Bölümü okumadan burayı okuyun ki söyleyeceklerimle ilgili saçma sapan yorum gelmesin.
Bölüm içinde Cenk'in anlattığı bazı anılar var ve hepsini bizzat yaşadım. Bir şey bulamayınca kendimden yola çıktım. Atatürkle ve Bülent Ersoyla ilgili bir şey geçiyor orda ve 8 yaşındayken kuzenim ve kardeşim arasında geçen konuşmaydı o. Kimse saçma sapan saygısızlık falan demesin 8 yaşındaki çocukların söylediği şeylerdi onlar.
Yani açıklamak istedim. İyi okumalar.💙
Oy verip yorum yapmayı unutmayın.💙
Sırtımı yatak başlığına dayayıp telefonumu elimle,kendime çektiğim dizlerimde sabitledim.
Birkaç çalışın ardından telefon açıldı ve ekranda Ecem abla göründü.
Yaman gittikten sonra ayak üstü annemlerle sohbet etmiş ve yukarı çıkmıştım. Kısa bir duş ve günün değerlendirmesinin ardından hiçbir yere varamayınca Ecem ablayı aramaya karar vermiştim.
"Nasılsın abla."
"İyiyim canım sen nasılsın?"
Omuz silkip "İyiyim" derken Ecem abla da koltuğa oturdu. Ayaktaydı galiba.
"Ee ne var ne yok. Neye borçluyuz bu aramanı."
"Aşk olsun abla ben seni hiç aramıyor muyum?"
Tek kaşını kaldırdı alayla. "Aramıyorsun."
Doğru aramıyordum.
"Bir şey olmuş. Dökül bakalım."
Yavuz abiye benzemişti iyice. "Yok bir şey olmadı ya. Öyle konuşalım diye aradım."
Başını salladı. "Anladım. Konuş o zaman dinliyorum"
'Sen bir psikologla aşık atabilir misin?' Diye iç sesime hak verip ofladım.
"Sen Yavuz abiye ne zamandır aşıksın?"
"Bunu mu konuşacağız Derin.."
Buna da hiçbir şey beğendiremiyoruz.
"Evet. Anlat hadi ya merak ediyorum."
Gözlerini kısıp yüzümü taradı. Ben bakışlarımı kaçırırken "anlatalım bakalım" diye mırıldandı.
Gözleri telefonda değil başka bir yerde sabitlendi.
"İlk tanıştığımızda yani Uğurla seni ilk bana getirdiklerinde etkilenmiştim aslında. Sonra yavaş yavaş hep onu görmek istediğimi ve hep onunla konuşmak istediğimi fark ettim.. ben farkında olmadan hayallerime bile sızmıştı. Ne zaman böyle bir şey yapmak istesem hep iki kişilik plan yaptığımı fark ettim.."
Kısa bir sessizlikten sonra başını iki yana sallayıp gülümsedi. Bakışlarını tekrar bana çevirdi.
"Öyle işte sonra bi bakmışım aşık olmuşum."
İyi de burdan bir şey anlayamazdım ki ben.
"Derin.." dedi sorgular bir tavırla. "Hmm?"
"Sen birinden mi hoşlanıyorsun?"
Panikle "yoo ne alakası var şimdi. Niye ki?" Diye saçmalarken yine ve yine karşımdakinin ablamdan öte psikolog olduğunu unutmuştum.
Gülerek "kim?" Diye sordu sadece. Omuzlarım yenilmişlikle çöktü.
"Yaman.." diye mırıldandım.
"Ohaa! Polat'ın arkadaşı olan Yaman mı?"
Üzgünce dudak büküp başımı salladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇ DOĞAN GÜNEŞ✓
HumorBenim güneşim hiç doğmamıştı. Ya da doğmuştu ama doğar doğmaz geri batmıştı,benimle birlikte. Aradan yıllar geçti. Bulutlu, yağmurlu, gök gürültülü geçen yılların ardından benim hayatıma yeni bir güneş doğdu. O kadar güzel doğdu ki ne bulutlar kapat...