Beyaz Oda&

101K 3.5K 327
                                    


Multimedya: Nefes Hazar

"Nefes almak mühim değil, nefes vermek mühim olandır."

İyi okumalar.

3.BÖLÜM: BEYAZ ODA

Omzumun sızısı kolumu uyuşturuyordu, peki omzuma ne olmuştu? Nefesimi bir önceki uyanmam dan daha fazla alıyordum. En son bir arabada arka koltukta battaniyeye sarılı uzanıyordum. Gözlerimi açmamaya devam ederek sağ kolumu hareket ettirmeye çalıştım, aslında daha iyi gibiydim. Usulca gözlerimi açtım. Beyaz ağırlıklı bir odada yatakta uzanır bir vaziyetteydim. Kafamın içindeki onlarca soru bir anda beynimde yankılanmaya başladı. Ben neredeydim? Kimin evinde? Neden bir yatakta?

Hafifçe doğrulup etrafı inceledim. Evet bembeyaz bir odadaydım. Yatak başlığı, Dolaplar, duvarlar ve makyaj masası dahil her yer beyazlar içindeydi. Odada kimsenin olmamasına fırsat bilip yataktan tamamen doğruldum. Doğrulmam ile birlikte vücuduma yayılan keskin bir ağrı inlememe neden oldu. Sağ omzum sarılıydı kolum ve vücudumun çeşitli yerlerince sarılıydı, ayrıca yara bantları da vardı. Peki neden ben bu haldeydim?

Organ mayfası!

Aklıma gelen düşünce ile yataktan hızla doğrulup zorlukla ayağa kalktım. Ayağa kalkmam oldukça zor olmuştu çünkü sürekli canım acıyordu. Hareketlerimi hızlandırıp odada gezindim. Çıkış yolu bulmalıydım, kesinlikle bir çıkış yolu bulmalıydım.

Gözlerimi vücudumda gezdirip kendime iyice baktım. Aynı kıyafetlerim vardı. Aynı kıyafetlerimin olması beni rahatlatmıştı. Başka birinin evinde başka kıyafetler aklımı yitirmeme neden olabilirdi. Aynı kıyafetlerimin olması oldukça iyiydi. Karnımdan gelen sızı ile karnımı açıp baktım. Karnım bir kaç beyaz bant ile duruyordu. Bantlardan birini inlemelerimle zorlukla kaldırıp karnıma baktım.

Beynim şok dalgası yaratırken morarmış karnıma şaşkın gözlerle bakıyordum. Adamların karnımı tekmelemesi ve beni dövmeleri sonucunda olan morluklarım tedavi edilmişti. Peki bana bunu kim yapmıştı ki ?

Odanın içinde seri hareketlerle gezip pencereye doğru yöneldim. Beyaz çerçeveli camın kulbundan tutup açtım. Cam oldukça büyüktü, sanırım burası bir zengin eviydi. Camı açmam ile dışarıdan gelen esinti bedenimi titretmişti. Bu duyguları son kez hissediyormuş gibi geliyordu. Nedenini bilmiyordum. Düşüncelerimi bir kenarı ya atıp camdan aşağıya baktım.

Gözlerim şaşkınlıkla açılırken gözlerimin yandığını hissediyordum. Ben şuan üç veya dördüncü kattaydım. Buradan atlarsam birde bu yaralar ile kesinlikle eşşek cennetini boylayacaktım. Camdan dışarıya bakışlarımı gezdirip baktım. Yeşil çimenlerin ve ağaçların bol olduğu bir bahçeye sahipti bu ev. Oldukça güzel ve huzur verici duruyordu. Bakışlarımı daha da derinleştirirken evin etrafında olan yaklaşık yirmi adamı görmemle ayaklarım bir adım geriye gitti. Bu kadar adam ne içindi? Pencereden uzaklaşıp kapıya doğru gittim. Bu kadar adam varken pencereden atlayamazdım ki zaten atlarsam geberip gitme olasılığım oldukça yüksekti.

Kapının kulbunu tutup açmaya çalıştım, ama açılmıyordu çünkü lanet kapı kitlenmişti. Gözlerimdeki yaşlar benden bağımsız akarken ellerim titremeye başlamıştı. Sessiz kalıp beklemeli miydim? Yoksa kapıya vurup beni çıkarmalarını mı söylemeliydim? Düşünceler beni yiyip bitirirken bu seçeneklerin hiç birinin hayatımı kurtarmayacağına kanaat getirip odanın içindeki dolaba yöneldim. Sol elimle karnımı tutup güçlükle yürüyebiliyordum. Dolabın kapağını seri hareketler ile açıp kendimi içine attım ve dolabın kapağını sürükleyerek kapattım.

Dışarıda çaresizce beklemektense dolabın içinde saklanmak daha da akıllıca geliyordu. Sonuçta dışarıda yirmiye yakın adam duruyordu kaçmam imkansızdı. Şu an için en iyi yol dolabın içinde durup saklanmak. Böylelikle bu odadan kaçmışım izlenimini verecektim. Bu düşünceyle karanlık dolap da gülümsedim. Dolabın ışık sızan yerlerinden odanın içine baktım. Askıda fazlasıyla kadın kıyafeti vardı. Sanırım bu odanın sahibi bir kadındı. Bu duruma pek takılmayarak derin nefeslerini aldım.

KURŞUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin