5 - ❝Yanlışları var ama iyi biri.❞

3.1K 265 254
                                    

HAZİRAN 1976

Kollarımı göğsümde kavuşturup karşımdaki inatçıya bakarken alt dudağımı dişleyip derisini zedeliyordum. Onu ikna etmenin bir yolunu arıyordum ve bulacağımdan emindim. Sonuçta ben Valeria'ydım, ikna kabiliyeti doğuştan vardı bende.

"Hayır."

"Lily!" dedim öfkeyle yanaklarımı şişirerek. "Sana idam sehpasına çıkıp ölmeyi bekle demiyorum, sadece James ile vakit geçir ve onu tanı diyorum."

Lily etrafına bakındı bir süre, muhtemelen bana verecek uygun bir cevap arıyordu. "Ayrıca James kötü bir çocuk değil. Bunu sen de biliyorsun." diye ekledim.

"Sürekli kendini övmeye çalışıyor."

"Gözüne girmeye çalışıyor." dedim Lily'ye sırıtırken. "Senden gerçekten hoşlanıyor Lils, ona bir şans versen ne olur ki?"

Biraz uzaktan gelen gürültülerle aramızdaki konuşma bölündüğünde bakışlarımız o yöne döndü ve beni zerre şaşırtmayan bir görüntüyle karşı karşıya kaldım.

"Al işte." Lily'nin yanakları öfkeden saçları ile aynı renk olmuştu. Kalabalığa doğru ilerlerken ben de peşinden gittim. "Bir de şans ver diyorsun."

Gözlerimi devirdim. Kendi işini kendin berbat ediyorsun James, diye söylendim içten içe.

Snape'in küfürlerini ve uğursuzluklarını duyunca yüzümü ekşittim. Asası görünürde olmadığı için bir şey olmuyordu. James "Ağzını yıka." dediğinde onda nadiren duyduğum soğuk sesini kullanıyordu. "Aklapakla."

Snape'in ağzından akan köpükleri gördüğümde Lily'nin adımlarının daha da hızlandığını fark ettim ve dudaklarımı tekrar dişledim. Bunun sonu hiç iyi olmayacaktı.

"Onu rahat bırak!" dedi Lily büyük bir öfkeyle. Birkaç adım geride kalıp olaya dahil olmamayı tercih ettim. Slytherin olan biriyle Jamesler arasına girmemeyi çok uzun süre önce öğrenmiştim. Her şekilde ben zararlı çıkıyordum çünkü.

James ve Sirius aynı anda dönüp Lily'ye baktığında James'in verdiği ilk tepki asa tutmayan eliyle saçlarını karıştırmak olmuştu. Bu haline istemeden de olsa gülümsedim. O kadar tatlı ve ne yapacağını bilmez duruyordu ki Lily'nin karşısında komiğime gidiyordu.

"Buyur, Evans?" James'in değişen ses tonuna kıkırdadım. Lily'yi etkilemek için yaptıklarının sınırı yoktu ve ne hikmetse her biri ters tepiyordu.

"Onu rahat bırakın." Lily'yi göremiyordum, sırtıyla bakışıyorduk ama James ve Sirius'u oldukça net görebiliyordum. "Sana ne yaptı?"

James biraz düşünürcesine dudak büktükten sonra "Mesele... Daha çok var olmasında, anlıyorsun ya?" dedi ve onları izleyen kalabalık gülmeye başladı. Ben gülümsememi bastırmaya gayret ediyordum.

"Komik olduğunu mu sanıyorsun?" Lily'nin şu an gözlerini devirdiğine emindim. "Ama sen sadece kendini beğenmiş, baş belası bir zorbasın, Potter. Onu rahat bırak."

Kaşlarımı çattım sertçe. Baş belası olduğu konusunda Lily ile hemfikir olabilirdik, belki biraz da kendini beğenmişti hatta zorbalık konusuna belli yönlerden de katılabilirdim ancak James bundan ibaret değildi ve Lily bir türlü bunu niye anlamıyordu?

"Benimle çıkarsan bırakırım Evans." dedi James, fırsatı kaçırmamasına şaşırmamıştım. "Hadi benimle çık, ben de bir daha asla Sümsük'e asa uzatmayayım."

Büyük sözler veriyordu ama hepsi yalandı. Lily ile çıkmayı başarsa bile Snape'i lanetlerdi, bunu çok iyi biliyordum. Onların düşmanlığı ilk görüşte nefrete dayanıyordu.

𝐊𝐔𝐂𝐔𝐊 𝐁𝐄𝐘𝐀𝐙 𝐘𝐀𝐋𝐀𝐍𝐋𝐀𝐑 「Jᴀᴍᴇꜱ ᴘᴏᴛᴛᴇʀ 」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin