9 - ❝Kalbimdeki halatlar.❞

2.7K 246 267
                                    

TEMMUZ 1976

Hogwarts'ın kapanışının ve yaz tatilinin başlamasının üzerinden yalnızca iki hafta geçmişti ve geçirdiğim en güzel yaz tatili olmaya aday bir tatildeydim.

Kapım hışımla açılıp uzun boyu ve sırıtan yüzüyle James gözüktüğünde gözlerimi devirip üzerimdeki pikeyi kendimi tamamen kapatacak şekilde çektim. "Uyan artık Val!" diyerek yatağıma zıplayarak oturdu.

Dumbledore ilk tatilimde beni Potterlara emanet etmeyi uygun görmüştü. Tanıdığım birinin yanında olmamı yabancıların arasında kalmamdan daha iyi olduğunu düşünüyordu herhalde. Bana hala güvenmediğinden belki de o tanımadığım kişileri öldüreceğimi falan düşünüyordu.

Hoş öldürecek olsam Potterları da gözümü kırpmadan öldürürdüm ki.

Üstümdeki pikenin atıldığını gözüme giren gün ışığıyla fark ettim ve gözlerimi kısarak bana hala sırıtan James'e baktım. Ela gözlerine vuran ışık sarımsı gözlerini yeşile döndürüyordu adeta. 

Pekala, sanırım Potterları öldüremezdim.

"Saat kaç?" diye sordum gözlerimi yumruklarımla ovuştururken. "Eğer yine yedi dersen seni burada bedenin kilitlenmiş bir şekilde bırakırım James ve uykuma devam ederim."

Uyumayı çok seven biri değildim aslında. Sevecek kadar alışmama izin verilmemişti. Uyku anında saldırıya açık olurduk ve benim saldırıya açık olma lüksüm yoktu. Bu yüzden daima az uyur, az uykuyla yetinmeye çalışırdım.

"Yedi değil." dedi James ve imalı imalı sırıtarak "Altı buçuk." diye ekledi.

Yüzümü buruşturdum hüzünle. "Ya James!" Kendimi yatağa geri atıp sırtımı ona döndüm. "Sen her sabah antrenman yapıyorsun diye antrenmandan sonra beni de uyandırmak zorunda mısın?" 

James'in bu hayattaki en ciddiyetsiz insanlardan birisi olduğunu herkes bilirdi ama onun bile ciddiye aldığı şeyler vardı. Bunlardan birisi de hayatının aşkı olan Quidditch'ti. 

Hogwarts'tayken bulduğu her boş vakitte soluğu sahada alır, antrenman yapardı bunu biliyordum ancak yazın da aynı durumda olduğunu hiç düşünmemiştim. Bayan Potter'dan öğrendiğime göre James her sabah erkenden kalkıp evlerinin arka bahçesinde antrenman yapıyordu.

Ve yeni hobisi her antrenmanını bitirişinde odama baskın düzenleyip beni uykumdan etmekti. Aptal çocuk.

"Ama Val, canım sıkılıyor." James beni omzumdan tutup sırt üstü yatırdığında gözlerimi açıp ona baktım. Terler yüzünden boynuna akarken bundan hiç rahatsız oluyormuş gibi değildi. Saçlarının uçları alnına yapışmıştı ve ela gözleri neşeyle parlıyordu.

Her sabah gördüğüm bu görüntü yine kalbimde aynı etkiyi yarattığında kendi kendime sinirlendim. Ne oluyordu böyle? Neden James'in alnına düşen simsiyah saçlarına dokunmak istiyordum?

"Buradan bakınca şaklabana mı benziyorum?" diye homurdandım. "Git ve çift taraflı aynanla Sirius'u rahatsız et."

Bu yıl okul bitmeden önce aldıkları o aynalarla tüm yaz konuşacaklarını söylemişlerdi ve tatil başladığından beri bir gün bile konuşmadan durmadılar. James'in odasından yükselen boş kahkahalara Sirius'un havlarcasına gülüşü karıştığında içim neşe doluyordu. En yakın arkadaşlarımın mutlu olduğunu fark etmek beni de mutlu ediyordu.

"Ama o uyuyor." 

"Ben de uyuyordum."

James ofladı. "Uyandırdım işte seni, ne olur benimle konuşsan? Çocuk masalı anlatmana bile razıyım ama konuş be!" 

𝐊𝐔𝐂𝐔𝐊 𝐁𝐄𝐘𝐀𝐙 𝐘𝐀𝐋𝐀𝐍𝐋𝐀𝐑 「Jᴀᴍᴇꜱ ᴘᴏᴛᴛᴇʀ 」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin