu var?" Dedi Katherine. "Bir şey onu rahatsız ediyor. Sen de dinlesene." Dedi Eve. Katherine bir kaç saniye durdu ve dinledi. "Sadece beş kalp atışı." "Katherine dört kişiyiz!" İkisinin gözleri irice açılırken Jackson,kulübeden çıkarıp ağaçların arasına hırladı.

Katherine, vampir hızıyla oraya gitti ve ellerini sarı kıvırcık saçlara doladı. "Bakalım burada kim varmış?" Genç kız çırpınmaya çalıştı. "Şşh. Kurt mu? Ha Jackson onu tanıyor musun?" Jackson,saldırı pozisyonu aldığında Katherine sırıttı.

Kız ona belli etmeden parmaklarını hafifçe oynattı ve Katherine,baş ağrısıyla çekildi. "Sürtük Cadı!"

"Rahibeyi görmem gerek. Ben Cassie." Katherine,gözlerini kıstı. "Ne istiyorsun?" Cassie,yutkundu. "Onu görebilir miyim?" Katherine olumsuzca başını salladı. "Uygun bir zaman değil." Vampir hızıyla tekrar kulübeye girdi ve Morgana'yı alıp uzaklaştı.

*

"Berbat görünüyorsun." Morgana,Mordred'e kıpkırmızı gözleriyle bakıyordu. "Bu sen değilsin Morgana. Büyüsüz olduğunda bile böyle değildin. Zayıfsın." Morgana sinirle yutkundu. Değildi. Gerçekten kendinde değildi. "Sen Morgana Pendragon. Sen kraliçesin! Zayıf değilsin! Bu kadar ağlak! Yumuşak değilsin!" Derin bir iç çekiş. "Pişmanım." Mordred,küçük ellerini ona uzattı. "Pişman olabilirsin ama vicdan azabı çekecek kadar iyi değilsin."

Queen (Sezon Finalinde)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin