Multimedya: Poyraz ÇevikBölüm Şarkısı: Aviva- Princesses Don't Cry
"Bir duvar ördüysem, tuğlasını sen verdin."
İyi okumalar..
11.BÖLÜM: BİTKİNİM
Kiraz teyzenin neşeli neşeli türkü söylemesi ile salondaki masaya kahvaltı hazırlıyorduk. Bugün okula gidesim hiç yoktu, ki zaten gitsem bu sefer Poyraz aptalının pis yüzünü görecektim. Hiç görmek istemiyordum. Derin bir nefes aldım. İçinde olduğum durum bana çok ağır geliyordu.
"Pamuk şekerim git de güzelce bir dometesleri doğra bakem."
Kafamı olumlu anlamda sallayıp mutfağa yöneldim. Büyük beyaz dolaptan iki adet domatesi çıkarıp, tezgahtaki muslukta güzelce yıkadım. Sağ üst çekmeceden keskin bir bıçak alıp domatesleri dilim dilim doğramaya başladım.
"Pamuk şekerim, çayı da demleyi ver tamamı bakem."
Kiraz teyzenin neşeli seslenişi ile domatesleri tabağa özenle yerleştirirken cevap verdim.
"Tamam kırazcığım."
Kahkaha sesini duyuyordum. Nehir Kiraz teyze ile konuşurken öyle hitap ediyordu, bende şakasına öyle diyordum arada. Çayı da demledikten sonra doğradığım domatesleri salondaki masaya görürdüm. Kiraz teyze de kahvaltılıkları masaya özenle yerleştiriyordu.
"Aferin benim güzel kızına."
Gülümseyerek tekrardan mutfağa gidip börekleri bir tabağa koydum. Ardından tekrardan masaya görürdüm. En sonunda masa tamamlanmış, enfes gözüken bir kahvaltı masası ortaya çıkmıştı.
Zengin olmak böyle birşey olsa gerek. Bizim soframızda zeytin, ekmek, peynir ve çay olur. İlk defa bu evde kahvaltı hazırlamıştım. Nehiri evden servis alacaktı. Bende okula gitmemiştim. Onun yerine buraya gelip biraz kafa dağıtmak adına çalışmaya karar verdim. Çünkü dün olanlar âdeta hortum gibi kafamda büyük bir felâket yaratıyordu.
Herşey bitince bizde mutfağa küçük bir masa hazırlayıp kahvaltı yapmaya başladık. Araf bey hâla uyanmamıstı. Ki zaten normal olan buydu saat 07;45 idi. Adam bu saatte kalkıp ne yapacaktı ki.
"Pamuk şekerim Araf bey oğlum iyiki bugün işe gitmiyor. Yoksa sabahın altısında kahvaltı hazırlayacaktık."
Duyduklarıma şaşırmıştım. Ağzıma bir lokma peynir almadan sorarcasına kiraz teyzeye cevap verdim.
"Saat 6 da mı işe gidiyor Araf bey?"
Ekmeğine yağ sürerken elbette der gibi gözlerini büyüttü.
"Aramızda kalsın pamuk şeker kızceğizim, Araf bey oğlum biraz iş kolik."
Kafamı olumlu anlamda sallayıp peynirimi yemeğe başladım. Oldukça lezzetliydi bu peynir. Kahvaltımı güzelce yaptığım sırada Araf beyin tok sesi kulaklarımı doldurdu.
"Sen bugün okula gitmedin mi?"
Kafamı kaldırıp mutfak kapısından bana bakan Araf bey e baktım. Sorarcasına kaşlarını çatmıştı.
"Evet Araf bey, bugün okula gitmek istemedim. "
Kafasını olumlu anlamda sallayıp yanımdaki sandalyeyi çekip oturdu.
"Ah Araf bey oğlum ama ben sana salonda kahvaltı hazırlamıştım. Hep orada yiyiverersin."
Kiraz teyze masanın sol tarafındaki sandalyeye oturmuş Araf beyle konuşuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURŞUN
Romance@Tüm hakları saklıdır ∆ Ses tonum ikna edici olacak ki kafasını olumlu anlamda sallayıp yüzüme yoğun bakışları ile bakmaya devam etti. Öyle yakındık ki geriye doğru adım atmak istiyordum. Bedeni bedenime değiyordu neredeyse, bu yakınlık beni rahatsı...