36 - ❝Kedicikten aslan olmaya.❞

2.3K 212 205
                                    

MART 1977

Elimdeki mektubu şömineye attığımda kahkahalar yükseldi. Gülenlere dik dik bakıp bir başka mektuba geçtim, açıp okuyacaktım ki gözlerim duran mektup yığınına kaydı. Hepsini okumaya kalksam geceyi burada geçirmem gerekirdi.

"Of pes ediyorum!" dedim hışımla ve mektubu köşeye bıraktım.

Remus dizlerinin üzerinde yatan Sirius'a sırıtarak "Neyse ki sana böyle mektuplar gelmiyor." dedi tatlı tatlı saçlarını okşarken.

"Yo, geliyor." dedi Sirius rahat bir tavırla ve Remus'un eli durdu. "Ne?" dedi dehşete düşmüş bir ses tonuyla. "Ne demek geliyor?"

Sirius elini havaya salladı. "Hiç bakmadan atıyorum çöpe, umurumda bile değil."

"Ha yani James'in umurunda!" dedim kıskançlıktan çatlarken. Sirius gözlerini devirdi. "Onun da umurunda değil tabii ki. Çoğunu sen görmeden atıyor ama bunlar yeni gelenler işte, atmaya fırsat bulamamış."

James'in odasından çıkan mektupları Peter hemen bana getirmiş, sevgilime gelen aşk mektuplarıyla beni burun buruna getirmişti. Ben de diyorum kendi kendime James'in peşindeki kızların ardı kesildi bir anda.

Meğerse ben görmüyormuşum onlar hala James'in peşindeymiş.

"Dur bak bunda diyor ki," dedi Lily elindeki mektubu okurken. "Süpürge üzerinde o kadar yakışıklı gözüküyorsun ki bazen bana da binmeni istiyorum." Dehşet içerisinde Lily'nin yüzüne baktım.

"KİM YAZMIŞ BUNU?" diye gürlediğimde ortak salonda sesim yankılandı. Bakışlar bana dönerken yanı başımda kahkahadan kırılan James'e baktım ters ters. "Komik mi?" diye çemkirdim suratına. "KOMİK Mİ?"

James başını salladı hala gülerken. "Bunları ciddiye aldığına inanamıyorum." dedi. "Şu an ilk kez okuyorum, aslında baya komikmiş. Okusam gülermişiz."

Ona kötü kötü baktıktan sonra önüme dönüp Lily'nin elinden mektubu çekip aldım ve imzalayana baktım. "Mary Douglas kim?" diye sordum gözlerimi kısıp kızın adını okurken. Sanki karşımdaydı da ona bakıyordum.

James omuz silkti. "Nereden bileyim gökyüzüm? Kızın biri işte, hangi binada olduğundan bile habersizim."

Alayla "Ama o senin hakkında ne hayaller kuruyor. Üstüne binmeni bekliyor." diye söylendiğimde James tekrar gülerek "O ancak hayalini kurar." dedi ve dudaklarını omzuma bastırıp "Bazıları da yaşar." diye fısıldadı.

Yanaklarım yanmaya başlamıştı.

"Neyse," dedim mektubu şömineye atıp kül olmasını izlerken. "Olur öyle şeyler, karalanmış birkaç satır için delirmeyeceğim."

"Tüh ya." dedi Sirius hala Remus'un dizlerinde yatarken. Bir yandan da parmaklarındaki sürmeyi beceremediği siyah ojeleri inceliyordu. "Çıldırmanı izlemek eğlenceliydi aslında. Gösteri bitti mi yani?"

"Git kendine şaklaban bul Sirius." dedim uzattığı bacağına tekme atarken. "Çoluk çocuğun eğlencesi oldum şu hale bak."

"Aramızda yalnızca bir ay var!" Sirius'un ters bakışına sırıttım. Yaştan vurunca siniri bozuluyordu, bunu biliyordum.

James arkasına yaslanıp kolunu omzuma atarken beni de göğsüne çekmişti. "Kıskanınca çok tatlı olduğunu hiç söyleyen olmuş muydu?"

Daha önce birini hiç kıskanmadığımı söylemedim James'e. Evan ilk ilişkimdi zaten ve onun da peşinde dolanan kızlar olmasına rağmen kıskanma gereği görmemiştim, içimden öyle bir hissin gölgesi dahi geçmemişti.

𝐊𝐔𝐂𝐔𝐊 𝐁𝐄𝐘𝐀𝐙 𝐘𝐀𝐋𝐀𝐍𝐋𝐀𝐑 「Jᴀᴍᴇꜱ ᴘᴏᴛᴛᴇʀ 」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin