Normalde 600 bin olunca atacaktım özel bölümü. Ama siz bana çok takılmayın. Çabuk karar değiştiren biriyim...
4 sene sonra
"Derin çıksan mı artık yengecim."
Üzerimdeki elbiseye memnuniyetsizce bakarken ofladım. Kabinden çıkıp Güneş'e baktım.
"Ama olmadı ki bu ya."
Bu denediğim kaçıncı elbiseydi bilmiyorum ama hâlâ aradığımı bulamamıştım.
Dört senenin ardından Yaman artık babamı en önemlisi de abimleri ikna etmişti ve akşam istemeye geleceklerdi.
Bu dört yıl içinde pek bir değişiklik olmamıştı. Yamanla düzgün ve sakin giden bir ilişkimiz vardı. Hatta o kadar sakindi ki kavgalarımız yok denecek kadar azdı. Çoğu zaman bu sakinlik beni korkutuyor ve sürekli Yaman'a 'hadi kavga edelim' diyordum. Onun tepkisi ise çocukmuşum gibi sırtımı sıvazlayıp 'hadi uyu artık' demek oluyordu.
Üç yıl kadar önce Yavuz abi ve Ecem abla evlenmişti. Mutlulardı. Tek sorunları daha doğrusu Ecem ablanın tek sorunu çocuklarının olmamasıydı. Yavuz abi her ne kadar 'stres yapma,olur elbet' dese de Ecem abla bebek aşkıyla yanıp tutuşuyordu.
Abimlerin hepsinin başı bağlanmıştı. Yani evlenmemişlerdi ama hepsi sözlenmişti. Okulumun ikinci senesinde Yaman sürekli 'gelip isteyelim' deyip durmuş ama abimler sürekli 'biz büyüğüz önce bizim sıramız' diye diye oyalamışlardı.
Yaman da bu duruma her ne kadar sabretse de en sonunda dayanamamış ve iki ay önce Güneyle Güneş'in de sözlenmesine izin vererek tüm engeli yıkmıştı.
Yağız'ım 8 yaşına girmişti ve artık okula gidiyordu. Barın ise 5 yaşındaydı artık. O da kreşe gidiyordu. Anneme 'anne' diyordu zaten ama babama da 'baba' demeye başlamıştı.
Uğur böceğimse o kadar atıp tutmasına rağmen gide gele Doğa'ya tutulmuştu ve iki yıldır sevgiliydiler. Tabi Yavuz abi ve Doğu baya uğraştırmıştı. Yavuz abi kıyamasa da Doğu'dan afilli bir yumruk yemişti.
Eymen de 19 yaşında inşaat mühendisliği okuyordu. Yavuz abiden özenmişti.
Semih abimse..İlk bir yıl yeni ortama adapte olmak için uğraşmıştı. Sonrasında da önce bir iş bulmuş ve kendine ev tutmuştu.
Çoğu zaman bizde olsa da evinin ayrı olmasını istemişti. Mutluyduk. Huzurluyduk.
Polat abim her ne kadar eski kızdan hoşlanmasa da Semih abime 'sonuçta kardeşin tanımak görüşmek istersen sen bilirsin' demişti.
Abimlere yaptıklarından sonra görüşmesini istemesem de bir şey dememiştim ki abimde zaten görüşmek istememişti.
Kaan abim başarılı bir avukat olmuştu. Cenk abim de doktor. Şu an tatildeydik ama benimde bir senem kalmıştı. Bir yıl stajdan sonra mezun olacaktım.
Yaman'la okulum bittikten sonra evlenecektik. Abimler her ne kadar isteme işine razı olmuş olsalarda özellikle Polat abim 'mesleğini eline almadan evlenmeyeceksiniz' demişti.
Mantıklı olan da oydu bence ki zaten Yaman da böyle düşünüyordu. Sadece artık adı konsun istiyordu.
Ellerimi elbisenin bel kısmında gezdirip Güneş'e baktım.
"Gelmeyin siz bu akşam ya..ara abini 'Derin vazgeçmiş evlenmeyecekmiş' de"
Gözlerini devirip askılara ilerledi. Elbiseleri karıştırırken "Aynen yıksın başımıza burayı" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇ DOĞAN GÜNEŞ✓
HumorBenim güneşim hiç doğmamıştı. Ya da doğmuştu ama doğar doğmaz geri batmıştı,benimle birlikte. Aradan yıllar geçti. Bulutlu, yağmurlu, gök gürültülü geçen yılların ardından benim hayatıma yeni bir güneş doğdu. O kadar güzel doğdu ki ne bulutlar kapat...