Hastane&

39.1K 1.2K 155
                                    

Bölüm şarkısı: John Newman-
Love me again

İyi okumalar..

15.BÖLÜM: HASTANE

Biri tarafından özenle taşınıyordum. Kim olduğunu bilemiyordum, gözlerim kapalıydı. Açmak da zor geliyordu bana, öyle ki göz kapaklarımı bantamışları sanki. Açmam mümkün gibi degildi. Bedenim sanki benim degilmişcesine ayrı gibiydi. Öyle ki vücudumu oynatamıyordum.

Tanıdık gelen o koku burnumu doldurmuştu. Yakın birinin kokusuydu sanki, işittiğim sesleri algılayamıyor olsam da beni taşıyan kişinin Arda olduğunu anlamıştım. Bir kız sesi işittim o anda, kim olduğunu anlayamıyordum. Gözlerimden yaşlar döküldüğünü hissettim, gözlerim kapalı olmasına rağmen.

Dudaklarım, ellerim, ayaklarım, kısacası tüm bedenim âdeta yüksek doz uyuşturucu almış gibi titriyordu. Yaşadıklarımın ağırlı bedenimle bir bütün gibiydi. Öyle cansız, öyle ruhsuzdum ki.. Sanki bir ölü gibi.

Gözlerim hâlâ kapalıyken, etraftaki sesleri dikkatle dinlemeye çalıştım. Biri panikle konuşuyordu. Ne dediğini anlayacak kadar kendimde değildim.

"Astım krizi geçiriyor!"

Arda' nın âdeta feryat ederek söylediği bu sözler üzerine gözlerimi açmaya çalıştım. Ağzımı biri elleriyle açıp, sprey sıktı. Kimin sıktığı hakkında bir fikrim yoktu, tahmin etmeye de çalışamıyordum. Beyin hücrelerim sanki yok olmuş gibiydi, hatta öyle ki nefes nasıl alınır onu da unutmuştum.

Ambulansın tiz sesi kulaklarımda eko yapıyordu âdeta. Ayaklarım titremekten birbirine çarpıyor, ellerim ise betonla sanki pinpon topu oynuyordu. Hangi ara beni yere bırakmıştı Arda bir fikrim yoktu.

∆∆∆∆

Burnuma dolan hastane kokusu yüzümü buruşturmama neden oldu. Yumuşak bir şeyin üzerinde ölü gibi yatıyordum. Gözlerimi açamayacak kadar halsiz, bitkindim. Kolumda ve ellerimde hissettiğim sızı çok keskindi. Ağzımın tamamını kaplayan bir maske vardı, canımı acıtıyordu. Boğazımda zehirli bir sarmaşık var gibiydi, ve her nefes aldığım zaman o sarmaşığın dikenleri boğazıma batıyordu.

Monitörden çıkan tuhaf cızırtılar, beynimi yoruyordu. Nefeslerimi düzene sokmaya çalışarak, zihnimi çalıştırdım. Hatırladıklarım zihnimde hortum etkisi yaratırken, bedenim korkuyla titredi. Boğazımı kestiği zamanki o keskin acı.. Öyle ki acıdan kanım çekilmişti sanki. Gözlerinindeki korkunç bakışı unutmamıştım.

Monitörden gelen sesler yükselince, bir erkeğin yüksek sesi kulaklarımı tırmaladı.

"Liseli? Hadi kendine gel, geçti korkma."

Ardanın dolu dolu şevkat sesi düşüncelerimden arınmama yardımcı oldu. Derin bir nefes alıp gözlerimden yaşların gelmesine izin verdim. Arda bir yandan saçlarımı okşuyor bir yandan da birşeyler mırıldanıyordu. Kapalı olan gözlerim uykumun daha ağır basmasına neden olurken, kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Gözlerimi ağır hareketler ile açtığımda Sude' nin odasındaydım. Kendi odamda olmamak en iyisiydi. Sude'nin olanları bilmemesine rağmen bunu düşünmesi beni rahatlatmıştı. O öyleydi, herşeyi tahmin eder ve en doğrusunu bilirdi. Yatakdan doğrulup etrafa baktım. Abajurdan çıkan ışık oldukça yaygın idi. Bu da benim için avantajlıydı, çünkü karanlıktan deli gibi korkuyordum.

Bir süre sonra kapı açıldı ve Sude dağılmış bir şekilde kapıdan içeriye girdi. Saçları dağınık, göz altları ise berbattı. Bu kadar dağıldığına inanamıyordum. Beni görünce gözleri irileşti.

KURŞUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin