!!Oy vermeyip, sürekli açık arayarak ters ters yorum yapan arkadaşları sessize alacağım, bilginize.!!
İlk birkaç bölüm klişedir. 11.06.2021 tarihinde final olmuştur. Hiçbir şekilde düzenleme yapılmamıştır. Çalıntı demek sizin haddinize değildir. Teşekkürler.
☀️
"Hadi kızım geldik. İnelim."
Biyolojik annemin sesiyle sakince arabadan indim. Biyolojik babam bavulumu indirirken gözlerim karşımdaki evde pardon ziyagil köşkündeydi. Her an bi yerlerden behlül fırlayabilirdi. Yeşim Hanım ve Murat Bey'in ilerlemesiyle onları takip ettim.
Bu sabaha kadar pek sevmeseler de tanıdığım bildiğim bir ailem vardı. Ama bir saatin içinde o küçük dünyam başıma yıkılmış yerine büyük bir dünya inşa edilmeye başlanmıştı.Ben Derin Öztürk aslında Derin Atabey olduğumu öğrenmiştim. 17 sene önce sırf birilerinin hırsı yüzünden iki aile de öz kızından koparılmıştı. Ve yıllar sonra hemşire vicdana gelip her şeyi itiraf etmişti. Ne acelen vardı be ablam 17 sene vicdan muhasebesi için fazla kısa değil mi?(!)
Büyük kapı açılmış ve yardımcı olduğu belli olan teyze görünmüştü. Yeşim Hanım ve Murat Bey'in içeri girmesiyle bende girdim. Ev buram buram zenginlik kokuyordu. Tamam bizim durmumuz da kötü değildi ama bu kadar iyi olduğu da söylenemezdi.
Salona olduğu belli olan büyük odaya girdik. Yeşim Hanım ve Murat Bey ikili koltuğa yan yana otururken ben karşılarındaki tekli koltuklardan birine oturdum. Gözlerim televizyon ünitesinin yanındaki çerçevelerde gezinirken oldukça gergindim.
"Kızım bak her şey senin için çok zor biliyorum. İnan bizim için de zor her ne kadar Aylin'le anlaşamasak da bu yaşına kadar biz baktık büyüttük. Senden bi anda bize alışamani bekleyemeyiz elbette ama en azından bi şans versen alışmayı denesen?"
Yeşim Hanım'ın söylediklerini kafamda tartarken onları terslemeyi ya da kötü davranmayı düşünmüyordum. Dediği gibi onların için de kolay değildi. Söylediklerinde tek bir yere takılırken kaşlarım çatıldı.
"O kızla neden anlaşamıyordunuz?"
İkisinin de yüzünde buruk bir tebessüm oluşurken salonun kapısındaki hareketlilikle istemsiz oraya döndüm. Aşağı yukarı 14-15 yaşında esmer mavi gözlü bi çocuk nefretle bize daha doğrusu bana bakıyordu. Daha köşke geleli bir saat bile olmamıştı. Ne yapmış olabilirdim?
"Gel oğlum. Ablanla tanış"
Ney? Bu maviş kardeşim miydi yani? Hep bir kardeşim olmasını isteyen kalbim heyecanla tekledi.
"O benim ablam değil."
Tiksintiyle söylemişti. Hıhh. Ben çok meraklıydım sanki ergen velete ablalık yapmaya.
"Eymenn!"
Muray Bey'in uyarısıyla çocuk koltuğa oturdu.
"O kız.. biraz değişikti kızım. Yani nasıl desem...."
Eymen annesinin sözünü kesti. Gözleri biraz önce benim baktığım çerçevelerdeydi.
"Hiçbir zaman bizi sevmeyen. Bana bir kez olsun ablalık yapmayan para gözün tekiydi. Abimlerle annemleri birbirine düşürüp hayatımızı mahvetti. Eminim sende öylesin"Söylediklerinden sonra hışımla salondan çıkarken şaşırmıştım. Ama tabi ki yine söylediklerinden asıl noktaya takılmamıştım. Şeytan ayrıntıda gizliydi.
İşaret parmağımla Eymen'in çıktığı kapıyı gösterdim.
"Abimler mi dedi o?"
Yeşim Hanım tebessüm etti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇ DOĞAN GÜNEŞ✓
HumorBenim güneşim hiç doğmamıştı. Ya da doğmuştu ama doğar doğmaz geri batmıştı,benimle birlikte. Aradan yıllar geçti. Bulutlu, yağmurlu, gök gürültülü geçen yılların ardından benim hayatıma yeni bir güneş doğdu. O kadar güzel doğdu ki ne bulutlar kapat...