66 - ❝Ben bir Potter'ım.❞

1.9K 191 289
                                    

2 MAYIS 1998

"Valeria! James!"

Sirius koşturarak mutfağa daldığında Potterlar kahve içiyorlardı. İkisinin de gözleri birçok duyguyu aynı anda yaşayan Sirius'a dönmüştü.

"Ha- Haber geldi. Hog- Hogwarts'ta..."

"Pati nefeslen ve anlat!" dedi James telaşla yerinde doğrularak. 

Sirius birkaç kez yutkunup "Fred haber yolladı. Tanrım, Harry ve diğerleri Hogwarts'taymış. Savaşacaklarmış! Hogwarts'ta savaş var, Ölüm Yiyenler geliyormuş." dedi bir çırpıda.

"Ne?" Valeria ayaklandı hemen. "Nasıl gideceğiz?"

"Bir geçit varmış. Domuz Kafası'nda. Aberforth bekliyormuş. Hadi- Acele edin." 

Valeria ve James beklemedi. Anında masada duran asalarını kaparak "Gidelim. Remus nerede?" diye sordu Valeria.

"Odada, en son giyiniyordu aman- REMUS!"

"Bağırma!" dedi Remus gergince. Onun da elinde asası vardı. "Hazırsak gidelim."

Hogsmeade'e cisimlendikten sonra Domuz Kafasına yürürlerken Sirius "Hey, şuna bakın." dedi ve onların dikkatini çekti. 

Sirius'un önünde durduğu duvara yaklaştıklarında yan yana ve alt alta asılmış ARANIYOR posterlerini gördüler. Potterlar bir numaraları arananlar listesindeydi, Sirius, Remus, Ron ve Hermione de vardı posterlerde.

"Çirkin fotoğrafımı koymuşlar." dedi Sirius. "Şuna bakın, saçım dağınık."

"Sirius bu bir aranıyor ilanı!" dedi Remus. "Nasıl gözüktüğün önemli mi sanki?" 

Sirius çocuk gibi omuz silkti. "James'le Valeria'yı güzel koymuşlar. Akrabaya kıyak geçilmiş, şuna bak." 

James, en yakın arkadaşının başına vurup "Komik değil." dedi. "Çabuk olalım, yakalanacağız birilerine."

Gizlice Domuz Kafası'na girdiler. Hiçbir Ölüm Yiyenle karşılaşmamak ilginç gelmişti James'e, bir şeyler ters hissettiriyordu. Şimdiye Ölüm Yiyenler başlarına toplanmış olmalıydı, Hogsmeade'de kol gezmiyorlar mıydı?

Aberforth onları görünce "Ah, sizin eksik kalmanız mümkün değil tabii." diye söylendi ve bir kadın tablosunun arkasına gizlenmiş geçidi işaret etti. "Acele edin, haydi." 

İlk önce Remus, ardından da Sirius girdi. James de onların peşinden gidip karısına yardım için elini uzatmışken "Valeria." diye seslendi Aberforth ve kadının bakışları ona döndü.

"Eskiden, çok eskiden, o burada içki içerdi, müritleriyle toplanırdı." 

Valeria'nın gözlerinden öfke geçti ve cümlelerin devamını bekledi. "Yanında Potter olmasaydı bile senin kim olduğunu gözlerine bakarak anlayabilirdim. Ona bu kadar benzeyip ondan bu kadar başka olman... Takdir ediyorum. Albus da ederdi."

Bir anlığına duygulanan Valeria "Teşekkürler." dedi kısık sesle ve James'in uzattığı eli tutarak geçide atladı. 

Neredeyse koşarcasına geçidi aştıklarında Sirius ve Remus'un çoktan içeri girdiklerini gördü. James, İhtiyaç Odası'na girdikten sonra Valeria da onun peşinden geldi.

Gözlerine inanamadı James. Oda ağzına kadar doluydu. Herkes ama herkes buradaydı. Tanıdık çok fazla surat vardı ve herkes asalarını kararlılıkla tutuyordu.

"Potterlar!" diye bağırdı birisi ve başların hepsi Valeria'yla James'e döndü.

"Harry nerede?" James etrafa bakınarak sormuştu. "Hani buradaydı?" 

𝐊𝐔𝐂𝐔𝐊 𝐁𝐄𝐘𝐀𝐙 𝐘𝐀𝐋𝐀𝐍𝐋𝐀𝐑 「Jᴀᴍᴇꜱ ᴘᴏᴛᴛᴇʀ 」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin