KURŞUN

Gerizekalı&

Multimedia: Nefes Hazar

Bölüm şarkısı: şanışer-Ne için yaşıyorum

19.BÖLÜM: GERİZEKALI

Sude ile kira meselesini hararetli bir şekilde konuşmamızın ardından ona dün olan her şeyi anlatmıştım. Elbette ki Araf'ın gerçekte kim olduğu ve Poyraz'ı.

Maalesef ki anlatırken beş kere sinirden çığlık atıp koltuğu ısırmıştı. Anlatmamam gerekti bunu biliyordum. Ama anlatmaya ziyadesi ile ihtiyaç duyuyordum. Her şeyi içime atmak, birde hastalığım varken benim için iyi değildi.

Arda'ya birşey söylemeyeceğimize dair birbirimize yemin etmiştik. Arda her ne kadar şapşal olsa da yüreği ile dağları devire bilirdi.

''Düş önüme seni artık gözümün önünden ayırmayacağım.''

Sude'nin söylediklerine anlamsızca bakarken kolumdan tutup beni dürte dürte önüne aldı. Yürümem için itekleme yi de unutmamıştı tabi. Sude'nin âdeta bir kaynana imajı ile beni söylene söylene okula bırakmasına izin vermiştim. Beni bıraktıktan sonra homurdanarak gitmişti.

Ah millet deliye ben akıllıya hasret.

Okulun içine girip ağır hareketler ile yürümeye başladım. Derse girip Poyraz'ın aptal suratını göresim yoktu. Tam bir pislikti, hemde tam bir pislik.

Sınıfa girip bomboş olan sırama şaşkınlıkla oturdum. Poyraz bugün yoktu, neden şaşırıyordum. Kesinlikle Araf bir şey yapmıştı.

''Evet gençler acele edelim. Bugün dersi hızlı bir şekilde anlatmam gerek.''

Hangi ara sınıfa girdiğini anlamadığım Salih öğretmenin acele ile konuşmasını dinlerken sınıfta olumsuz nidalar dolanmaya başlamıştı.

''Gençler hepinizi grup yapacağım. Dersi kısaca anlattıktan sonra gruplara bir kaç görev verilecek.''

Sorgulayıcı bakışlarım ile Salih hocaya bakarken çok geçmeden eline mavi tahta kalemini alıp, beyaz opak tahtaya yazı yazmaya başladı.

''Şimdi gençler, hepinizin görevi çevreye yararlı bir madde olacak. Dersi kısaca anlatır anlatmaz hemen buna geçeceğiz. ''

Dersi anlatmaya başlarken görev ne olacak diye merakla bekliyordum. Çok önemli değildi belki ama yinede merak ediyordum. Maalesef meraklı bir karaktere sahiptim, maalesef!

Ders anlatımında her şeyi not alıp dikkatle dersi dinledim. Sevgili sınıf arkadaşlarım pek ders dinleme taraftarı değildi. Okulumuzun bir çok öğrencisi zaten ders dinleme taraftarı değildi. Öğrenci vasıfları epey kötüydü.

''Evet arkadaşlar şimdi numaralarını okuduklarım bir grup, sonra diğer numaralarını okuduklarım da bir grup olacak.''

Salih öğretmen sınıf defterini eline alıp sıraların arasında gezindi.

''Böyle dört grup yapacağım.''

Salih öğretmen sınıf defterini açıp göz gezdirdi.

''Birinci grubun numaralarını okuyorum; 918, 747, 669, 879, 632.''

Numaralarını duyan homurdana homurdana sınıfın bir köşesine geçip gurup oldular. Sanırım böyle aktiviteler pek hoşlarına gitmiyordu!

''Şimdi ikinci grubun numaralarını okuyorum; 466, 715, 597, 779, 446.''

Numaramı duymam ile hızla ayağa kalkıp diğer arkadaşlarımla beraber bir grupta oturdum. Grup olduğum kişileri tanıyordum ama pek samimi değildim. Sadece sınıf arkadaşı işte.